OECD’nin her yıl düzenli olarak hazırladığı ve kamuoyuyla paylaştığı mutlu ülkeler listesinde ülkemiz yine 36 ülke içerisinde sonuncu sıraya yerleşti. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) hazırladığı mutluluk ligi sıralamasına göre 36 sanayileşmiş ülke içinde en mutsuz ülkenin Türkiye olduğunu belirtmiş.
Haksız da değiller… En mutlu üçte birin içinde olduğumuz şeklinde kurgulanmış haberler var ama, kazın ayağı öyle değil. OECD’nin 11 değişik başlığı dikkate alarak hazırladığı ‘Daha iyi yaşam endeksi’ raporunda gelir düzeyinin yanı sıra, sağlık, eğitim, çevre, seçime katılım, güvenlik ve hayattan memnuniyet gibi kriterler bulunurken, en mutlu ülkeler listesinin ilk üç sırasını Avustralya, Norveç ve İsveç paylaşıyor.
TV haberlerinde de bu haber aynen yayınlandı. Listenin sonunda ise Yunanistan, Meksika, Türkiye bulunuyor. Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) her yıl hazırladığı mutluluk endeksinde, Türkiye listenin dibine demir attı. 34 OECD üyesi ile ekonomisi güçlü Brezilya ve Rusya’nın da değerlendirildiği listede; barınma, gelir, meslek, toplum, eğitim, çevre, şeffaflık, sağlık gibi kriterler ele alındı.
Türkiye, 36’ncı sırada yer aldı. Türkiye’de 15-64 yaş arasında düzenli iş sahibi olanların oranı ise yüzde 49 oldu. OECD ortalaması ise yüzde 65. Eğitim alanında da, 25-64 yaş arasında en az lise mezunu olanların oranı, ortalama yüzde 75 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 32’de kaldı. Türkiye geçen yılki listede de son sıradaydı. 6 milyonu geçen aracın bulunduğu bir ülkede benzini fahiş fiyattan satarsanız ne olabileceğini kestirebilirsiniz.
75 milyon nüfusu olan bir yerde elektriğe, suya, doğalgaza sürekli zam yaparak, insanların ne kadar mutlu olup olamayacağını kestirebilirsiniz. Sürü psikolojisinden kaynaklı olarak, herkes ‘aman bana bir şey olmasın da gerisini koyver gitsin’ tarzında yaşıyor. Öyle ki bu vurdumduymazlık, komşu toprağıyla savaşmamıza bile göz yumacak, suni yaratılan bir savaş düellosunun öncüleri başladı bile sosyal medyada.
Müslüman topraklarda sürekli savaş ve terörizm gibi kelimelerin dolanması mutsuzluğun sembolüdür. Sen kalk Müslümanlıktan, Kuran’dan bahset, ondan sonra da ‘çıkarlarımız bunu gerektiriyor’ diye savaş çıkarma söylemleri yap, olacak iş değil...
Mutsuzluk, Türk toplumunun genlerine işlemiş adeta. Sürekli acı olaylardan güç almak… Kendi haklarını koruyamayan bir topluluk zaten anca kendisine yapılan kötü muameleden bahsederek rahatlar. Yani OECD, bir analiz yapsa da yapmasa da bizim toplum ömrü billah mutlu olamaz.
İnsanımızın bir kısmı mutlu… Çünkü, işte o mutlu olan kesimin kendini mutlu edebilmek için mutsuz ettikleri var. Ülkemizde milyonlarca işsiz varken,
milyonlarca aç, evsiz insan varken, Türklüğümüzü eskisi gibi yaşayamazken nasıl mutlu olmamızı beklersiniz ki…
Şöyle bir etrafınıza bakın… Her şey pahalı. Paranın değeri yok. Elektrik, doğalgaz, benzin, elektronik ulaşımın en pahalı olduğu ülkeler kimdir denilse, Türkiye birinciliği kaptırmaz…Ve de her gün polemik konusu arayan, birbirlerini suçlayan, hakaret eden siyasetçiler… Dindar, demokrat, Kemalist, muhafazakar diye insanları ayıran sözde gazetecilerle dolu bu ülkede dikkat edilirse sürekli bir gerilim havası var.
Komşusunu keseni mi ararsınız, öz çocuğunu hamile bırakan mı, karısını doğrayan, vuranı mı? Bir de terör var tabii…Üniversite mezunları bile zor bela iş buluyor…Eee, bütün bunların olduğu bir ülkede insanlar nasıl mutlu olsun ki? Madem millet olarak çok mutluyuz, otobüse bindiğinizde yüzü gülen bir tanesine rastlıyor musunuz peki.
Küçüklükten beri milliyetçi bir tarih eğitimiyle, dünyayı fethetme ülküsüyle, Osmanlının çok süper güç oluşuyla vs. büyütülen robotik nesillerin, büyüyüp serpildiği vakit yaşadığı ülkedeki imkanların, dayatmaların ve dünya üzerindeki saygınlığının hiç de beklediği gibi olmayışıyla ortaya çıkan hayal kırıklığının bir sonucudur mutsuzluk.
Okula gidemeyen ve işsiz gençlerde birinciyiz. OECD tarafından yayımlanan istatistiklerde Türkiye’nin ‘üniversiteye giremeyen ve işsiz olan genç nüfus’ başlığında 31 ülkeyi geride bırakarak, birinci olduğu ortaya çıktı. Yandaş basın ise bu haberi görmemeyi tercih etti.
OECD raporunda, Türkiye’nin gelir, barınma, hayattan memnuniyet ve iş-özel yaşam dengesi gibi konularda sıkıntı yaşadığı belirtildi. Listenin ilk sırasında yer alan en mutlu ülke Avustralya’da kişi başına düşen milli gelir 31 bin doları aşarken, halkın yüzde 72’si ise iş sahibi. OECD raporunda sonuncu olan Türkiye’de ise 2014’te kişi başına düşen milli gelirin 11 bin doları aşması beklenirken, ülkemizde istihdam oranı yüzde 49 olarak belirlendi. Yapılan çalışmada, halkın yüzde 61’i ortalama bir gün içinde yaşadıkları olumlu duygular olumsuzlardan az.
Dünyanın 17. büyük ekonomisi olarak lanse edilen Türk ekonomisinin büyümesinin insani boyutlara yansımadığını OECD raporu ortaya koymuştur. En uzun çalışma sürelerinin, en kötü yaşam koşullarının, uygunsuz barınma şartlarının, olumsuz çevre koşullarının Türkiye’de olduğu düşünüldüğünde raporda sonuncu olmamızın kaçınılmaz olduğu acı bir gerçek.
Odağında insani değer taşımayan politikalarla ülkemizin geldiği iç karartıcı nokta ortada… Ücret yönünden incelendiğinde Türkiye’de bir memurun Avrupa’daki bir memurdan 3 kat daha düşük maaş aldığı görülmekte. Buna göre Türkiye’de memurlarımız OECD ortalamasına göre 6 kat daha düşük maliyetle, olumsuz şartlarda, yoğun bir iş yükü altında çalışmakta. Türlü olumsuzlukların yaşandığı ülkemizde sosyal patlamalar yaşanmadan önce tedbirler alınmalı ve hak ettiğimiz yaşam şartları oluşturulmalıdır. Ülkemizin içine düştüğü bu üzücü durumdan bir an önce kurtarılması siyasi iktidarın en temel görevidir.