Sık sık gündeme getirilen İstanbul depremi konusunda her ne kadar çalışmalar yapılsa da bu yeterli değil. Öncelikle depremin ne zaman olacağı belli değil. Deprem tarih ve saat vermiyor. Ama deprem olacak. Bu bir gerçek. Peki, 'vatandaşların can ve mal kayıplarını asgariye indirmek için ey belediyeler ne yapıyorsunuz?'.
Vatandaş bunun hesabını sormak ve de cevabını almak istiyor. Şu anda her türlü belediyecilikle ilgili konularda bütün belediye başkanlarının genel konusu, kentsel dönüşüm. Türkiye'nin en öncelikli projelerinden biri kentsel dönüşüm olduğuna göre 6306 sayılı yasa ile hayat bulan bu proje eğer tam olarak uygulanırsa can ve mal kaybı yaşanmayacak kadar azalacaktır.
Riskli yapı stoku ortadan kalkacak. Çağdaş yeni planlamalarla güvenli ve modern kentler ortaya çıkacak. Tabii deprem gelmekte gecikir ve bu çalışmalar sonuçlanırsa…Deprem geliyor, İstanbul'da yüz binlerce insan ölecek. Bunu açık yüreklilikle söylememiz gerekiyor. Bu nedenle ey millet. Şehircilik ve Çevre Bakanlığımız başta olmak üzere ve devletin diğer unsurları belediyeler ivedi olarak yaklaşan bu depremden vatandaşların canını kurtarmak için çalışmaları gece-gündüz demeden bitirmeli.
Çünkü, Allah korusun deprem şu anda olduğu takdirde çok canlar yanacak, çooookkk…Çok kez uyardılar zaten. Öldüren deprem değildir, çürük binalardır. Ne var ki, birileri ölmeden kimse bu ülkede tedbir almaz. Öncelikle halkı bilinçlendirmek gerekiyor. Korkunun ecele faydası yok. ‘Allah korur’ felsefesi de gerçek dışı. Sen evvela kendi kendini koru da, ondan sonra Allah’a sığın...
Deprem geliyor, bunu açık yüreklilikle söylememiz gerekiyor. 'İstanbul'da Yüz binler Ölecek' sözü ise tamamen binaların çürüklüğünden kaynaklanıyor. Yıllardır, u binaların yapımına, ruhsat verene, verenlere lanet olsun. Şimdi bazı siyasiler atışma konuşmalarında, ‘yandaşlara rant sağlanıyor’ diyor ya.
Yıllardır yandaşlara rant sağlanmadı mı? Sağlanmadı diyen varsa çıksın… Ne gezer… Sözün özü: Burası Türkiye… İnsanımız da Türk insanı… Yani yıllar da geçse, kıyamet de kopsa bizim kafa yapımız, menfaatçilik duygumuz asla azalmaz. Yıllardır böyleydi, bundan sonra da bir şey değişmeyecek… Böyle biline…