Cumhuriyetimizin kurucusu, devrimlerimizin mimarı ve ulusumuzu çağdaş uygarlıklar düzeyine taşıyan yol haritasının ressamı Büyük Önderimiz Atatürk'ü bazı kişiler kalbine gömüyor… Ben de diyorum ki, eğer kalbinize gömüyorsanız; O sizin için bir aktörden, saygı duyulan eski bir devlet adamından başka şey değildir…
Çünkü devlet adamlarının bedenleri ve ruhları değildir sevilmesi, saygı duyulması gereken… Ya neleridir? İnançlarıdır… İcraatlarıdır… İlkeleridir… Fikirleridir… Hedefleridir… Bunlar da beyinde şekillenir ve gelişir… Ne demek ‘Kalbimizdesin'...
Bir büyük devlet adamı, dünyanın saygı duyduğu bir insan; kişiye ya da bir ulusa, kalbinde gömülü iken ne verebilir ki?.. Oysa bir kişinin veya ulusun beyninde yaşatılan devlet adamı, lider; o kişiyi veya ulusu tüm inançları, icraatları, ilkeleri, fikirleri, hedefleri ile etkiler…
Atatürk gerçeğin adamıdır; sağduyunun ve ince görüşün adamıdır. Nerde ne yaptı neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına karar vermiştir. Halkın eğilimlerini çok iyi sezen ve ruhlara sızmasını bilen usta inkılapçılığı sayesindedir ki müşterek arzu ve eğilimler kolayca milli ülkü haline gelebilmiştir. Giriştiği mücadelenin başından sonuna kadar Türk milletinin yüksek vasıflarına güvenmiş, kazanılan her türlü zaferin milletin eseri olduğunu söylemiştir.
Bütün teşebbüslerinde millet sevgisine dayanmış kudretli kişiliği ve gerçeği sezişe dayanan ikna kuvvetiyle kitleleri sürükleyebilecek bir lider olduğunu göstermiştir. Milli kurtuluşa bayrak olan fikirleri, görüşleri ve ölmez eseriyle tesirleri memleket sınırlarını aşmış mazlum milletlerin bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinde manevî kuvvet olmuştur.
Atatürk'e göre insanlar arasında artık hiçbir renk din ve ırk ayırımı tanımayan bir ahenk ve işbirliği çağı açılmalı, milletler bağımsızlıklarını, millî niteliklerini, millî kültürlerini kaybetmeksizin her türlü emperyalist görüşün dışında insanlığın ortak değerlerinde birleşmeli idi. Bu ortaklaşa değerlerin kıtaları birbirine bağlaması insanları renk ırk ve din farkı gözetmeksizin birbirine yaklaştırması lazımdı. Çünkü insanlığın yükselmesi insanlık idealinin gerçekleşmesi bu şuurun ayakta tutulmasına bağlı idi. İşte Atatürk görüş ve düşünceleriyle bu yönüyle de insanlık tarihi önünde aşılamayacak bir büyüklüğü temsil etmektedir.
Özellikle de Atatürk'ü anma gününde Büyük Önderimiz için ‘Kalbimizdesin' diyenler resmen yalakalardır… Kafataslarının içinde Büyük Önder'i koyacak yeri olmayanlardır… Çünkü yapılan icraatlar ortada... Bu konuşan kişilerin şimdiki ve de önceki yaşantıları, fikirleri, uygulamaları, o devirleri yaşayanlar tarafından çok iyi bilinmektedir. Bu kişiler ancak ve ancak bu söylemleriyle başta kendilerini, sonra da kendi kafa yapılarında olanları inandırabilir?
