Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi hazırladığı İstanbul Çevre Durum Raporu’nda kentin hava, su, toprak ve gürültü kirliliği karnesini çıkarıldı. Raporda bunun yanında İstanbul’un atık yönetimi altyapı sorunları, asbest riski ve İstanbul’da iklim krizi konularına da yer verildi. Raporda kenti yok eden çevre kirliliği madde madde şöyle özetlendi:
Hava kirliliği:
Hava kirliliği parametreleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Ülke genelinde 55 milyonun üzerinde ağaç yok edildi. Nüfusun yarısı kirli hava soluyor. İstanbul’daki dev inşaat projeleri yüzünden halk zehir soluyor, kanser vakalarındaki artış kaçınılmaz. İstanbul’un ana sorunlarından olan hava kirliliğine karşı kesin bir mücadele başlatılması ve bu hususta planlamalar yapılmalıdır. Hava kirliliğinin azaltılması için; Orman alanlarının tahribatının bir an önce durdurularak, orman alanı vasfını kaybetmiş alanların yeniden ormanlaştırılması.
Su ve atık su:
İstanbul 2030 yılı itibarıyla kötüleşip, su kıtlığı yaşayabilir. İstanbul’un içme suyu açısından en önemli konu, su havzalarının korunması ve sağlıklı kalmasıdır. Son yıllarda yapılan ve yapılmak istenilen mega projelerle kenti besleyen içme suyu kaynakları yerle bir edilecektir. Marmara Denizi’nde biyoçeşitlilik yok oluyor. Geçtiğimiz sene 1 milyar 223 milyon 815 bin m³ atık suyun %65 gibi çok büyük bir kısmı, sadece fiziksel arıtma kullanılarak alıcı ortama deşarj edildi. İSu yönetimi politikalarında değişiklikler olmalı ve Üniversiteler, Meslek odaları vb. taraflarla çalışmalar yürütülmeli.
Gürültü kirliliği:
Gürültünün en yoğun olduğu bölgeler Tem otoyolu ve E-5 gibi işlek noktalar gibi görünse de kentsel dönüşüm sürecinde yıkım ve inşa faaliyetleri nedeniyle yerleşim bölgelerinde de gürültü yüksek düzeyde. İstanbul’da gürültü kirliliği öncelik kazanmalı ve çıkarılacak gürültü haritalarıyla beraber güncel çözümler masaya yatırılmalıdır.
Asbest risk yönetimi:
Sağlığımız için büyük tehdit oluşturabilecek maddelerden olan asbest, göz ardı edilen tehlikelerden biri. Özellikle eski binalarda asbest oranı oldukça yüksek. Kentsel dönüşümün hayatımızın bir parçası haline geldiği İstanbul’da, yıkımı yapılacak olan her bina için asbest kontrolü de bir zorunluluk olmalı. Molozları saha da bırakılmış olan Kirazlıtepe’de gerçekleştirilen ölçümler asbest kontrolünün yıkım öncesi yapılmadığını kanıtlar nitelikteydi. Asbest olan binaların yıkımı kontrollü olarak yapılmalı.
İstanbul sıfır atığa hazır mı?:
Atık kompozisyonumuz derhal belirlenmeli ve bu doğrultuda atık toplama sistemimiz ve atık yönetim planlaması yeniden düzenlemelidir. Sıfır atık uygulaması sadece seminerlerle değil, düzgün bir planlama ile gerçekleştirilebilir.