Kuzey Kore’yle ABD arasındaki gerilim son yılların en yüksek seviyesine çıktı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Kuzey Kore yönetimini ‘ateş ve öfke’yle tehdit ederken Kuzey Kore de Pasifik’te ABD toprağı olan Guam Adası açıklarına balistik füze fırlatma tehdidi savurdu.
Peki sıcak çatışma çıkar mı yoksa taraflar yatışır mı? İngiliz gazetesi The Guardian gazetesi, gerilimin nereye varabileceğini yedi senaryoda değerlendirdi:
1- ÖNLEYİCİ SAVAŞ
Trump’ın deyimiyle ‘ateş ve öfke’ seçeneği. ABD Başkanı’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster, ‘önleyici savaş’ tercihini olası politika seçeneklerinden birisi gündeme getirdi. Bu senaryoda ABD Kuzey Kore’nin askeri altyapısına ani ve ağır saldırı düzenleyebilir; böylece ülkenin ABD’ye saldırma kapasitesini geriletirken ülkede bir askeri darbe veya isyanı da tetikleyebilir.
Fakat bu seçeneğin riskli olduğu düşünülüyor. Zira Pyonyang yönetimi ülkenin her bir yanında füzeler saklamış durumda; Ayrıca 8 bin tane uzun menzilli top Güney Kore’nin başkenti Seul’e kilitlenmiş durumda. Böyle bir saldırının Kim Jong-un’u tamamen silahsızlandırması imkânsıza yakın ve Kuzey Kore’nin yapacağı bir misilleme kitlesel sivil ölümlerine yol açabilir.
2- GÜÇ YOLUYLA DURDURMAK
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un.
Washington ve müttefiklerinin Kuzey Kore’nin provokasyonlarını cezalandırmayarak karşı çok yumuşak davrandığını düşünenler olanlar var. Bu görüşe göre, orantılı bir güç kullanımı cezalandırıcı mesaj verebilir ama ilk senaryo gibi topyekûn bir savaş anlamına da gelmez. Bu senaryoda, Pyongyang’ın bir sonraki kıtalararası füze veya nükleer denemesine karşılık olarak, bu denemelerin yapıldığı noktalar vurulabilir.
Bu senaryodaki en büyük sorun ise Pyongyang yönetiminin sınırlı müdahale ile topyekûn savaş arasında bir ayrım yapacağının garantisinin olmaması. Dahası, bir kez başladıktan sonra tırmanışın savaş seçeneğine evrilmesinin nasıl engelleneceği de bilinmiyor.
3- REJİMİ DEVİRMEK
Kuzey Kore liderliğini öldürmeye çalışmak ABD ile Güney Kore’nin ortak savaş planının bir parçası ve Güney Korelilerin tam da bunu yapmak için eğitilmiş özel bir tugaya sahip olduğu iddia ediliyor. Fakat bu seçeneğin başarısız olmasına sebep olabilecek binlerce risk var. Kim Jong-un dünyanın en iyi korunan hedeflerinden birisi ve onun yerine daha kötüsünün gelmeyeceğinin garantisi yok. Dahası, bu seçenek topyekûn savaşı tetikleyebilir.
4- EKONOMİK BASKIYI ARTIRMAK
Kuzey Kore, özellikle de BM’nin geçtiğimiz haftasonu dayattığı son yaptırımların ardından, ekonomik açıdan dünyanın en çok tecrit edilen ülkesi. Bu baskıyı daha da artırmasa, Çin’in daha fazla destek vermesini gerektiriyor. Fakat Pekin yönetimi Kuzey Kore’de rejimin çöküşünün tetiklenmesinden korkuyor. ABD’de bazı yorumcular, Kuzey Kore’ye yönelik mevcut ambargoyu delen Çin şirketlerine yaptırım çağrısında bulundu. Fakat bu, Pekin’in misilleme yapmasına ve böylesine kritik bir dönemde ABD ile Çin arasında bölünme yaşanmasına yol açabilir. Dahası, ekonomik yaptırımların, bir yandan kaçakçılık işine girmiş, bir yandan da kendi kendine yeterlilik ideolojisini benimsemiş bir rejimin davranışlarını değiştirip değiştirmeyeceği belirsiz.
5- RESMİ MÜZAKERELERE DÖNÜŞ
Kuzey Kore yönetimi, Obama yönetimi döneminde çöken altılı nükleer müzakerelere dönüş konusunda pek istekli değil. ABD ise müzakere seçeneğine dönmek için Pyonyang’ın füze denemelerine son vermesini ve görüşmelerin nihai hedefinin ‘nükleer silah programının tamamen ortadan kaldırılma’ olduğunu kabul etmesini şart koştu. Pyongyang bu iki koşulu da kabul etmeye hazır değil. Diğer yandan, bu saldırgan devleti nükleer silah sahibi olarak resmen kabul etmek, dünya çağında silahsızlanma açısından olumsuz sonuçlara yol açar ve bu örneği izlemek isteyen diğer devletleri cesaretlendirir.
6- ‘ATEŞKES’
Çin ve Rusya’nın desteklediği plan şu: Pyonyang füze ve nükleer denemelerini sonlandırırken, ABD ve Güney Kore de ortak askeri tatbikatlara son verecek. Bu yaklaşıma getirilen bir eleştiri, Güney Kore’nin savunma amaçlı önlemleriyle Kuzey Kore’nin nükleer bombalar patlatarak dünyaya kafa tutmasının eşit olduğunun varsayılması konusunda… Güney Kore’nin yeni Devlet Başkanı Moon Jae-in bu konuya selefinden daha ılımlı yaklaşıp yaklaşmadığını henüz açıklamadı. Pyonyang’ın da bunu kabul edeceğinin garantisi yok.
7- DİYALOG KANALI
ABD’nin önde gelen Kuzey Kore uzmanlarından olan ve bu ülkeyi yedi defa ziyaret edip nükleer tesisleri gezen Sigfried Hecker, iki tarafın yetkililerine derhal biraraya gelip koşulsuz bir iletişim kanalı açmaya çağırdı. Hecker, küçük bir olayın kontrolden çıkabileceği türden yanlış değerlendirmelerin önlenmesi için taraflar arasında diyalog kanalı bulunması gerektiğini söyledi.