"Kusura bakmayın Tayyip Erdoğan değişmez"

Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında milletvekillerine konuşuyor

"Kusura bakmayın Tayyip Erdoğan değişmez"

Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında milletvekillerine konuşuyor

11 Haziran 2013 Salı 15:57
"Kusura bakmayın Tayyip Erdoğan değişmez"

Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında milletvekillerine konuşuyor

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"YÜZDE 100'ÜN PARTİSİYİZ"

Sandıktan çıkan sonuçlar tartışmasız bir zafere işaret ettiğinde kendimizi mağrur ve mütekebbir muzafferlerin yerine değil kaybedenlerin yerine koyduk.

Asla sokaklara, meydanlara doluşmaya müsade etmedik. Sandıktan zaferle çıktıktan sonra azamihassasiyet gösterdik.

Yüzde 50'nin oyuyla da iktidara gelsek kendimizi yüzde 100'ün partisi olarak gördük.2009 mahalli seçimlerinde olduğu gibi sandıktan çıkan sonuçlar kesin bir zafere de işaret etse netice istediğimiz gibi olmadığında süreci analiz ettik. Nerede hata ettiğimizi tüm boyutlarıyla değerlendirdik. Seçim sonuçlarını analiz ettik, bize oy vermeyen kitleyi anlamaya çalıştık.

OLAYLARI ANALİZ EDİYORUZ

Cumhuriyet mitinglerini bile acaba göremediğimiz farklı bir boyutu var mıdır diye değerlendirdik. %50'nin oyuyla da iktidara gelmiş olsak kendimizi daima %100'ün partisi olarak gördük. Daima kucaklayıcı bir dil kullandık. Yola çıkarken etnik, dinsel, bölgesel milliyetçiliği ayaklar altına aldığımız söyledik.

Olayları analiz ediyoruz. Sokağın ne dediğini, bazı gençlerin neden bu tepkiyi verdiğini tabii ki araştırıyor, sağlıklı şekilde belirlemeye çalışıyoruz. Kimsenin hassasiyetine kulak tıkamadık. Meşru taleplere bugüne kadar nasıl kulak verdiysek bundan sonra da anlamaya, empati kurmaya devam edeceğiz. Acaba ne istedikleri belli mi?

İnsanımızı bu gösterilere sevk edenleri en ayrıntılı bir şekilde araştırıyoruz ve tabloyu tamamlamaya çalışıyoruz. Hiçbir kimsenin taleplerine kulak tıkamadık. Bundan sonra da dinlemeye ve empati kurmaya devam edeceğiz. Tüm bunları yaparken sapla samanı birbirine karıştırılmasına, asla izin veremeyiz.

Yayalaştırma projesi kapsamında yapılan bazı ağaçların sökülüp bir başka yere taşınmasından ibarettir. Bu proje CHP'li üyelerin de onaylarıyla meydana çıkan bir projeydi. Kaldırımın genişletilmesi için oradaki ağaçların taşınması gerekiyordu. Yapılan işlem sadece bundan ibaretti.

BUNLAR ÇEVRECİ Mİ?

Kaldırımların sökülmesini, çiçek saksılarının sökülmesi, ağaçların yakılması bütün kamu binalarının ve araçlarının ateşe verilmesi hatta sivil vatandaşlarımızın arabalarının yakılması çevre felaketi değil mi? Bunların hepsi süreç içerisinde yaşanmıştır. Siyasilerin örgütlerin sürece dahil omasıyla bu süreç farklı yerlere doğru gitmiştir. Bunlar çevre hassasiyetiyle açıklanamaz. Yaşanan bu olaylar, arkasında 4 cansız beden bırakmıştır. 3 genç hayatını kaybetti, 1 polisimiz şehit edildi, birçok vatandaşımız olayalarda yaralandı. Ankara'da otobüs duraklarının halini görüyorsunuz. Altgeçitlerimizdeki seramiklerin nasıl kırıldığını görüyorsunuz. Bunlar mı çevreci?

