Pazartesi günü bayram. Mübarek Ramazan sonrası kutlanacak bayram…Bayram, bir sevinç ve neşe günüdür. Yüce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin Müslümanlar arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir. O günde yardımlaşma ve kaynaşma son sınırına varır. Bayram insanları kaynaştırıp bir araya getiren en güzel vesilelerden biridir.
Ramazan Bayramı’nın İslam aleminde ayrı bir yeri vardır. Çünkü Ramazan Bayramı, her gün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder. Bayramı sevinç içinde geçirmek için bazı hususlara dikkat etmemiz gerekmekte. Bayram sevincini diğer insanlarla paylaşmalıyız.
Zira sevinç paylaştıkça çoğalır. Bu nedenle oturup ziyaret edilmeyi beklemek yerine ailemizden başlayarak, akrabalarımızı, komşularımızı ve tanıdıklarımızı ziyaret etmeliyiz. Çocuklarımızı hediyelerle sevindirmeli ve unutulmaz bir bayram yaşatmalıyız.
Aynı şekilde iletişim araçlarını da kullanarak şahsen ziyaret etme imkânımız olmayan kişilere de ulaşıp arkadaşlık bağlarını kuvvetlendirmeliyiz. Huzurevlerinde ve başka kurumlarda bulunan insanları ziyaret ederek hâl ve hatırlarını sormalı, mümkünse ufak bir hediye götürmeliyiz.
‘Koca Türkiye ailesi’, her kesim insanıyla bu bayramda milyonlarca konuk olup, bir birini ziyaret edecek; insanlarımız, inançlarının gereğini yerine getirmeye çalışacak; bir büyük sosyal mekanizma işleyecek … Sevdiklerimizle kucaklaşırken, sevinç ve hüznün omuzlarımızdaki ağırlığını tartıya vuracağız.
Aslında, bir parçası olduğumuz toplumdan payımıza düşeni yaşayacağız. Türkiye, son yıllarda sevgisizliğin toplumu oldu. Farklı olana tahammülümüz giderek azaldı. Siyaset çok keskin ve o haliyle küpüne zarar veren hitabet şekline yöneldi. Kimi aydınlar tartışmayı arenada ‘yok eden’ kazanır havasında yapa durdu ve duruyor.
Çok seslilik iddiası içinde, tekçiliğe teşne olanlar; kavgadan prim çıkarmaya çalışanlar az değil. Basın ve yayın alanında yapısal ve yönetsel zorluklar var. Basın çalışanları hala sendikadan yoksun. Sektörü kendi içinden finanse edecek koşullar oturmadı; yayın kuruluşları patronluğu, iş yaşamının diğer alanlarında rekabetini tamamlamak / yatırımların devamlılığı için kaynak yaratmak durumunda…
Binlerce gazeteci, yazar, çizer hakkında, mesleki faaliyetlerinden ötürü açılmış davalar var… İnsan hakları ve özgürlükler alanında bir dolu eksiğimiz var. Ülkemiz, AİHM kararları açısından, yolsuzluk sıralaması bakımından, yaşam kalitesi anlamında, halen epey sıkıntılı... Gelir dağılımı adaletsizliği açısındansa, en alt / en üst farkı en az on kat.
Banka kartları borcu, ödenmeyen borç toplamı ve protesto olan senet sayısı giderek artıyor. Kredi faizleri yüksek, sıcak para denetimsiz... İşte bu bayramı nasıl yaşayacağımız biraz da bu genel tabloyla ilintili. . Evet bir bayramı daha yaşayacağız… Dertlerimizi ve sevinçlerimizi özel dünyalarımızı aşarak toplumsal çevreniyle ve çevresiyle düşünmek ve paylaşmak durumundayız. Yoksa, bayramın tam olarak idrak edilemeyeceği kanısındayım…Bayramınızı en içten sevgi ve saygılarımla kutluyorum…