İşsizlik ve işsizlerin istihdamı sorunu 1950’li yıllarda Türkiye’nin gündeminde yer almaya başlamıştır. Hızlı nüfus artışı ve şehirleşme hareketleriyle artan işsizlik, 1970’li yıllarda ulaştığı yüksek düzeyini günümüze kadar korumuştur.2001 yılında yaşanan ekonomik krizler işsizlik sorununu daha da ağırlaştırmıştır. Genç nüfus yapısına sahip Türkiye’de işsizlerin % 62’si 15-29 yaşları arasında. 
Bunlar içinde, eğitim ve askerlik sonrası olması nedeniyle 20-24 en kalabalık yaş grubu. Türkiye’de işsizlerin eğitim düzeyi genelde düşüktür. Yine büyük bir kısmı vasıfsızdır. İşsiz nüfusun dağılışında en dikkat çekici özellik işsizlerin büyük çoğunluğunun (% 74,8) şehirsel alanlarda yer almasıdır. Şehirlerdeki mevcut işsizlerin yanı sıra, kırdan şehire göçlerle kırdaki açık ve gizli işsizler şehirlere taşınmış ve şehirlerdeki işsiz sayısı giderek artmıştır. 
Kırda ise, açık işsizlerin yanı sıra gizli işsiz olarak tanımlanabilecek eksik istihdam  sorunu devam etmekte. Türkiye’de uzun süredir devam eden kırdan şehire göçlere rağmen, kırda çok sayıda açık ve gizli işsiz bulunması, iş bulmak ve çalışmak gibi ekonomik nedenlerle şehirlere göçlerin devam edeceğini göstermekte. İşsiz, mutsuz, umudunu yitirmiş gençler büyük toplumsal patlamaların da ana kaynağı. İşsiz genç nüfus, gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere kadar tüm dünyanın sorunu. 
Gençler arasında yaşanan bu yüksek oranlardaki işsizliğin nedenlerinden  biri;  dünyada yaşanan  ekonomik durgunluk. Yaşanan finansal krizden sonra girilen ekonomik durgunluk ile şirketler eleman kısıntısına girdi. İşten çıkarmalarda da topun ağzındaki ilk grup, gençler oluyor. Ekonomi de yeterince büyümeyince yeni iş alanları açılamıyor.
Genç nüfustaki işsizlik sorununda ikinci neden, ülkelerdeki nüfus artışı. Ekonominin büyüme hızı ile nüfusun büyüme hızı arasındaki makas açılınca, gençlere düşen pay, işsizlik oluyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde üretim artışı en fazla yatak odalarında yaşanıyor. Eğer ekonomi yeterince büyümezse, ‘en az üç çocuk’ söylemi topluma üçten fazla sorun getiriyor. Genç, hayata okul sisteminde hazırlanıyor. Ama görülüyor ki, büyük bir çoğunlukla eğitim kurumları bu hazırlama işlemini tam yapamıyor. 
Eğitim kurumlarında kazandırılan veya kazandırılıyor süsü verilen şeyler ekonominin istedikleri ile çakışmıyor. O zaman eğitim kurumlarının ocaklarında gençlikler boş yere harcanıyor. Bu da işsizlik sorununun başka bir boyutu. Gençlik, her toplum için ‘gelecek’ demektir. Bu soruna çözüm bulmak, geleceklerini kurtarmak için toplumlar büyük çaba harcıyor, değişik reçeteler deniyorlar. Bazıları başarılı oluyor, bazıları olamıyor.
Ayrıca, Türkiye'de işsizlerin eğitim durumu birbiri ile çelişen bir konum arz etmekte. Bir yandan  eğitimsizlerin büyük bir kısmı işsiz iken, diğer yandan eğitimli olanların da önemli bir bölümü işsiz.  Eğitimsiz işgücü, ciddi bir çalışma ile ihtiyaç duyulan sektörler göz önüne alınarak eğitilmeli ve meslek sahibi yapılmalı. Eğitimli işsizliğin varlığı; eğitim-istihdam ilişkisinin iyi planlanmadığının göstergesi…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.