Yerel seçimler tamamlandı. Kaybedenler normal olarak üzgün. Kaybeden siyasileri biraz özeleştiri yapsalar yenilgi nedenlerini görebilecekler. Seçim öncesinde tanıtıcı mitinglerde sıkça boy gösteren siyasiler yapacakları icraatları anlatma yenine birbirlerine hakarete varan saldırılarda bulundular…
Henüz kendini ve partisinin icraatlarını anlatamayan siyasiler, kendini topluma nasıl anlatacaktı? Yine seçimler öncesinde, TBMM’de bir milletvekili konuşurken diğer parti milletvekili ona en ağır eleştiriyi, hakaret ederek yaptı. Hatta birbirlerine yumruklu saldırılarda bulundular… Keza toplantı ve mitinglerde, TV konuşmalarında liderler birbirlerine karşı çok ağır şekilde konuştular…
Liderlik kolay kazanılan bir sıfat değildir… Herkes de lider olamaz. Lider, sözüne inanılan kimsedir. Liderin öncelikle, ‘yapacağım’ denilen şeye halkını inandırması gerektir. Halka ‘anlatılanların’ halktan kabul görmesi gerekir. Özellikle de parti kadrolarını halkın onaylaması gerektir. Ne var ki tüm partilerde lidersiz bir anlatım düşünülmüyor…
Madem ki öncelik liderlerde, öyleyse önce sayın liderlerin kendisinin halka anlatılması, kabul ettirilmesi lazım ki daha sonra diğer konular anlatılabilsin. Her dönem olduğu gibi tartışmadan çıkar elde edenler, tartışmanın getirisini bekleyenler, bulanık suda balık avlamak adına anlatılmasını da anlaşılmasını da engellemek isteyenler ve bu durumdan çıkar bekleyenler her devirde oldu.
12 yıldır ülkemizde gözle görülür bir yenilenme hareketi oldu. Çok yararlı işler yapıldı. Görmezden gelinemez. Ama halka anlatılmasında sanki bir yerlerde bir sorun vardı. Bu arada birtakım doğru veya yanlış iddialar da ortaya atıldı… Ne var k bu iddialar, iddia olarak kaldı… Aydınlanmalıydı…
Lider; bireyleri ortak hedeflere yönelten, hedefleri benimseten, bireyler arası köprüyü oluşturan, dağınık güç ve bilgiyi bir araya toplayıp sinerji yaratan kişidir. Lider; Sorgulayıcı ve sabırlı, Daima önde değil, yeri geldiğinde arka planda duran, Değişimin yaratıcısı olan, Prensipleri ile hareket eden, Zorluklara karşı mücadele eden, Ahlak kurallarını bireysel menfaatlerinin önünde tutan, Kararları takımıyla birlikte alan, Daima değişime açık kişidir…
Gerçek liderler, gereksiz sözcüklerin, çok fazla istatistiki verinin ve anlamsız bir jargonun üretilmesi/kullanılmasına ihtiyaç duymaz. Bu dünyada hısım akrabanız geniş değilse, tek başınıza iseniz, kısacası allame-i cihan olun, birçok kitle partisinde delege dahi olamazsınız. İç içe geçmiş ahbap- çavuş ilişkileri, oturmamış üyelik sorumluluğu, aidat ödeme alışkanlığı olmayan üyeler, daha bunları disipline edemezseniz neyi kimle kime anlatacaksınız ki…
Ülkemizde lider gibi lider olmadığı sürece demokrasicilik oyununa devam edeceğiz. Yani sil baştan örgütler, teşkilatlar yukarıdakileri rahat ettirmek adına yine birbirini kıracak, kırdırılacak! Yukarıda bir yerde birileri de yıllardır olduğu gibi yine bir şekilde sıcacık koltuğunda oturup yerinde kalacak ve yola devam diyecek… Bu ülke, sevgili memleketimiz… Yani Türkiye’miz…