Bir kaç yıl önce İsveç'in çöpünün bittiğine ilişkin oldukça dramatik bir haber okumuştum. Haberin içeriği, 250.000'den fazla evin ısınma ve elektrik gibi ihtiyaçlarını çöplerin yakıt olarak kullanılmasıyla karşılayan İsveç hükümetinin ülkede çöpün bitmesinin ardından komşusu Norveç'in kapısını çalması üzerineydi. Ah ah Nordik ülkelerin sorunları da hiç bitmiyor canım! Bizde komşu komşunun külüne muhtaçtır derler. Bu haberden sonra anladık ki komşu komşunun çöpüne de muhtaç olabiliyormuş. Norveç tüm misafirperverliği ile İsveç'e kucak açmış ve elindeki fazla çöpleri İsveç'in alması için birde üstüne para vermişti. İsveç ülkesinde elektriği ve ısınmayı bedavaya getirirken para da kazanmıştı anlayacağınız. İki ülkenin göz yaşartıcı sorunu ve çözüm şekillerini Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu olan bir birey olarak "Neden bizim Irak ile, efendime söyleyeyim Yunanistan ile böyle tatlı sorunlarımız ve çözümlerimiz yok?" sorusunu gerek jeopolitik gerek tarihsel arka plan ile detaylı olarak anlamlandırabilirim ama "Temizlik imandan gelir." sözünün benimsetildiği güzelim ülkede yere çöp atma alışkanlığının bu kadar çok olmasını sade bir birey olarak ne anlayabiliyor ne de açıklayabiliyorum.

Kimisi misafir gelecek diye zaten her gün yaptığı temizliğe boyut atlatıp pencereleri, kapıları, dolap arkalarını, bilumum kanepelerin altlarını tekrar tekrar siler. Kimisi arabasına olan düşkünlüğünü her hafta paspaslarını, sileceklerini, aynalarını elden geçirerek taçlandırır. Bir başkası bahçesini muhteşem bir botaniğe dönüştürmek için bitkileri sıraya dizer.

Ama ne yazık aynı duyarlılığı çevremize gösteremiyor olduğumuzdan, çiçeklerden ziyade çekirdek kabukları görüyor, denizden de balık yerine atık topluyoruz. Çimenlerin arasından pet şişeler, çekirdek kabukları, gazoz kapakları, yiyecek artıkları fışkırıyor. Suyunu içen şişesini denize atıyor, sigara izmaritleri balıkların önüne atılıyor; sokaklara, denizlere çöp kutusu muamelesi yapılıyor. Sadece çöple çevre kirlenmiyor, canlıların sağlığı da tehlikeye atılıyor. Su kaplumbağaları boyunlarına dolanan plastiklerden dolayı boğuluyor, yere atılan sakızlardan dolayı gagaları sakıza yapışan kuşlar nefessiz kalıyor. Plastiği dönüştüremeyen toprakta bitki kökleri zarar görüyor. Ve insanlar çöp atma konusunda bu kadar duyarsız oldukça Belediyeler ne yaparsa yapsın, ne kadar temizlerse temizlesin fayda etmeyeceği ortada.

Velhasılıkelam, temiz olmak aslında evden değil dışarıdan başlıyor. Belki hemen İsveç gibi çöpü bitiremeyiz ama çevremize daha saygılı ve duyarlı olarak çöpü sokağa değil çöp kutusuna atabiliriz. Ne demişler nasıl bulduysan öyle bırak. Doğayı rahat bırak, geleceğe iyi bak...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.