Bayram öncesi gündemin atl-et, tuval-et, bayramda ise kan ve et olduğu; senenin 365 günü şidd-et, nefr-et, cehal-et ile savaştığımız bir ülkede devamlı bayram kutlayıp tatil yapan yani atal-et halinde bir toplumun bayram sonrası adli yıl açılışı 5.9.2017. Adil bir yıl olur mu? Adal-et herkese lazım bulunur mu? İnşallah diyelim. Adaleli et bulamayanlar da var. Sosyal adal-et de lazım. Geçmiş bayramınız kutlu, Yeni Adli Yıl hayırlı olsun!
Bu esprili girişten sonra, Adli Yıl'ın başında; Adil Öksüz olayına ilişkin kendi bilgi/birikimim ve gözlemlerim çerçevesinde nacizane küçük bir analiz sunmak istiyorum. Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre soruşturma evresinin beyni savcıdır. Adli kolluk olarak görev yapan polis ve jandarma el ayak gibidir. Savcı, onları kullanarak pek çok soruşturma işlemini yürütür. Sulh Ceza Hakimliği ise soruşturma evresinde, tutuklama kararını savcının önüne koyduğu dosya içeriğine göre verir. O dosyada veya verilen kararda sıkıntı varsa Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre ve en azından teorik olarak, olağan şüpheli dosyadan sorumlu savcıdır. Adil Öksüz olayının kilit c. savcısı hakkında medyaya Adil Öksüz olayıyla ilgili demeç verdiği için HSK tarafından 1 yıl kadar önce soruşturma açıldı.
Keşke aynı c. savcısı birkaç yıl önce devam eden davada 220 yıl hapis istemiyle yargılanan ve tutukluyken tahliyesine "vesile" olduğu sanığı, aynı TV canlı yayınına katılıp akladığında/hatta mağdur ve kahraman gösterdiğinde de soruşturma açılabilseydi. O sanık o dosyada oybirliği ile 52 yıl hapis cezası aldı, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı’na ve kendisini mahkum eden mahkeme heyetine halen saldırıp duruyor. Kendisinin kadim dostu c. savcısına ise methiyeler düzüyor. Adil Öksüz olayının kilit ismi olan söz konusu c. savcısı 4 Temmuz'daki kararname ile Ankara'dan Ankara'ya yakın bir ile tayin edildi. Kendisinin FETÖ'nün yuvası Selçuk Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptığını, Konya'daki FETÖ davasında itirafçı olan bir yardımcı doçentin ifadesinde geçen FETÖ sohbetlerine/toplantılarına katıldığı hususunun medyaya yansıdığını, ilk demeç verdiği gazetenin kripto FETÖcü olduğu hususunun medyaya yansıdığını, birkaç sene önce Beyaz TV'de akladığı sanığın pek çok açık veya kripto FETÖcü ile teşriki mesaisi olan azılı bir dolandırıcı, iftiracı, şantajcı olduğu hususlarını da buradan tarihe not düşelim. Detayları yani bu kişileri tanıma şanssızlığımdan/mağduriyetimden mütevellit tespit ettiğim FETÖ bağlantılı tüm hususları ceza hukuku hocalığımın bir gereği ve vatandaşlık görevi olarak Cumhuriyet Savcısına birkaç hafta önce bildirdim. Hatta isim vermeden söz konusu savcıya ve FETÖ bağlantılarına, bir Bimer Başvurusu yaparak 15 Temmuz’dan aylar önce de dikkat çekmiştim. Keşke dikkat çektiğimiz hususlar, o tarihte dikkate alınsaydı, güven veren bir şekilde bizi çağırıp, gözlemlerimizi sorsalardı. Kim bilir belki Adil Öksüz tutuklu olurdu. Takdir yargımızındır. Umarım Adil bir Adli Yıl olur. Adil Öksüz yakalanır. Bütün Fetöcüler, sorumlular, suçlular adalet önünde hesap verir. FETÖ'nün açtığı yaraları sarmaya çalışırken, adalet sistemimiz ve tüm kurumlarımız başka enfeksiyonlar kapmaz, adalet öksüz, öksüzler adaletsiz, kimsesizler kimsesiz kalmaz. Çünkü Cumhuriyet payidar kalmak için, kimsesizlerin kimsesi olmaya ve kalmaya mecburdur. Sevgiyle kalın...