Son günlerde sanatsal, siyasi, ekonomik gelişmeler popülerliğini kaybetti, sadece magazin konuşuluyor. Toplumumuzda son zamanlarda özellikle de sanat camiasında sıkça evlenip boşanmalar arttı. Sözde sanatçıların evlenip boşanma rezaleti… Bir de bu boşanan sanatçıların bazısı boşanmalara marifetmiş gibi gururla, ‘sessiz sedasız ve kaliteli boşandık’ demezler mi… 3-4 kere evlilik ve çocuk yapıp, canları sıkılınca da ayrılanlar toplumda ne yazık ki zaman zaman saygınlık görmüş ve de sanatçı diye anılmış kişiler…Yaşını başını almış bazı sanatçı adıyla ortalarda dolaşan ve de kısa süreli genç kızlarla birliktelik yaşayanlar. Nedense hiç sıkılmıyorlar….Tabii bu kişilere saygınlık ve itibarı gösteren medya, gün geliyor bu kişiler hakkında en ağır eleştirileri de yapıyor. O zaman bu değerli! sanatçılarımız nedense medyaya ateş püskürüyor… Bizde sanatçı sıfatına hasbelkader erişmiş kişiler bu sıfatı, çapkınlık, eğlence yerlerinde bolca boy gösterme, sık sık evlenip boşanma, sıkça sevgili değiştirme, uyuşturucu kullanma vs. olarak görerek hızlı bir yaşam temposu içinde medya malzemesi oluyorlar. Türk İstatistik Kurumu verilerine göre boşananların %48’inin evliliklerinde ilk 5 yılı tamamlamamış çiftler olduğu belirtiliyor. Boşanmaların artışına birçok misal verebiliriz. Dizi filmlerin, kişileri yanlış etkilemesinden tutun da, sosyoekonomik durumu dolayısıyla evliliği yük gibi gören farklı bir grup insana kadar her şeyi söylemek mümkün. Öncelikle yıllar öncesindeki; annelerimizden, anneannelerimizden çok daha farklı bir dönemde bulunuyoruz. O zamanlardaki mektup yazmalar, pastanelerde buluşmalar çoktan tarih olmuş durumda. Gelişen teknoloji ve serbest yaşantıyla birlikte samimiyet ve aşk da büyük ölçüde tarihe karışmış durumda. Kapalısı da açığı da gayet serbest olarak ilişkilerini yaşıyor. İlk olarak zihnimize şunu kazımamız gerekiyor. Evlilik bir esaret değildir!.. Ne biz karşımızdaki insana kul olmalıyız, ne de karşımızdaki insan bizim boyunduruğumuz altına girmeli. Bu yüzden çiftler evlenmeden önce birbirlerine gösterdikleri özeni, evlilik sonrasında da devam ettirmelidir. İkincisi, sevdiğiniz biriyle evlenmeniz gerektiği gerçeği... Yeri geldiği zaman kendi ailemizden birine bile tahammül etmekte zorlanıyoruz. Böyle olunca, sevmediğimiz bir insanla aynı yastıkta uyanmaya ne derece katlanabiliriz? Sevgi; güzel olan her şeyin temelidir.

Sevgi yoksa, çiftlerden birinden birinin gözü illa ki dışarıda olacaktır. Bu yüzden sevdiğinizden emin olduğunuz kadar, sevildiğinizden de emin olmanız gerekiyor. Hepimizin küçük veya büyük hataları mutlaka vardır... Karşınızda, en ufak hatanızda sizin kalbinizi kıracak veya sizi rencide edecek bir eş görmek istemiyorsanız, sevildiğinizden de emin olmanız şarttır. Çünkü sevgi, ufak kırgınlıkları ortadan kaldırır. Evlilik, sorumluluk demektir. Fakat sorumluluk olduğu kadar paylaşım, sevgi, anlayış ve aşk da gerektirir. Bu nedenle evlilik kurumunu daha fazla yıpratmayalım. Özellikle de sanatçı! sıfatını almış kişilerin bu konuda iyi örnek olmaları gerekmiyor mu?..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72