Nedense yıllardır bazı konularda hep hayalle yaşıyoruz. Bu hayallerimiz gerçekleşmeyince de mazeret üretiyoruz. Son olimpiyat yenilgisi de aynen böyle oldu. Normal olarak Tokyo kazandı. Mazeretimiz hazırdı: ‘Kazanamadık ama rakiplerimiz de çok güçlüydü’. Birlikte yaşamayı öğrenip, komiteye sunduğumuz vaatleri kendi insanlarımız için gerçekleştirelim… Olimpiyat ruhu Tokyo'yu tebrik etmeyi gerektiriyor. Japonları sevinçten ağlarken görmek oldukça zordur. Çok istiyorlarmış almayı.
Spor kültürünün ne olduğunu bir gün öğrenirsek, o gün Olimpiyat alırız. İstanbul’un sorunlarını galiba göz ardı ediyoruz… İstanbul’da nereye gidersek gidelim en az bir saat sürüyor. Herkes metrodan bahsediyor. Tamam olimpiyata gelecek seyircileri metroyla taşıdın da, sporcularda mı metrobüsle, metro ile stada gidecek? Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin alt yapısı rezalet…
Çarşı ortasında kapalı olmayan kadınlara tacizlikten geçilmiyor. Böyle bir topluma hiç sporcu bayanlar gelir mi? Doping var, şike var, Avrupa’da cezalandırılmışız… Ayrıca Türkiye’deki seyircinin Olimpik sporlara olan ilgi ve izleme kültürü açısından öngörülen zayıflığı... İstanbul’un başlıca dezavantajları ise şöyle: Şehrin altyapı eksiklikleri, ulaşım sorunları ve tesislerin çok büyük bölümünün daha inşa edilecek olması…
3. köprü ve 3. havaalanı inşaat projelerinin yaratacağı çevre tahribatının göz önüne alınabilecek olması; son dönemde, ‘kadınlar ve erkekler için iki ayrı havuz yapılacak’ gibi Olimpik ruha ve geleneğe pek uymayan söylemler ve bu görüşü destekleyen türdeki kararlarının yarattığı olumsuz hava; dış politikada son dönemde bazı ülkelerle yaşanan gerginlikler. Olimpiyatların komitesi bunların hepsini biliyor, sadece bilmeyen, bizleriz… Bilsek de kadın ikinci sınıf kabul edildiğinden görmezden geliriz…
Ne yazık ki kendimizi tanımaktan aciziz. Diğer taraftan İstanbul’da yaşayanlar bir bakıma sevinmeli de… Kazansaydık önümüzdeki 7 yıl boyunca kentimiz alt yapı çalışması yüzünden yaşanmaz hale gelecekti. Şehir şantiyeye dönecekti…
Biraz aklı selim sahibi olsak, gerçeği görsek Olimpiyatların kendisine verilmeyeceğini anlar. Asıl önemli olan, küresel kapitalizmin geleceğinde nerede yer aldığınız... Yatırım yapmaya değer, güvenli ve istikrarlı bir ülke misiniz? Diğer taraftan tüm sınır komşularımızla kavgalı veya sorunlu oluşumuz, ülke içi sorunları çözümleyememiş olan bir ülkeye olimpiyat verilir mi?
Hiç değilse neden kaybettiğimizi bilelim ve ‘Allahın sevgili kullarıyız’ diye teselli bulalım. Haa gazetelerde gözüme takılan üzücü haberlerden sadece birkaçı: Nevşehir'in Göreme beldesinde bıçaklı saldırıya uğrayan 2 Japon kadın turistten biri öldü, diğeri yaralandı. Biraz önce medyada okuduğum 2 haber: ‘2015 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde Türkiye - İsveç U21 takımları arasında oynanan maça, polisin Taksim'de biber gazı sıkması nedeniyle ara verildi.
Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan Stadı'nda saat 19.00'da başlayan karşılaşmanın 22. dakikasında futbolcular ve hakemler, saha kenarına doğru gelmeye başladılar. Önce su molası verildiği düşünüldü ancak Taksim'deki müdahaleden dolayı polisin sıktığı biber gazının Recep Tayyip Erdoğan Stadı'na kadar ulaşması üzerine maça ara verildi. Her iki takım futbolcuları soyunma odasına gitti… Ve hemen her gün çeşitli ilçelerde yaşanan eylemler, kargaşa… Yorum sizin sevgili okuyucularım…