Suriyeli sığınmacılar koşulsuz ve kontrolsüz Türkiye’ye gelmeye ve özellikle sahil bölgelerine yerleştirilmeye devam ediyor. Vukuatları bir değil bin, elin vatanında elalemin vatandaşını taciz edyor, hak ve hürriyetini kısıtlıyor. Hükümet sessiz, herhalde “mart’ta kullansınlar oylarını, bakarız çaresine” diye düşünüyor.
Çekmeköy’de ilk kez Cumhuriyet Bayramı Fener Alayı yürüyüşü gerçekleşti. Cumhuriyet Halk Partisi Çekmeköy İlçe Başkanlığı düzenledi. Kalabalık ve yürüyüşteki coşku umut verdi. Umarım geleneksel hale gelir ve CHP Çekmeköy’de bir ilke imza atmış olur.
Çekmeköy Türk Sanat Müziği Korosu Taşdelen Kültür Merkezi’nde güzel bir konser verdi, keyifler yerindeydi, ziyafet güzeldi.
Şafak Pavey Meclis’teki konuşmasında mealen “Ak Parti’nin vitrine koyduğu kadınların yerlerini asıl sahiplerine bırakma vakti gelmiştir” dedi. Doğru, ama keşke CHP de çarşaflı kadına rozet taktıktan sonra bu politikayı sürdürülebilir kılsaydı.
Kadına şiddet son hız devam. Boşanmayı hazmedemeyen, kadının şiddet gördüğü için evden ayrılmasını kabullenmeyen, resmen boşandıktan sonra dahi eski karısının başka bir adamla olmasına dayanamayan, karısının pencereden bakmasını “bir adamla cilveleşiyor” diye yorumlayan, karısının kendinden izn almadan komşuya gitmesine bile öfkelenen, işsizliğinin-fakirliğinin-ezikliğinin sorumluluğunu kadına yükleyen adamlar hemen her gün bir kadın öldürüyor.
Çekmeköy Mimar Sinan Mahallesinden Yadigar Aslan Muhtar Adayı oluyor. Koca bir mahalleye önderlik eden, garibin-mazlumun-imkansızın derdine deva olamayan ancak deva olabilecek insanlara ulaşarak, bu insanlar ile mazlumlar arasında köprü olan Yadigar’ın bu kararı şahsımı çok sevindirdi. Yadigar adaylık sürecinde Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka.Der) Kadıköy Şubesi’nden ve Kadıköy Kadın Meclisi’nden, Sahrayı Cedit Mahallesi Muhtarı Sevgili Seval Özkan’dan hem lojistik hem de knıow-how bağlamında büyük destek gelecek. Her iki grupla ve Seval Muhtar ile sözlü mutabakat sağlandı. Yolu çok açık olsun.
Aleviler eşit yurttaşlık istiyor. Hiç haksız değiller, zamanın mazlumları şimdinin efendileri mütedeyyinler profesyonel yaşamda en kral mevkiilere geldiler, sosyal yaşamda ise saygın birer birey oldular. Kürtler için de top yekun çırpınılıyor. Romanlar için de hamle hamle üstüne. Diğer unutulanlar da yavaş yavaş yerlerini bulmaya başladılar. Bir tek Aleviler kaldı. Halen toplumun tereddütle bakılanları, halen devletin haklarını teslim etmediği, halen ibadethaneleri dahi bilinmezlikten-görülmezlikten gelinen. İzzettin Doğan’a bel bağlamadan, umutla ya sabır çeken.
Bazı öğretmenler Andımız’ı sınıflarda okutuyorlarmış, sonra da gelsin soruşturma. Sol-Sağ döneminde her eşitlik diye bağıran “komünistti”, ihtilal dönemlerinde her başı bağlı anası-karısı olan “Cumhuriyet için birer tehditti”, Kürtler “tümden imha edilmeliydi”. Şimdi devran döndü, yeni bir etiketleme mi çıktı acaba?