FETÖ'nün hakim ve savcıları kendi mahkemelerini kurmuşlar.
Adalet sadece kendilerinden olanlara işlemiş.
Geçmişe dönük verilen onca kararın adaletsizliğinin tek tek sorgulanması mümkün değil.
Büyükelçiler, Başkonsoloslar Fethullahçı Devlet Yapılanması için çalışmışlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için değil.
Bilgi Teknolojileri Kurumu ve Türkiye İletişim Başkanlığı hep kendilerinden olmayanlara tuzak kurmak için çalışmış.
Onca insan dinlenmiş, mahremine girilmiş.
Bakanlıklar bu cemaat üyelerinden oluşmuş, hizmetleri halka değil kendi yandaşlarına olmuş.
Yüzlerce genç haksız yere elenmiş, kendilerinden olanlar basamakları son hız tırmanmışlar.
Askeri okullarda kendilerinden olmayan çocukları çeşitli pis yöntemler kullanarak atmışlar, hayalleri yarım kalmış.
Askeriyede olmayacak adamlar kurmay olup, paşa olmuşlar.
Genelkurmay'da personelin, MEBS'in başına geçip, kendilerinden olanları kritik yerlere atamışlar, diğerlerine iftira atmak için dinlemişler.
Milli Eğitim'de tüm kaleler fethedilmiş.
Okul müdürlerinde, eğitimin karar alıcı diğer kademelerinde bunlardan olmayan kalmamış.
Emniyet teşkilatı ‘Kalkışma'dan bu yana bunlardan temizlenmeye çalışılıyor, mümkün görünmüyor.
TÜBİTAK kime hizmet etti, Meçhul.
Savunma Bakanlığı projeleri kimlerin elinde, bilinmez.
Kaç kaymakam, kaç vali bu yapılanmaya ne ölçüde hizmet verdi, Allah bilir.
Milletvekilleri kaç dönem bu yapılanmanın vekilliğini yaptılar, öğrenebilecek miyiz?
Darbe kalkışmasının üzerinden bir zaman geçti, şimdilerde de PKK terörünün eylemleri ile yeniden ve daha yoğun ve çok yönlü biçimde karşı karşıya kaldık.
Büyüme ve gelişme açısından ne kadar çok benziyor biri diğerine.
AK Parti ilk iktidar olduğunda hazır kadroları yoktu. Fethullah'ın yetişmiş adamlarından kadrolar oluşturabildi, Borçlu kaldı.
Askeri vesayeti temizleyebilmek için maşa olarak kullandı, Borçlu kaldı.
Sonrası malum, sonuç; devleti ele geçirme.
PKK'yı koruyan, kollayan devletlere denge uğruna tavır alınmadı, PKK iyice büyüdü, Türkiye'yi köşeye kıstırmak için kullanıldı.
Sonrası malum, sonuç; devlet içinde devlet talebi.
Devlet kendisini toparlar da, bu denli yoğun bir travma yaşamış olan benim gibi "farkında sıradanlar" nasıl atlatacak asıl mesele bu.