Dikkat ederseniz hemen her gün yazılı ve görsel basında cinsel taciz, cinsel istismar olaylarına rastlıyoruz. Özellikle çocuk yaştaki veya engelli kızlara yapılan saldırılar insanı çileden çıkarıyor…Türk toplumunda cinsellik neden bir ‘tabu’dur. Doğumdan itibaren bize böyle aşılamışlar. Bizler, 14 yaşındayken 'cinsellik' kelimesinin ayıp olduğunu, küfür olduğunu zannederdik. Halbuki, bu bütün insanların doğasında var.  Tabu olarak görüldüğünden zaten tecavüz bu kadar çok. Türkler genel olarak hep böyle oldu şu an batı ve doğu kültürü senztezlenmiş bir Türkiye var ama halen doğu kültürü daha baskın. Arap veya belki başka insanların kültürü bilemeyiz. Ama cinsellik psikolojik, toplumsal ve kültürel olarak birey ve toplumu etkiler.  Bireylerin erkek ya da kadın olarak ayrıştırılmadığı neredeyse herhangi bir din bulunamaz. Bir siyasal ideolojinin hitap ettiği kitleyi erkekler ve kadınlar olarak ayrıca görevler biçmediği düşünülebilir mi? Erkeği ve kadının birbirlerini anlamakta çektikleri güçlük o kadar büyüktür ki işin sonunda kadının Venüs’ten, erkeğin ise Mars’tan geldiği bile söylenmiştir. Kadının toplumuzdaki algılanışın, toplum düzenimizde meydana gelen büyük değişiklikler ile birlikte değişime uğradığı, bir ilerlememeden bahsedilse bile bunun ancak iki ileri bir geri ritminde ağır ve zorlayıcı adımlar ile gerçekleştiği unutulmamalıdır. Türkler, her karşılaştıkları kültürden birçok şeyler öğrenmiştir. Kadın, genel itibari ile tarihin de bize gösterdiği üzere, siyasal düzen ne kadar çeşitli olursa olsun erkeğin hizmetinden kurtulamamıştır, bu acı bir gerçektir. Batıya doğru ilerleyen toplumumuz kurduğu her devlet ile beraber, istisnaları ayrı tutarsak, elbette kadının toplum yapısındaki değeri gerilemiştir. Kadının özgürlüğü önündeki engellerin ana kaynağı yasalar değildir. Kadının bölgesel farklılıklar dışında toplumsal anlamda kalkındığını iddia etmek gözle görüneni inkâr etmek olur. Devrimle gelen kadının siyasal, kültürel ve toplumsal engellerini kaldıran yasalar dahi bugün tartışma konusu yapılıyor. Kadınlar öldürülmeye, ideolojik, ekonomik ve biyolojik olarak sömürülmeye devam ediyor, cinsel kimliğin özgürce yaşanabilmesini bırakın taciz ve tecavüzün önü alınamıyor. Görüşleri, yaşamı ya da kılık kıyafeti nedeniyle kadınlar her an taciz, tecavüz, saldırı ve ölüm korkusuyla yaşıyor. Çok özenilen batı ülkelerinde neredeyse bir asır önce tamamlanmış birçok mücadele, topraklarımızda olabildiğince vahşetiyle devam ediyor. Evde, okulda, işte, ya da sokakta kadın erkeğin boynuna doladığı zincirlerden kurtulamıyor. Sadece yasalar ile kadınların sorunlarının çözülemeyeceği açıkken büyük bir devrimsel atılım ile genç cumhuriyetimiz yasalarımızı değiştirmişti, zihinlerdeki algıların değişimini ise zamana yaymıştı. Şimdi o yasalarla değiştirilemeyen algılar, o yasaları değiştiriyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.