Futbol fanatiklerinin salonlara gelmesiyle basketbol seyircisi artık maçlara gelmemeye başladı. Ağırlığı bayan ve gençlerin oluşturduğu nezih basketbol seyircisi artık yok..Yaşları müsait olanlar hatırlar…Harbiye’deki Spor ve Sergi Sarayı’nı kapattıkları gün İstanbul'daki bütün ‘basketbol’ seyircisini küstürdüler...
Ne zaman herkesin rahatça gidip arabasını park edip maça gidebileceği konforlu bir yer yaparlar, o zaman gerçek basketbol seyircisi, ailesi ile birlikte maça gidecek.. Ve de futbol seyircisini içeri almamak şartıyla… Tabii kendini bilen futbol seyircisi müstesna… Basketbol kaliteli bir spordur. Bir zamanlar oyuncusu da öyleydi, seyircisi de. Lütfi Kırdar Spor Salonu basketbolun mekanıydı…
Bakın, öyleydi diyorum. Şu anda öyle değil. Niye, çünkü futbol seyircisi stattan salona geldi, rezillik başladı. Bunun yanında Türkiye'deki futbolu perişan edip, şike olaylarını çıkaranlar, Türkiye'deki seyirci potansiyelini düşürenler, nerde olay, kavga, gürültü varsa orda olan başkan ve yöneticiler basketin içinde olunca basket potasının da içine ettiler.
Bunlar öyle kabiliyetlidirler ki içine etmek için potaya kadar sıçrayabilirler. Bunlarda yüz ve surat olmadığı için her türlü şeyi yaparlar. Camialarına verdikleri zararlar inanılmazdır. Türkiye'de şikeye bulaşanların isimleri önemli değil, zihniyetleri devam ettikçe; bu isimler hala görev aldığı müddetçe Türkiye'de spor ancak böyle olur.
Futbol futboldur, basketbol ise basketbol. Futbolun seyircisi ayrıdır, basketbolun ayrı. Nasıl futbolcular basketbol oynayamazsa (salon antrenmanlarında yaptıkları basketbol maçlarını görenler bilir), futbol seyircisi de basketbol seyredemez. Seyretmediği için de durmadan küfreder, sahaya bir şeyler atar.
Çünkü futbol sahasında bunu bolca yapar. Onun için o anonslara bir anlam veremez, ‘ne yaptık ki biz’ diyerek protestosunu daha da artırır. Futbol maçında sahaya atladığında bütün stadın arkasında olduğu gibi, basketbol sahasına girdiğinde de aynı duyarlılığı bekler tribünlerden.
Sponsorluk yolunun açılması, sadece futbol düşünen kulüplerimizin de ekmeğine yağ sürdü.. Sponsorluk, kendi seyircisini, basketbol seyircisini artırmadı maalesef. Bunun nedeni de basketbol seyretmeye getirilen futbol seyircileri. Futbolda başarısız olan Kulüp Başkanları basketbol maçlarında boy göstermeye, başkalarının parasıyla caka satmaya başladı.
Ama yalnız gelmediler, yanlarında futbol sahalarındaki başarısızlıktan dolayı moralsiz bir futbol seyircisi vardı. Basketbolu bilmeyen futbol seyircisi... Basketbol farklıdır, futbol gibi durağanlık yoktur. Her anında bir heyecan vardır. Futboldaki gibi dakikalarca ‘Kartal gol gol’, ‘lay lay Galatasaray’, ‘Fenerbahçem benim’ diye bağıramazsınız. Oyun o kadar hızlıdır ki, 1 dakika içinde hem takımınızı destekler, hem de karşı takımı ıslıklarsınız.
Uzun lafın kısası, basketbol eski basketbol değildir artık. Bayan maçlarında bile ana avrat küfreden, bayan oyuncuları gözyaşlarına boğan ‘basketbol sahalarından uzak’ bir futbol seyircisi var artık salonlarda. Federasyon'un, kulüplerin, sponsorların buna bir dur demesi gerekiyor, yoksa bundan daha vahimi nasıl olur bilemiyorum ama, gidişat hiç de iyi değil. Federasyon büyük bir ceza mı verir, sponsorlar sponsorluklarını gözden mi geçirir, kulüp başkanları daha mı duyarlı olur… Ama bildiğim bir şey var, o çoluk çocuklu, kızlı erkekli basketbol seyirsinin yok olduğu...