Son zamanlarda küçük çocuklara, kadın ve kızlara yapılan şiddet saldırıları hayvanlara da yapılıyor… Amerika’da FBI tarafından yapılan açıklamada, tecavüzcülerin ve katillerin en büyük ortak özelliğinin, düzenli olarak hayvanlara karşı şiddet uygulamış olmalarıdır. Yapılan araştırmalar, hapiste ciddi suçlardan yatanların, örnek vermek gerekirse, tecavüz, cinayet, yaralama… gibi, çocukken evcil hayvanlar üzerinde şiddet uyguladığı yönündedir. Bu insanlar uç noktada hasta ve tedaviye muhtaç kişilerdir. Seri katillerin de içinde bulunduğu grup, bu gruptur. Evcil hayvanlarla etkileşim, gündelik hayatın olumsuzluklarına karşı koruyucu kalkanımızdır. Bir canlının ihtiyaçlarını karşılarken aranızda duygusal bir alışveriş vardır. Bu sorumluluğu sürdürebilmekse insanı yeniler. Bir hayvanı yakından tanırken, kendinizi de daha iyi tanıdığınızı fark edersiniz. Neden korkar ki insan hayvandan, hayvan korkmalı asıl insandan. Hatta insan korkmalı insandan. Sırf adres soran birini öldüren de insan, omzuna çarptı diye, yan baktı diye öldüren de… Gasp eden de insan, yılların emeğini çalan da yakan da yıkan da savaşları çıkaran da insan… Çocuğu olanlar çekinir köpeklerden ancak yurtlarda küçük çocuklara tecavüz eden de insan, onları öldüren de insan. Yani bu dünyada tüm kötülüklerin merkezinde insan var. Hayvanlardan da korkabilirsiniz, bu elinizde olan bir şey değil ancak onlara zarar veremezsiniz, onlara işkence edemezsiniz. Hayvana zarar verenin, aynı şekilde insana da zarar verebileceğini psikologlar da açıklamakta. Kaldı ki dünya çapında seri katillerin geçmişinde benzer durumların yaşandığı örneklerle mevcut. Bu nedenle de hayvanlara zarar veren, onlara işkence edenlere “Kabahatler Kanunu” üzerinden ceza kesmek başlı başına yanlış bir durum, bu insanların tedavi görmesi, rehabilite edilmesi, toplumun içinde o şekilde gezmemesi gerek. Ama olmuyor işte… Sokaktaki bir köpeğin başını okşayın, gittiğiniz yere kadar peşinizden ayrılmaz. Bir kedinin başını okşayın, sizin bacağınızın etrafında dolanır, kendini sevdirmek için türlü şeyler yapar. Hayvanlara eziyet edenler o kadar çok ki… Bunları yapanlar maalesef insan! Ve bu insanların hayvanlara yaptığı bu işkenceyi bir insana da yapmaması için hiçbir gerekçe yok, çünkü psikopatlığın, vicdansızlığın hayvanlara yönelik kalmayacağı örnekleriyle aşikar. Bunları yaparak insanların ellerine ne geçirdiğini bilmiyorum. Mutlu mu oluyorlar, egolarını mı tatmin ediyorlar, hava mı atıyorlar, ne halt yiyorlarsa artık, ben bilmiyorum. Ama ortak nokta şu ki bunu hiç suçu olmayan hayvanlar üstünden yapıyorlar. İlgililere ve hayvan severlere duyurulur. Onların da bir canı olduğunu, onların da bir insan gibi can acısı çektiğini unutmayın… Bu yüzden Avrupa ve ABD’de birçok ilkokulda, ’hayvan sevgisi dersi’ bulunuyor… Hayvanlara eziyet edenler ‘hayvan’ değil, tehlikeli bir mikroptur… Aynı işkenceyi onlara da uygulayacaksın… Böyle biline…