“Onlarsız bu süreç bu denli hızlı ve planlı atlatılamazdı”
Bizler ne denli plan ve programlar geliştirmiş olsak bile, yeni yatırımlar yapmakta devam etsekte, bu süreç ancak birlik ve beraberliğin gücü ile başarılı olabilir. Bu anlamda geride bırakmaya çalıştığımız pandemi sürecinde asla “hayır ve olmaz” kelimesini kullanmayan, gecesi ve gündüzü ile işten öte insanlık dersi veren, yardımlaşmayı bir gönül vazifesi kabul eden sağlık, emniyet, eğitim ve tüm sektörlerde ki gizli kahramanlara teşekkürü bir borç bilirim. Onlarsız bu süreç bu denli hızlı ve planlı atlatılamazdı.
“Bu sürecin tatbikatını biz Lider Trafik Müşavirliği,Hls filo olarak yıllardır yapıyoruz, kriz ve kriz sonrası iş planlarımız ve programlarımız her daim hazır.”
Koronavirüs süreci aslında, 1930’lardan bu yana hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ekonomileri kuşatan ilk kriz. İnsanları evlerine kapanmaya zorlayan tedbir ve önlem süreci başladığında genel olarak ilk tepkimiz, tarihî örnekler aramak oldu: 1914, 1929, 1941 gibi. Oysaki her yeni arayış bu sürecin aslında tarihte bir ilk olduğu gerçeğini bizlere tüm detayları ile sundu. İşletmeler bir yandan devletin alacağı tedbir ve önlem paketlerini yakinen takip ederken, bir yandan da verdikleri hizmeti eksiksiz yerine getirme telaşına düştü. Kimi bu süreci gerçek anlamda profesyonelce yürüttü, kimi ise ne yazık ki süreç içinde boğulup kaldı. Bu boğulmanın sebebi ise çok açık; kriz öncesi krize yönelik hali hazırda bir ekonomik plan ve programa sahip olmamak ve kriz sürecine müdahale edememek. Kısacası hazırlıksız yakalanmak.
Geride bıraktığımız son 5 ay içinde ekonomi başta olmak üzere, kişisel hayatımıza varana dek birçok alanda köklü değişime başladık ya da bu başlangıcın temellerini attık. Malum yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte hizmet, arz zinciri, stratejik ürünler, güvenlik, güven, ortak hareket etme, lojistik gibi kavramlar üzerinden küresel ticaret yeniden tartışılmaya başlandı. Ancak gerek uzmanlar, gerekse bire bir ticaretin içinde bulunan işletmeler ve işletme yöneticileri, Türkiye'nin coğrafi konumu, lojistik ağları, aksamayan tedarik zinciri, acil durumlara müdahale kapasitesi, sağlam sağlık sistemi ve kriz yönetme becerisi gibi daha birçok unsurla birlikte avantajlı konumda bulunduğunu belirtiyor. Şahsen bende aynı görüşe sahibim. ABD ve Çin başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde ki sağlık, eğitim ve elbette ki ekonomik durağanlığı göz önüne aldığınızda ülkemizin bir nebze daha sağlam yere bastığını söylemek yanlış bir tez olmaz.
Küreselleşmenin askıya alındığı bu süreçte yerel hizmetin ön plana çıktığını, işini doğru, zamanında ve eksiksiz yerine getirenlerin bu süreçte gerek rakiplerine karşı birkaç adım önde olduğunu, gerekse sektöründe liderliğe oynadığını gönül rahatlığı ile dile getirebilirim. Plan ve programını, var olan personelini en aktif şekilde süreç programına dahil eden işletmeler müşterilerine karşı eksiksiz hizmet vermeyi sürdürürken, süreç öncesi her hangi bir profesyonel hizmet anlayışı belirlemeyen, bir iş planı ve programı bulunmayan, en önemlisi kriz ve kriz sonrası süreci yönetecek bilgi ve birikime sahip olmayan işletmeler bu süreçte ya kapanmak zorunda kaldı ya da büyük bir ekonomik dar boğaza girdi. Bu da elbette ki tüm sektörlerde gerek yerel, gerekse küresel sıkıntıya neden oldu. Bu sıkıntı genel anlamda hizmet alımı, tedarik, ulaşım ve ham madde edinmede ön plana çıktı.
Ben ve ekibim de elbette tüm işletmeler gibi bu süreçten etkilendik. Ancak bu etkilenme şirket ve şirketimize bağlı markaların verdiği hizmeti sunmamızda asla bir engele neden olmadı. Çünkü bizler her daim bu ve bunun gibi bir çok krize karşı önlemimizi önceden plan ve programımıza dahil ediyoruz. Bu anlamda bu sürecin tatbikatını biz Lider Trafik Müşavirliği olarak yıllardır yapıyoruz, kriz ve kriz sonrası iş planlarımız ve programlarımız her daim hazır.
“Daralan iş dünyasında yatırım yapmak ancak girişimcilerin becerisi ve öngörüsü ile olabilir. Bizler yeni yatırıma hazırız…”
Ekonomik daralma başta olmak üzere sektörel daralmaları da göz önüne alarak hizmetlerimizi yeni döneme uygun hale getirdik. Aslında bu süreci bizler yıllardır uyguluyoruz. Trafik müşavirleri arasında ilk online müşteri panelini geliştiren, devlet kurumları ile entegre çalışan ilk online işlem yazılımını geliştiren ve uygulayan firmayız. Üstelik bundan 10 yıl önce bu süreci başlattık ve durmaksızın AR-GE çalışmalarımız ile güncelleyerek hızımıza hız, müşteri memnuniyetimize ise yenilerini katmaya devam ediyoruz.
Birçok şirket ve kuruluşun yeni başlattığı teknolojik yatırımları biz Lider Trafik Müşavirliği olarak yıllar önce bizzat şahsımın geliştirdiği yazılım projesi ile hayata geçirmiş olmanın büyük onur ve gururunu yaşıyoruz. Ve elbette bundan ötürü büyük bir avantaj yaşıyoruz. Şimdi ise yeni yatırımlara ve gelişmelere ön ayak olmak adına yeni girişimleri hayata geçirme zamanı. Bu anlamda yeni markamız ile çok yakında sektörel hizmetlerimizi daha geniş kitlelere, KOBİ ve KOBİ+ firmalar ile ülkemizin önde gelen kurum ve kuruluşlarına ulaştırmayı hedefliyoruz. Yeni markamız ve getirdiği avantajları inşallah bir sonra ki söyleşimizde sizlere aktarıyor olacağız. Ancak şunu söyleyebilirim ki yaptırdığımız analizlerde şirketimiz ve markalarımıza yönelik büyük bir teveccüh var. Bu teveccühü görmezden gelmeyerek büyük bir değişim ve yenilenme sürecini benim tabirim ile “Lider Trafik 2.0” sürecini hayırlısı ile başlatıyoruz.
