Tanışmamız tam bir tesadüf neticesi oldu. KA.DER Kadıköy Şubesi’nin aylık geleneksel KA.DER Kahvesi’nde CHP’li olduğunu sonradan öğrendiğim bir hanımefendi sohbetimiz esnasında “CHP Çekmeköy’ün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı var, katkı sağlasanız ne iyi olur” demesiyle başladı her şey. “Numaramı verebilirsiniz, isterlerse ararlar, görüşürüz” yanıtını verdim. “Olağan CHP’li tarzıdır, o an söyler, o an unutur” diye zihnimden geçirirken hemen ertesi gün CHP Çekmeköy Kadın Kolları’ndan Oya hanım aradı, tanışmak, konuşmak istediklerini söyledi. Buluştuk, konuştuk, 3 güzel insanla tanışma fırsatı buldum, CHP Çekmeköy Kadın Kolları Başkanı sevgili Fulya Yeşiloğlu, Kadın Kolları’ndan sevgili Sabriye Kapı ve Kadın Kolları’ndan sevgili Oya Sönmez İyigün.
CHP’ye ilişkin görüşlerimi açıklıkla ifade ettim, kısaca “bugüne dek hiç şaşmadı, hep CHP’ye oy verdim ama her verişimde de elim titredi, istediğim CHP bu değil, muhalefet böyle yapılmaz, insan insanı ezerek, iç kavgalar ifşa edilerek örgüt yürümez, vefasızlıkla politikada bir yere gelinmez, tüm kızgınlıklarıma rağmen hep diliyorum ki bir gün CHP öyle bir iç olgunluğa erişsin ki sandık başına her gidişimde CHP’ye oy vermek bana hem sevinç hem de gurur versin.”
Sükunetle dinlediler, sonunda üç CHP’li bir ağızdan “Elinizi taşın altına koymadan, uzaktan tespitlerde bulunarak, iyileşmeyi beklemek biraz bencillik olmuyor mu? Madem aksayan yönler var, gelin siz de destek olun, böylece bir alanda katkı sunmuş olursunuz. İlçe’yi bu hale getirebilmek için bugüne dek nasıl çabaladığımızı anlatamayız, Kadın Kolları’na insan gücü sağlayabilmek için kapı kapı dolaştık, etkinliklerimizi cazip kılabilmek için ikramları evlerimizde hazırladık hiç hayıflanmadan, eve gece yarısından çok sonra girdiğimiz zaman o kadar çok oldu ki hiç ‘öf’ demedik, halk ile temas kurabilmek için hiç bir özel günü atlamadık, ya bir toplantı düzenledik ya da ziyaretlere gittik, hiç kıskanmadık, hiç kimselere çelme takmadık, iltifat beklemedik, sadece işimizi yaptık, sırf inandığımız için ve Atatürk’e layık olabilmek için. Tüm aşamalarda İstanbul İl Kadın Kolları Başkanımızın tam desteğini arkamıza aldık, bizleri hep cesaretlendirdiler, işlerimizi kolaylaştırdılar, emeklerini unutmamız mümkün değil.”
Ve şöyle devam ettiler: “Bizim Çekmeköy CHP olarak seçimler öncesi mahalle temsilcilerine ve örgüt tabanına eğitim sunma gereksinimimiz var, bu imkanı sunarsak hem mahalle temsilcilerimizin hem de tertemiz, güzel gönüllü ancak eğitime muhtaç kadın tabanımızın; kararsız ya da CHP’ye kırgın seçmeni kazanmasını, sahada görünür olmasını, bilinçlenmesini sağlayabiliriz. Siz Sivil Toplum Örgütleri’ne Siyaset Akademisi Eğitim Programları düzenliyorsunuz, Çekmeköy’de topluma hizmet için kurmuş olduğunuz ve okullarda Veli Bilinçlendirme Seminerleri sunduğunuz Hedefimiz Gelişim Grubu adlı Oluşum’un da içinde fiilen yer alıyorsunuz, CHP İlçe kapsamında vereceğiniz eğitim programını CHP ölçeğinde, Parti bazında değil, Çekmeköy kadınlarına bir hizmet olarak görün, siz hem bir eğitimci hem bir kadın hem de bir annesiniz, size ihtiyacımız var.”
Ben de sükunetle dinledim, itiraf edeyim çok şaşırdım. Bir kaç gün sonra CHP Çekmeköy İlçe Başkanı sevgili Murat Cirav’ın daveti üzerine kendisi ile tanıştıktan ve Kadın Kolları’nın diğer emekçilerini gördükten sonra şaşkınlığım daha da arttı. “Demek böyle de CHP’li olunabiliyormuş” dedim.
Benim “imkansız kadınlar” sıfatını kondurduğum Çekmeköy’ün Kadınları’na fayda sağlayabilmek için, Parti’sini Çekmeköy’de kalkındırabilmek için Parti içi lüzumsuz çay sohbetleri düzenlemek yerine sahada olmanın kıymetini anlayabilmiş, kavga-gürültünün sadece zarar verdiğine iman etmiş, beklentisiz, tertemiz gönüllü bu üç kadınla hayatımın bu noktasında kesişmek güzel oldu. Darısı diğer örgütlerin başına.
Oy verme işini hariç tuttuğum CHP ile süre gelen “güleryüzlü mesafe üzerine yapılandırdığım ilişkimi” koruyacağımı ifade ederek, kısa zamanda tekrar görüşmek üzere sevgi ve dostlukla ayrıldık.