Kerkük-Ceyhan petrol boru hattından Türkiye’ye akışı sağlanan Irak Kürdistan Bölgesi petrollerinin uluslararası piyasalara ilk sevkiyatı 22 Mayıs’ta gerçekleşirildi. Petrol satışına ilk tepkiyi beklendiği üzere ABD ve Bağdat gösterirken, başta Avrupa Birliği olmak üzere, uluslararası toplum Kürt petrolünün uluslararası piyasalara çıkışını olumlu karşılamıştır. Nitekim, Kürt yönetiminin ilk petrol sevkiyatını AB ülkesi olan Almanya ve İtalya’ya göndermeye başlaması da dikkat çekicidir. Son dönemde Ukrayna krizi nedeniyle AB ülkeleri Rusya’ya karşı olan tek taraflı enerji bağımlılıklarını azaltmak zorunda olduklarını daha iyi anlamışlardır. Bundan dolayı Erbil’in petrol ve gelecekte doğalgaz satışının AB ülkeleri tarafından destekleneceği ileri sürülmektedir. ABD’nin önceliğinin ise petrol satışından ziyade petrol parasının hangi hesapta tutulmasıyla ilgili olduğu bilinmektedir. ABD petrol satışından elde edilen gelirlerinin eskiden olduğu gibi yeni dönemde de Amerikan Bankasında kalmasında ısrar etmektedir.

Politik açıdan bakıldığında Erbil’in ilk kez kendi petrollerinin Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara aktarma fırsatını elde etmesi tarihi olduğu kadar stratejik bir öneme de sahiptir. Daha açık bir deyişle Atatürk Lozan’da Kerkük’ün Türkiye’de kalması için mücadele ederken, temel beklentisi iki toplumun birlikte hareket ederek, bölgenin zenginliklerinden ortak fayda görmesiydi. Bu konu Lozan’da çözülemediği gibi İngilizler güç ve siyaseti kullanarak Kürt petrollerini kendi etkileri altına aldılar. Böylelikle ne Kürtler ne yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti ne de Irak halkının geneli petrolden istediği gibi fayda sağlayabildi. Aradan yaklaşık yüz yıl geçmesine rağmen tek fark İngiltere’nin yerini ABD’nin almış olmasıdır.

Erbil’in Türkiye üzerinden petrol satışını gerçekleştirmesi birçok yeni tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Öncelikli olarak Kürt petrolü bir yandan Türkiye’nin temel enerji kaynaklarına olan bağımlılığının zayıflatılmasına yol açarken diğer yandan da Türkiye’yi uluslararası güzergahlar konusunda önemli bir ülke konumuna getirmektedir. AB açısından bakıldığında ise İran ile Körfez ülkeleri arasında yaşanan gerginlikler Basra Körfezinin güvenli bir güzergah olması önünde her zaman risk oluşturmaktadır. Erbil ve Türkiye’nin ortak hareket etmesi Avrupa’nın güvenli ve sürdürülebilir enerji ihtiyacına cevap vermektedir. Petrol satışının Irak’ın güvenliği ve istikrarına etkisinin de olumlu yönde olacağı beklenmektedir. Türkiye’nin girişimleriyle Kürtlerin kendi enerji kaynaklarını uluslararası piyasalara aktarması ülkedeki Şii-Kürt-Sünni gerginliğinin çözümünü olumlu yönde etkileyecektir.

Bağdat ile son altı aydan bu yana yaşanan kriz nedeniyle merkezi yönetim tarafından yaşamsal koşullarının kısıtlandığını ifade eden Kürt yönetimi, Bağdat’ın mali yaptırımlarla Kürtleri tehdit ettiğini ancak Kürt yönetiminin petrol satışı konusunda geri adım atmayacağını belirtiyor.

Petrol gelirlerinin paylaşımı ve aktarımı en önemli konuların başında gelmektedir. Nitekim beklendiği üzere, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Erbil’in petrolünün uluslararası piyasalara sevkiyatının başladığı yönündeki açıklamasının ardından, “Buna ilişkin haberleri okuduk. Bunun ne anlama geleceğini ve sonuçlarını müttefiklerimiz Türkiye ile de Kuzey Irak ile de konuşacağız. Bizim için öncelikli konu Irak’ın istikrarıdır” dedi.  ABD’nin açıklamalarına rağmen, Vaşington’un Irak’ın istikrarından ziyade petrol satışından elde edilen gelirlerin hangi hesapta tutulacağıyla ilgilendiğini tüm uluslararası kamuoyu bilmektedir. Irak petrol gelirleri Amerikan bankasında tutulmakta ve Irak yönetimi yıllık olarak hazırladığı bütçe bağlamında ABD Irak halkına ait olan paranın bir kısmını serbest bırakmaktadır. Böylelikle Vaşington yönetimi her yıl Irak halkına ait olan milyarlarca doları kendi adına kullanmaktadır. İşte bundan dolayı Erbil’in petrolü Türkiye üzerinden satışına karşı çıkmaktadır.

Irak’ın istikrarına vurgu yapan ABD’nin Maliki’nin ekonomik ambargosuna ses çıkartmamasının Kürtlerin ABD’ye olan güvenini sarstığını bu nedenle de Kürt yönetiminin petrol gelirlerinden elde edilen parayı Halkbankası’nda tutacağinı aksi durumda Bağdat’ın kendi paralarına el koymaya kalkışabileceğini ifade ediyorlar. Erbil yönetimi Türkiye’nin parayı bölüştürmesini ABD’nin bölüştürmesine tercih ettiklerini ifade etmektedirler. Petrol sevkiyatı ve satışı konularında geri adım atmayan Kürt yönetimi, Eylül ayında Türkiye üzerinden iki petrol boru hattı için start vereceklerini ve yapılacak petrol ve doğal gaz hatlarının direkt hatlar olması için çalıştıklarını belirtiyorlar.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.