Görünüşleri her birinin farklı,
Ama yaşadıkları süreç hemen hemen aynı!
Önce bir fikir ortaya çıkıyor.
Sonra büyük bir coşkuya dönüşüyor.
Sonra neden olmasın deniyor ve bir hediye olarak alınıyorlar.
Aman da aman ne tatlı bir köpek!
Ailenin yeni üyesi olarak aileye dahil oluyorlar.
Minik yavruya hediyeler, oyuncaklar, sevgi dolu yaklaşımlar…
Sonra tabi sosyal medyayla minik yavrunun tanıştırılması…
Çok seviyoruz, ailenin yeni üyesi etiketleriyle paylaşımlar…
Sahil gezmeleri, bahçede top yakalama aktiviteleri…
Ardından gelsin envai çeşit mamalar…
Yaz bitiyor, tatil paylaşımları yerini sonbahar fotoğraflarına bırakıyor, eve dönüş vakti geliyor.
Her nasıl oluyorsa yaz tatiliyle birlikte geride bırakılan bir şey daha var: Ailenin yeni üyesi olan minik yavru köpekler!
Bu köpeklerin sonu ya sokakta ya da barınakta bitiyor.
Bu durumun yaygın bir vahamete dönüştüğünü ilk kez geçtiğimiz yıl gittiğim bir hayvan barınağında görmüştüm. Barınak dediğimiz alanda yüzlerce köpek bir arada yaşamaya çalışıyor.
Çoğu komut verdiğinizde sizi anlıyor, sizinle bağ kurmaya çabalıyor.
Kimisi kendini size sevdirmek için elinden geleni yaparken, kimi korkup kenara kaçıyor.
Ortak noktaları sadece yaşadıkları alan değil artık, gözlerindeki hüzün!
Ardından sonbaharda çıkmış olduğum bir Ege, Akdeniz seyahatinde gördüğüm manzara ise bu konuyu boğazımda bir yumruya dönüştürdü.
Çoğu evde yaşamaya alışmış köpek cinsleri bir başlarına terk edilmiş bir vaziyette sessiz kalan tatil beldelerinin sokaklarında yürüyor.
Bakımsız, aç, susuz köpekler…
Evde, aileyle yaşayan sözde çok sevilen bu köpekler sokaklarda barınaklarda yalnız kalıyorlar ve evde yaşamaya alıştıklarından buralarda yaşayamıyorlar.
Sokaklarda barınaklarda unutulan bu canlarla birlikte, onların duyguları olduğu, terk edildiklerinin farkında oldukları kısmı da unutuluyor.
Üstelik onlar bunu anlatamıyor, duygularını paylaşamıyorlar…
Bu canlar kalpleri kırık terk edilmiş olarak kalıyorlar, yemek yiyemiyorlar, sağlıklı olamıyorlar.
Peki nasıl oluyor da bu kadar kolayca vazgeçilebiliyor?
Belki bu kadar kolayca alınamamalı, belki hediye olgusundan uzaklaştırılmalı,
Belki sahiplenilen her canın bir kimlik kartı olmalı.
Onlarında duyguları, bağ kurdukları unutulmamalı.
Oyuncak, eğlence, sosyal medya malzemesi olmaktan çıkarılmalı.
Hepsinden öte bir hayvan sahiplenmek için galiba önce gerçek bir insan olmalı!