Esnafın dükkanları yakılmış yıkılmış, esnafa ciro kaybı yaşatılmıştır. Tencere tava sesleriyle gece geç saatlere kadar atılan sloganlarla vatandaşlarımız rahatsız edilmiştir. Bize çevre dersi vermeye kalkanlar

Türkiye ekonomisinde imajının zedelenmesi ile güç ve itibarı, iç ve dış güçlerin sistematik planlamsıyla zayıflatılmaya çalışılmıştır. Türkiyeye kapsamlı bir saldırı yapılmıştır.

Şu anda Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemlere diğer gösteriler arasına bir çizgi koymaya çalışanlar var.

"KUSURA BAKMAYIN TAYYİP ERDOĞAN DEĞİŞMEZ"

Çevre hassasiyeti daha farklı eylemlere ve amaçlara paravan mahiyeti taşımış, demokratik yönetime karşı illegal bir eyleme dönüşmüştür.nkara'da yapılan vandallıklar, Taksim Gezi Parkı'ndan güç almıştır. Eylemleri bahane ededenler Türk bayrağını yakacak, bölücü posterleri devletin kurumuna asacak kadar alçalmışlardır. Diyorlar ki başbakan sert, n'olacaktı? Şu terör örgütü mensuplarının posterlerini indirin mi diyeceğiz? Kamu kurumunun içine bunlar nasıl sokulur, çatıya bunlar nasıl çıkarılır? O örgüt liderlerinin resimleri oralara nasıl astırılır. Bunların karşısında Başbakan konuşunca sert deniliyor. Buna sert diyorsanız kusura bakmayın, bu Tayyip Erdoğan değişmez.


PAÇAVRALAR İNDİRİLDİ

Şu anda gerek bakanımıza, İstanbul valimize bu sabah yaptıkları operasyon sebebiyle teşekkür ediyorum. AKM'den bütün bu paçavralar vs. hepsi indirildi. Şu anda güvenlik güçlerimiz kültür merkezine sahip çıktılar. Anıttaki bütün o paçavraları gördünüz mü? Böyle bir tabloya eğer bir yürütme olarak müsaade edersek, milletimize, tarihimize çok ciddi bir sorumluluk içerisinde oluruz.

EYLEMLERİ BAZI MEDYA GRUPLARI DESTEKLİYOR

Gezi Parkı kılıfıyla büyük bir oyun oynanıyor. Türkiye eknomisi üzerinde ağır tahribat yapılmak isteniyor. Birileri büyüyen güçlenen Türkiye'yi yavaşlatılmak isteniyor. Bu eylemler çok açık bazı sermaye grupları faiz lobileri ve bazı medya grupları tarafından desteklenmektedir.

İSTANBUL AĞAÇ FUKARASIYDI

Taksim'de şu anda eylem yapanlar, Türkiye'nin ekonomisine, turizmine kastedenler tarafından açık şekilde kullanılıyor. Ağaç için eylemler gerçekten dürüst davranıyorlarsa, bunlar sadece başka yere taşındı. Belediye başkanlığı dönemimde tünellerden su getirirken ağaçları söktük. İstanbul'a tünellele su getirirken 70 bin ağaç söküp 780 bin fidan ve ağaç diktik.Yine aynı dönemde İstanbul ağaç fukarasıydı. Dört buçuk yıl içerisinde ağaçlar ithal etmek suretiyle e-5 ve Tem kenarlarını biz ağaçladık. Hep o dönemin ağaçlarını görürsünüz şimdi oralarda. Biz dikiyoruz, inşaa ediyoruz; bunlar yıkıyor. Oradaki tüm çevrecilerin büyük fotoğrafı görmelerine, oradan çekilmeye davet ediyorum. Gençlere hitap ediyorum: Özgürlük ve yaşam tarzlarına müdahale gösterilerin ve göstericilerin arkasına sığındığı oldu. Bunlar özgürlük derken başkalarının özgürlük alanına tecavüz etmişlerdir. Taksim'de şu anda oteller %80 boşalmıştır. İstiklal Caddesi esnafı ciroları itibarıyla çökmüştür.

