İstanbul, çarpık kentleşmenin ve betonlaşmanın esiri oldu. Betondan geçilmeyen 15 milyonluk megakentin kimi ilçelerinde, bırakın nefes alınabilecek bir yeşil alan bulmayı, bir ağaç bile bulmak güç. İstanbul’da kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının 1 metrekarenin bile altında olduğunu savunan şehir plancılarına  göre, sağlıklı bir yaşam için bu oran 10 metrekare olmalı. İBB’ye göre ise, İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan 6.4 metrekare. Bu rakam Avrupa ülkelerinde 45 metrekareye ulaşıyor.

 

Konumu ve tarihi dokusuyla Türkiye’nin Avrupa’ya açılan penceresi olan İstanbul’un çarpık yapılaşma ve artan betonlaşmayla geldiği nokta içler acısı durumda. Şöyle bir helikopterle şehrin üzerinde tur attığınızda bu kötü manzarayı çok daha yakından görebileceksiniz…Manzara, megakentin içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor.

Yüzlerce, belki de binlerce binanın bulunduğu alandaki ağaçları neredeyse parmakla sayabiliyorsunuz. Şehirdeki en önemli yeşil alanlar ise, askeri alanlar, saray bahçeleri, tarihi alanlar, mezarlıklar ve türbelerin çevreleri...Bilindiği gibi sıkça gündeme getirilen ama  çok çabuk da gündemden silinebilen İstanbul depremi gerçeği var…

Bilindiği ve de bilinmesi gerekli olan, yeşil alanların; şehirlerde estetik, hava kirliliğini önleme, temiz hava sirkülasyonunu sağlama, iklimi yumuşatma, yaşanabilir bir çevre oluşturmanın yanı sıra sağlık açısından da büyük önem taşıdığıdır. Yapılan araştırmalar, Avrupa’daki şehirlerde ortalama 20 metrekareyi bulan kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının İstanbul’da 1 metrekarenin bile altında olduğunu göstermekte.
 

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın 1999’da yaşanan büyük depremin ardından hazırladığı ‘Plan Yapımına Dair Esaslara İlişkin Yönetmelik’e göre, şehirlerde kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının 10 metrekare olması gerekiyor.
Bu durumda yapılacak iş, İstanbul’un beton yığını olmaktan çıkarılması… Uluslararası standartlara göre 700-800 metre yarıçaplı bir alanda insanların yürüyerek ulaşabilecekleri bir yeşil alan, yani bir park olmalı.

Kentin dışındaki ormanlar veya yol ve kavşak çevrelerindeki pasif yeşil alanlar kullanılabilir alanlar değil. Ayrıca deprem riski bulunan İstanbul gibi bir kentte insanların olası bir tehlike anında çıkabilecekleri açık alanlara ihtiyacı var. Ama birçok yerde bu tür alanlar maalesef yok. Çünkü bir karış boş alan bulundu mu hemen oraya bir bina dikiliveriyor.
 

Son yıllarda yeşil alanlar jet hızıyla yapılan imar değişiklikleriyle imara açıldı… İstanbul’daki yeşil alanlar tükenmeye yüz tutmuş durumda. Kesilen ağaçların yerine yenileri dikiliyor palavrasına da inanmayın. İstanbul, adeta oksijensiz bırakılıyor. Yaz günlerinde insanlar kentte bunalıyor. Yaşanılan çöl sıcaklarına neden, yeşil alanların yokluğu ve çarpık yapılaşmanın büyük etkisidir. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yetkilileri ise, İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan miktarının 6.4 metrekare olduğunu ve bu orana pasif alan olarak tabir edilen yol kenarları ve kavşaklardaki yeşil alanların da dahil olduğunu söylüyor. Dünyada bu oranın 7 metrekare, Avrupa Birliği’nde ise 10 metrekare olduğunu söyleyen belediye yetkilileri, hedeflerinin İstanbul’da bu oranı 10 metrekareye çıkarmak olduğunu ifade ediyor.

Dünya genelindeki kişi başına düşen yeşil alan araştırmasına göre, İstanbul, birçok şehrin gerisinde kalıyor. İşte, bazı ülkelerden çarpıcı örnekler şunlar:
* Amsterdam: 45.5 metrekare
* Rom