"?bu devlet benim devletim değil?" (bir toplantıda bir öğrenci Türkiye Cumhuriyeti Devleti için)
"?Atatürk bulvarı, Atatürk caddesi, Atatürk organize sanayi sitesi, Atatürk oto sanayi sitesi, Atatürk Lisesi, yeter artık be?" (bir toplantıda Hakkari'den bir gazeteci - gerçi şimdilerde herkes "gazeteci-yazar" ya!)
"?Hakkari'de pilot özerk bölge uygulaması zaten 1 sene önce başlamıştı, daha debelenip dursunlar?" (Siirt'ten bir internet gazetesi köşe yazarı)
"?içeridekiler yurtseverler mi?..." (bir konferansı dinlemeye gelenlere ilişkin bir Öcalansever'in merakı)
"?Türk olduğun için mi çayımı beğenmedin?..." (Hakkari'de alan çalışması esnasında anket yapılan evin hanımı)
"?3 Türk askeri ölmüş?" (Özgür Gündem Gazetesi haber başlığı)
"?Kürt halkı Kürt özgürlük hareketi için mücadele veren gerillalarıyla hep gurur duyacak?" (BDP'li bir vekil)
"?2 oğlum dağda öldü, Öcalan'ın özgürlüğü mü daha fazla kayıp mı, Öcalan salınsın bütün evlatlarım feda olsun?" (bir Kürt anne)
"?Diyarbakır cezaevinde görülen işkenceler unutulmadı?" (tartışma programlarından birinde)
"?burası Kürdistan buradan çıkış yok?" (yaptığım bir konuşmanın ardından bana posta koyan bir kürt vatandaş)
"?bu faşist devlet?" (hemen her ortamda)
Buralara varılacağı hemen hiç kimsenin aklına gelmezdi ama oldu.
İkinci dönem iktidarına denk düşen süreçte soruna çözüm bulabilmek için liberal gazetecileri, liberal akademisyenleri ve liberal demokratları bir araya getirerek sorunu tartışmaya açan hükümet kanadı da işin bu boyutlara varacağını ön görememiş olsa gerek ki geçenlerde "hiç kimsenin değil 400km'lik alana, bir karış toprağa dahi gücü yetmeyecek" dedi.
İçinden geçtiğimiz süreçte BDP kanadı, kürtçüler, kürtseverler, aslan liberaller ve aslan demokratlar tarafından yapılan açıklamalar sadece kendisini milliyetçi olarak tanımlayan ve bu tanım çerçevesinde ifade eden kesimlerden değil, bizzat bu soruna çözüm bulmak için gayet iyi niyetle uğraş verdiğine inandığım kişi ve kesimler tarafından da büyük bir yutkunmayla karşılanmakta.
Her bir şehit haberi ardından demokratik mülahazalar bariyeri karşısında politik ve askeri hiçbir karşıtlık görmemeye devam eden PKK, eylemlerine daha büyük bir şiddetle devam ediyor.
Bu denli yoğun bir hırs ve hınç dilinin hakim olduğu, Türk ve kürt yitirilmiş canların ve acıların yarıştırıldğı, kürt milliyetçiliğinin giderek kesifleştiği, bölgede alan hakimiyetinin kurulmaya çalışıldığı, toprak ağalarının palazlanmaya devam ettiği, ana dilde yapılmadığı için temel eğitimin reddedildiği, sloganların hakim kılındığı,
siyasetin insana rağmen yapıldığı, yoksulluk ve işsizliğin adeta kader olarak kabullenildiği, öfkenin kavrulmuş derin yüz çizgilerinin içine sindiği, hıncın gözlerden okunduğu, emeklemeden neredeyse henüz çıkmış çocuklara taş attırmanın bir onur zaferi olarak içlere sindirildiği, şiddet ve cebirin olağanlaştığı,
PKK uğruna hapis yatmaların kutsallaştırıldığı, defin törenlerinin siyasallaştırıldığı, dağ kadrolarına verilen kişi sayısının şan ve şeref meselesi olarak kabul edildiği, "ekmek mi onur mu" mottosunun "yaşasın PKK"ya dönüştürüldüğü, bölgede "zorunlu" hizmet yapan görevlilerin bu "zorunlulukta" tez zamanda kurtulma telaşlarının zihni hükümden galip geldiği,
yol ortasında gündüz vakti askerlerin öldürüldüğü, asılı her bir Türk bayrağına karşı ve belki de daha fazla sayıda PKK bayrağı asmanın "olmazsa olmaz" diye belletildiği, bölgedeki muhalefet ve iktidar partisi mitinglerinin olağanüstü güvenlik önlemleri alınarak yapılmaya çalışıldığı, maruz kalınan işkencelerin katıksız çay sohbetlerinin manevi katığı yapıldığı,
"daha çok çocuk daha çok örgüt üyesi" söyleminin uygulamaya çoktan geçirildiği, mevcut durumun tüm suçlusunun devlet olarak zihinlere kazındığı/kazıtıldığı, uyuşturucu baronlarının nemalarından hiç kimselerin bahsetmediği,
binlerce ölümün sorumlusu terör örgütü liderinin "akil adam" kıvamında topluma dayatılmaya çalışıldığı, hükümetin siyasi hiçbir açılımının beğenilmediği ve oyalama olarak kabul edildiği, böylesi bir ortamda yerini bulamayan, hedefe hizmet edemeyen barış dili tutar mı?
"Barış Dili" Sloganı İşlevini Çoktan Yitirdi
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.