17 Şubat Pazartesi günkü İhlas Haber Ajansı’nın bir haberi beni derinden yaraladı, çok üzüldüm ve de utandım. Haber kısaca şöyle idi:
“Kıbrıs Gazisi Salih Mehmet Kurt, yardım bekliyor
Rum muhafız alayına ilk sancağı diken Kıbrıs Gazisi Salih Mehmet Kurt, çatısı olmayan evde hayat mücadelesi veriyor. Kıbrıs Harekatı'nda cephede 20 gün hiç ateş kesilmeden çatışan, Rum muhafız alayına ilk sancağı diken Kıbrıs Gazisi Salih Mehmet Kurt, çatısı olmayan evde hayat mücadelesi veriyor. Kurt, kendisine yardım eli uzatılmasını istedi.
Edirne'nin Uzunköprü ilçesine bağlı Salarlı köyünde yaşayan 61 yaşındaki Kıbrıs Gazisi Salih Mehmet Kurt, yemeğe ekmeğinin olmadığını ve bazı geceler aç yattığını, büyük zorluklar çektiğini belirterek yardım elinin uzatılmasını istedi. Kurt, “Ben Kıbrıs Harekatı'nın 1974’te ilk çıkartmasındaydım. Rum muhafız alayına ilk sancağı diken gazi benim. Ben ordunun en kıymetli askerlerindenim.
Askere 70 kilo ile gittim 59 kilo ile evime geldim. Cephede ön saflarda 20 gün hiç ateş kesilmeden çatıştım. 1’inci harekat 1974’te Temmuz ayında 2’nci harekat ise 24 Ağustos’ta başladı. Ben her iki harekata da katıldım. 48 saatte Beş Parmak Dağları'nı da aştık" diyor...”
------------------------------
O tarihteki yaşananları yaşları müsait olanlar gayet iyi bilir… Biz neden bu kadar vefasız, acımasız ve vurdumduymaz olduk… Bu gazi ve diğer bunun gibi yardıma muhtaç binlerce insanımız var. Bu kişi sesini duyurdu. Ya duyuramayanlar? Duyurup da karşılık göremeyenler… Günlük hayatımızda, karşımıza çıkan, etrafımızda gördüğümüz sıra dışı olayları artık o kadar doğal gözlerle izliyoruz ki, her şeye “Neme lazım” deyip geçiyoruz.
Canı yanan avazı çıktığı kadar bağırıyor, ama o’nun bağırtısını yine kendisi duyuyor o kadar…“Neme lazım…” Nasıl bir toplum olduk, nereye gidiyoruz, farkında bile değiliz… Akıllı telefon ve TV hastalığından kurtulup biraz çevremize bakalım…
“Bana değmeyen yılan bin yaşasın” anlayışı içerisinde, meraklı bakışlarla olayları izliyor, sonra da arkamızı çekip gidiyoruz. Bu toprakların kıymetini çok iyi bilelim… Yolsuzluk ve hırsızlığın ayyuka çıktığı günümüzde lütfen dış yardımlardan önce kendi öz be öz vatan evlatlarımıza sahip çıkalım. Daha endişesiz, mutlu, adaletli ve duyarlı günler bizlerle olsun…