Tiyatral Sanatlar Akademisi Vakfı (TİYSAV) tarafından sahnelenen oyunu, Bilal Erdoğan ve eşi Reyyan Erdoğan ile Sümeyye Erdoğan ve eşi Selçuk Bayraktar da seyretti.
Oyunun yapım direktörlüğünü ve sanat yönetmenliğini Fatih Kılıç'la paylaşan Mustafa Odabaşı, Beykoz Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi'nde tiyatro severlerle buluşan oyun öncesi AA muhabirine açıklama yaptı.
Odabaşı, oyunda Mehmet Akif Ersoy'un ana karakter olarak değil yan karakter olarak konumlandırıldığını söyledi.
Mehmet Akif'in doğru anlatılması gayesiyle yola çıktıklarını dile getiren Odabaşı, "Bir istihbaratçının gözünden o dönemin koşullarını anlatmaya çalıştık. Teşkilat-ı Mahsusa'da gelişen olaylar, Batılılaşma çabası, tüm bunların içerisinde Mehmet Akif'in bu sürece tepkisi ve bir şekilde, nifaka yol açmamak için ülkeyi terk etmek gibi bir karar alıyor. Bu kararından sonra kendisi bu olayı bir sürgün olarak değerlendiriyor ve Mısır'da 10 yıl boyunca kalıyor" ifadelerini kullandı.
Odabaşı, o dönemle bugünlerin çok benzer olduğunu belirterek, Mehmet Akif'in hayatından kesitlerin "Sürgün" oyununa uyarlandığını anlattı.
Eğitimler 2018'de
Tiyatral estetik ve sanatsal açıdan güçlü bir oyun kurmaya çalıştıklarını vurgulayan Mustafa Odabaşı, şöyle konuştu:
"TİYSAV şu an Türkiye'de sadece tiyatroya odaklanmış tek vakıf kuruluşu. Tiyatro denildiğinde insanların aklına sadece oyunculuk geliyor. Bu öyle bir şey değil, tiyatro çok komplike bir sanat, birçok alt dalın, alt meslek grubunun birleşiminden oluşan bir sanat. Biz burada hem izleyicinin karşısına gururla çıkarılabilecek prodüksiyonlar üretmek hem de insanlara bu dallarda eğitim verebilmek amacıyla bir vakıf kurmayı düşündük ve bunu hayata geçirdik. Bizim ana hedefimiz, tiyatroda sadece oyuncu değil bu alanın sahne, dekor, kukla tasarımcılarını, metin yazarlarını, dramatik yaratıcı yazarları iyi bir eğitimle yetiştirebilmek. Bu eğitimlere de 2018'de başlamayı planlıyoruz."
Oyunun yönetmenliğini üstlenen Zuhal Öztürk de oyunun çok heyecan verici bir metne sahip olduğunu ifade etti.
Mehmet Akif'in vatan sevgisini yansıtan oyunun sürprizlerle dolu olduğunu anlatan Öztürk, "Bu oyunda Mehmet Akif'in daha çok insani tarafını görüyoruz. Bilmediğimiz, benim de bilmediğim, metni elime aldıktan sonra araştırıp öğrendiğim birçok konu var, seyirci de bunları öğrenecek." ifadelerini kullandı.
Baturalp Dinçer'in yazdığı oyunun kostüm tasarımında Reyyan Erdoğan, müziğinde Can Atilla imzası bulunuyor.
Yaklaşık iki saat süren 2 perdelik oyunda İbrahim Öner, Fatih Altun, Aydan Çakır, Ergin Düzgün, Emre Akarsu, Serra Tankal, Ecem Yılmaz, Barış Çağlar, Ali Suvacı, Mustafa Haki Karakaya ve İbrahim Çığşar rol alıyor.
Oyunun konusu özetle şöyle:
"Cumhuriyet'in ilanının ardından istihbarat teşkilatı da yeniden yapılanır ve milli mücadelede aktif görev yapmış kişilerin takibine öncelik verilir. Teşkilatta görevli genç ve atik Tahsin de iyi eğitim görmüş, mutaassıp bir ailenin mensubudur. Görevi gereği devletin içinde bulunduğu Batılılaşma yönelişinden etkilenmiş fakat tam da Batı'ya teslim olmayarak, köklerin korunması gerektiğini düşünmektedir. İstihbarat şefi Hilmi Bey de 'modernleşen' Türkiye'de 'gerici' olarak nitelenen kişileri sıkı kontrol altında tutmaya odaklanır ve bunlardan biri de Mehmet Akif'tir. Hilmi Bey bu görev için Tahsin'i uygun görür ve Tahsin'i Mehmet Akif'in peşinden Mısır'a yollar. Geri dönüşü ne zaman belli olmayan bir serüvene giren Tahsin'i, Mehmet Akif'le birlikte Mısır'da zor yıllar bekler."
