Konuyla ilgili basına ve kamuoyuna belediye basın bürosunca yapılan açıklama aynen şöyle: Maltepe Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Zengin hakkında, savcılığın kararı ve uyarısına rağmen, YAKALAMA prosedürü uygulandı. Üstelik mahkeme kararı olmadan ve emniyetten önce medya belediye binasına gönderilerek…
Yerel seçimler yaklaşırken hız kazanan CHP'li belediye ve başkanlarına dönük itibarsızlaştırma operasyonunun son halkası, Maltepe Belediyesi ve Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Zengin oldu. Belediye Başkanı Zengin için, savcılığın emniyete yaptığı yazılı uyarıya rağmen YAKALAMA uygulaması yapıldı.
Başsavcı tarafından aynı gün basına yapılan açıklamalarda uygulamanın yakalama-gözaltı olmadığı söylense de düzenlenen tüm tutanaklarda başkan ve belediye çalışanları şüpheli-yakalanan olarak geçti.
Belediye
Başkanı Zengin'in, savcılık makamını defalarca arayarak, devam eden bir
soruşturma hakkında gerekirse bilgi
vermeye gelmek istediğini söylemesine rağmen, ifadeye davet edilmesi medya
önünde emniyet birimleri tarafından YAKALAMA şovuna dönüştürüldü.
İtibarsızlaştırma kampanyasının bir parçası olarak, olay öncesi ve sonrasında medyaya servis yapılarak kamuoyu bilinçli olarak yanlış yönlendirilmeye çalışıldı. Bu nedenle soruşturma ve YAKALAMA süreci ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamaları yapmayı zorunlu görüyoruz.
1) Kartal Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/39276 soruşturma numarasına sahip devam eden dosyada, Belediye Senfoni Orkestrası ihalesinde usulsüzlük yapıldığı iddiası yer almaktadır. Bunun dışında dosya kapsamında herhangi bir iddia ve suç isnadı yer almamaktadır.
Dosya kapsamı incelendiğinde söz konusu ihalede herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gibi ihale sonucunda kamu zararı oluşmamış aksine kamu yararı gözetilmiştir.
2) Maltepe'yi bir kültür şehri yapma projesinin parçası olan Belediye Senfoni Orkestrası hakkında, ihalelerde usulsüzlük yapıldığını ileri süren, 15 Eylül 2010 tarihli sahte bir ihbar mektubuyla adli ve idari süreç başlamıştır. İhbar mektubunda adı geçen Ramazan HAYDARİ aradan geçen zamana rağmen emniyet tarafından tespit edilememiştir. Sahte imzayla yapılan bir ihbarın kaynağının yeterince araştırılmadan dikkate alınması ceza soruşturması tekniğine aykırıdır.
3) Belediye başkanı ve çalışanlar, savcılık tarafından ifadeye davet edilmemişlerdir. Bu durum Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 145'inci Maddesi'ne aykırıdır. Çünkü CMK 145'e göre, devam eden bir soruşturma için şüphelilerin ifadesine başvurulmak üzere davet çıkarılması gerekmektedir.
4) Ceza Muhakemesi Kanunun 146'ıncı Maddesi'ne göre ise “Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir.” Yaklaşık bir yıldır devam eden bir soruşturmada, şüphelilerin ifade vermek üzere savcılığa davet edilmesi gerekmektedir. Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Zengin'in savcılık makamını defalarca arayarak konu hakkında bilgi vermek için savcılığa gelebileceğini söylemiş olmasına rağmen, yapılan bir davete uymamış ya da ifade vermek için kendisi başvurmamış gibi polis marifetiyle götürülmesi de yine Ceza Muhakemesi Kanunu'na aykırı bir işlemdir.
5) Belediye Başkanı Zengin ve diğer şüpheliler hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 98'inci Maddesi'ne göre bir işlem yapılıp yapılmadığı da belli değildir. Kanunun 98'inci Maddesi “Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Ayrıca, tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafından da yakalama emri düzenlenebilir” şeklindedir.
6) Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne yazılan yazıda (23.09.2011 tarih, 2010/39276-(27) Sayı) “soruşturmanın amacı gözetilerek soruşturma sırasında şüphelilerin her yönden kişi hak ve özgürlüklerin sağlanması hususunda azami dikkat ve özenin gösterilmesi, talimatımızın sadece bizzat Cumhuriyet Başsavcılığımızda aynı anda savunma alınmak üzere verilmiş olması nedeniyle gözaltına alma uygulamasının yapılmaması”, “Soruşturmanın amacı gözetilerek toplanan deliller doğrultusunda gerek lehe gerekse aleyhe olabilecek delillerin değerlendirilebilmesi ve bu şekilde soruşturmanın süratle tamamlanabilmesi amacıyla şüphelilerin savunmalarının aynı anda alınmasına karar verilmiş olmakla; şüphelilerin mağduriyetine neden olunmadan evrakları ile birlikte hazır bulundurulmaları, yapılan uygulamada soruşturmanın amacı doğrultusunda kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasına yönelik olarak gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi rica olunur“ denilmesine rağmen 29 Eylül 2011'de Maltepe Belediye binasında tamamen farklı bir uygulama icra edilmiştir.
7) Başsavcılığın olayla ilgili basında da yer alan açıklamasının aksine bu bir yakalama uygulamasıdır. Yakalama tutanağı düzenlenmiş ve tüm ifade tutanaklarında başkan ve diğer belediye personeli “yakalanan” olarak yer almıştır. Başkan ve belediye çalışanları, savcılık tarafından serbest bırakıldıktan sonra da “şüpheli-yakalanan” olarak bir tutanağa imza attırılarak salıverilmişlerdir.
Bütün bu işlemler açıkça Ceza Muhakemesi Kanununa aykırıdır. Bu ihlalleri yapan yetkililer hakkında yasal yollara başvurulacak, başta Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olmak üzere ilgili kurumlara şikayette bulunulacaktır.