Mandalin, Portakal ve limon ağaçlarını seviyorum, renkleri çok güzel,
Zeytin ağacını seviyorum, saflığı çağrıştırıyor,
Renkli ampullere bayılıyorum, yaşama sevinci veriyor,
Arnavut kaldırımları çok hoş, hele bir de sürüsüyle kedi dolaşıyorsa üstünde,
Taş evlere hayranım, pek çok yaşanmışlığı yad ettiriyor,
Eskicilere tutkunum, şimdiki aklım olsa okumazdım,
Hayvan barınakları ikinci evim, huzur buluyorum,
Karacaahmet çok şenlikli;
orada babam uyuyor, beni büyüten anneannem halen beni özlüyor ve dedem
hatalarımın sınırlarını belirliyor,
İlhan Sokağa bayılıyorum, orada Yadigar ve mahalle var,
Sapanca’daki bahçe harika, klozette begonvili, oto lastiğinde mango’yu başka nerede yetiştrebilirim,
İtalyan filmlerine hayranım, şen sofralar ve aşk,
Tüm sokak köpeklerinin gözleri fevkalade, kimseler öyle bakamaz,
Kağıt bardakla top oynayan mahallenin çocukları, kimseler onlar gibi “Gamze teyze” diyemez,
Utku ile aşk yaşıyoruz, geçen hafta beni Boğaz’a yemeğe davet etti, kocam bilmiyor,
Onur beni çok özlemiş, o da hayranmış,
Özgür arabayla gezdirince öpüyor beni, olsun bu da yeter,
Mevlüt belimden sarılıyor, kolları ancak oraya uzanabildiği için,
Volkan beni görünce sokak ortasında önce oynuyor sonra ellerimi tutup, başını omuzuma koyuyor,
Ramazan bey amca öldü, ölmeden iki gün once hayat hikayesini dinleme fırsatım olmuştu,
Ve Banu; geçim sıkıntısı, ayrılıklar, hüzünler ve umutlar,
Geldi bir pıhtı tıkadı, 45 yaşında göçtü gitti,
20 yaşındaki oğlu Cem, hayattaki ana-babası, kız kardeşi için çok erken oldu,