Dünyaya, özellikle en çok kullanılan ya da toplumları en çok etkisi altına alan kavramlar açısından bakarsak, günümüzde en çok kullanılan sözler; ‘Demokrasi ve barış’ sözcükleri. Tabii durum böyle olunca, bu iki sözcük ülkemizde de bazı kesimler tarafından oldukça sık kullanılmakta...
Şimdilerde bir de ‘dünya şu günü, bu günü' gibi kavramlar ortaya çıktı. Tamamen sahte söylemler. Neden mi? Dünyayı son iliğine kadar sömürüp, yer altı yer üstü tüm kaynaklarını talan edip, doğayı, suları, denizleri hatta gökyüzünü bile kar uğruna kirletenlerin sözüm ona çevreci hareketleri desteklemesi insana gerçek gibi gelmiyor…
Şöyle bir etrafımıza göz atalım… Göreceğimiz manzara sadece savaş ve mücadele…Barış ise, sadece bu savaş ve mücadeleler sırasında birazcık güç toplayabilmek için verilmiş mola, o kadar... Esas olan savaş, mücadele…
İşin gerçeği maalesef bu… Çünkü yaşamda; haklı- haksı, Ezen- ezilen, Sömüren- sömürülen, Güçlü- güçsüz arasında barış olamaz… Sadece güçler dengesi varsa ülkeler arasında, o zaman o yerlerde barıştan söz edebiliriz? Şöyle bir etrafımıza bakalım?
Bir tarafta, dünyanın en zenginleri olarak adlandırılan, diğer bir deyimle G-8 ülkeleri de dediğimiz gelişmiş ve de dünyanın kaymağını yiyen ülkeler… Yani; Amerika Birleşik Devletleri, Japonya , Almanya , Birleşik Krallık, Fransa,İtalya, Kanada, Rusya ...Bunların genel dünya nüfusu içindeki oranları yaklaşık yüzde 15. Peki, bu kadarcık az bir nüfusa sahip olmalarına rağmen dünyanın gelirinin ne kadarına el koyuyorlar… Yüzde 80'ine…
Bu da gösteriyor ki, dünyada çok küçük bir azınlık dünyanın gelirinin çok büyük bir çoğunluğuna el koyuyor.. Peki, geri kalan yaklaşık olarak yüzde 85 civarında olan ülkeler ne durumda?? İşte bu büyük nüfus için düşen pay da yüzde 20!
Bu durum sonucunda da ortaya; ‘Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar?’ misali kaos ve kargaşa çıkıyor. Günümüzde emperyalizmin amacı, ulusal sınırlarınızı yıkmak, güvenliğiniz için beslediğiniz ordunuzu dağıtmak… Sanayinizi, tarımınızı yok etmek… Dahası da var… Fazla kazanç uğruna sizin denizinizi, gölünüzü, ırmaklarınızı, gökyüzünüzü mahvedecek, ondan sonra da ‘barış' diyecek!!! Sonuç olarak; emperyalizm yok olmadan barış mümkün değil… Bu da mümkün olamayacağına göre… Varın gerisini düşünün?
