Ülkemizde dikkat ederseniz özellikle meslek kuruluşlarında, ‘Ölene kadar başkanlık’ sistemi ve milyarlarca lirayı bulan yüksek maaş alma eskiden beri süregeliyordu. Şimdi bu dönem sona eriyormuş. Örneğin aynı anda birkaç Oda’dan birden maaş almanın yolu kapatılırken, iki dönem başkanlık yapanların, bir dönem ara vermeden yeniden aday olmaları engelleniyormuş.

Tabii ki yerinde bir karar… Bir sorumlu kişi aynı görevde uzun süre kalması  ardından o görevi artık gerektiği gibi  yürütemeyeceği gerçeği vardır. Bir başkan değiştiğinde, oradan nemalananlar, çalışanlar, avukatlar, şoförler, bürokratlar… Kısaca çaycısına ve odacısına kadar hepsi etkilenir. Bu nedenle  sizin koltuğunuzu bırakmamanız için var güçleri ile yanınızda yer alırlar. 

Makamından ayrılandan çok onlar üzülür.  Bir makamda çok uzun süre kalmanın, topluma yararından çok zararı vardır. Tek adamlık hevesi, bağımsız hareket etme arzusu, bulunduğu makamı kendi malıymış gibi sahiplenerek, tutum ve davranışlarda görülecek olan kişiselleşmeler, sürekli aynı işi yapmanın verdiği uyuşukluk, makam kullanılarak, zaman içinde oluşan birtakım ticari oluşumlar ve mesleki körlük savunulamaz.

Bu nedenlerden dolayı bir kişinin görevi ne olursa olsun uzun süre aynı makamda kalması son derece sakıncalıdır. Bu durum milletvekilliği, belediye başkanlığı için de geçerlidir. Neden aynı kişilerde ısrar ediliyor. 76 milyonluk bir ülkede o makamları dolduracak bilgi ve beceriye sahip kişiler yok mu? Mutlaka var…

Ama eğer yok deniyorsa bu iş zaten bitmiş demektir… Şu iyi bilinsin ki kimse vazgeçilmez değildir. Bir sorumlu çalıştığı süre içinde görevini layıkıyla yapsa da, diğer kişilere şans verilmemesi yanlıştır. Ömür boyu kimsenin yerinden kalkmaması, adeta o koltuklarının üstünde ölmek istemesi kadar yanlış bir davranış yoktur.

Maalesef biz Türklerde istifa etme veya çekilme kültürü diye bir şey yoktur. Herkes kendinin başarılı olduğunu sanır. Hâlbuki başarı, göreceli bir kavramdır. Genelde bu tür bir soruya karşı, kime göre başarılı sorusu sorulabilir. Bakın gazetelerde okuyoruz. En yeni bir haber: Başbakan David Cameron’a en yakın isimlerden Kül­tür, Med­ya ve Spor Ba­ka­nı Maria Miller, dev­let öde­nek­le­ri­ni usul­süz kul­lan­dı­ğı or­ta­ya çı­kın­ca is­ti­fa et­mek zo­run­da kal­mış.  

Mil­ler, İn­gil­te­re Baş­ba­ka­nı Da­vid Ca­me­ro­n’­a gön­der­di­ği is­ti­fa mek­tu­bun­da, tar­tış­ma­la­rın hü­kü­me­tin ha­ya­ti öne­me sa­hip gö­re­vin­den sap­ma­sı­na ne­den ol­du­ğu­nu be­lirt­miş. Ca­me­ron ise is­ti­fa mek­tu­bu­nu al­mak­tan ü­zün­tü duy­du­ğu­nu­ fa­kat Mil­le­r’­ın ka­ra­rı­nı ka­bul et­ti­ği­ni­  söy­le­miş ve onaylamış. Bunun gibi örnekler çok… Bir de bizde ayyuka çıkan olaylara bakın. Doğru veya yanlış… Kimsede ses seda yok… Yıllardır her dönemde bu böyle gider ülkemizde… Öncelikle kişisel, sonrasında da meslek ve siyasi ahlak insanları insan yapan değerlerdir… Biraz o büyük ve koskocaman aynaya hepimiz bir bakalım…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.