SEÇİLME YAŞINI BİZ İNDİRDİK

Biz halkımıza, gençlerimize o kadar güvendik ki siyasi tarihimizde hiç örneği olmayan 3 dönem uyglumasını parti tüzüğümüze koyduk. Bir makama gelen ölene kadar, elden ayaktan kesilene kadar orada kalmasın, yerini gençlere devretsin diye çalışıyoruz. 30 yaş seçilme yaşıydı bunu 25'e kim indirdi? Biz indirdik. Ben 18 yaş için de çalışıyorum. Dünyada da parlemonto içinde muhalefet bunu duyunca "çoluk çocuğa mı bırakacağız ülkeyi" dediler. Avrupa'da 18 yaşında siyasi oluyor da biz de neden olmuyor? Biz onlardan geri miyiz? Geçmişte "Taksim Meydanı'na dört ayaklı koysam seçtriririm" diyenler oldu ama biz öyle demiyoruz. Biz 18 yaşındaki vatandaşlarımıza da seçilme hakkı vereceğiz. Gençlik parlementoda yer alır derdini anlatır.

BAŞÖRTÜLÜLERİ YERLERDE SÜRÜKLEDİLER

Bu ülkede inançları yüzünden birçok gencimizin hayatı karartıldı. Sadece başörtüsü takıyor diye kızlarımız üniversiteye gidemedi. İspanya'da yaptığım bir konuşmada bunu söyledim diye partim hakkında kapatılma davası açıldı. O zaman CHP başkanı şunu söylüyordu: "Hamdolsun ki Ankara'da savcılar var" Bunlar mı özgürlükçü? Bir genç kızımız başı örtülü diye okuyamayacak mı? Başörtülü kızlarımızı, başörtülerinden tutmak suretiyle onları yerlerde süründüler bunun hesabını nasıl verecekler? Çok yakınımın gelinini başbakanlık ofisi civarında yerlerde süründürdüler.

"BİZ ZENCİ BİR GÜRUHUZ"

Kimseyi etnik kökeni yüzünden dışlamadık, ama bu ülkede çoğuları horlandı. "Selamınaleykum" demenin aşağılama sebebi olduğu dönemler yaşadık. Sakal bırakmanın ağır mücadele gerketirdiği dönemler yaşadık. Nice başörtülü kızımız okullardan atıldı. Nice gençlerimizin hayatlarında silinemeyecek tramvalar oldu. İşten atılan hatta bunalıma girip intihar eden gençlerimiz oldu. Uzak diyarlarda eğitimini tamamlamak zorunda kaldı. Hani "bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam" diyorlar ya bu bakış sadece bugünün değil 10 yılların bize bakışı halka bakışıdır.

Onlara göre biz siyasetten anlamayız, Sanattan, tiyatrodan anlamayız. Onlara göre biz verilenle yetinen zenci bir güruhuz. Biz, bizim kendi yaşam tarzlarımız ne olacak dediğinde anlayış göstermediler. Biz Mamak zindanlarının şahidiyiz ve Mamak zindanlarında yatanları ziyarete gitmek için kuyrukta bekleyenler var. Biz Metris, Diyarbakır zindanlarının şahidiyiz. Azınlığın kendi yaşam tarzını çoğunluğa nasıl dayattığını iliklerine kadar yaşamış bir nesiliz. Hiçbir zaman bize yapılanı başkasına reva görmedik. Tek yaptığımız hak ve özgürlükleri evrensel manada tesis etmek oldu. Eğer din eğitiminin önünü açtıysak bunu normalleşme adına yaptık.

GAZETECİ VE SANATÇILAR SÜREKLİ TAHRİK ETTİ

Dolmabahçe Camii'ne ayakkabılarla gireceksiniz, orada içeceksiniz, ülkenin dini mabetlerine saygısızlık yapacaksınız. Camiinin müezzinini tehdit edip, farklı şekilde konuşturacaksınız. Bu olayların zamanlaması elbette son derece dikkat çekicidir. Taksim'de başlayan gösteriler büyütülerek çok tehlikeli bir seviyeye çekilmeye çalışılmıştır. Bazı medya kuruluşlarının bu olayları büyütmek adına sorumsuzca yayınlar yaptıklarını hep birlikte görüyoruz. Gazetecilerin ve sanatçıların süreci tahrik ettiklerini gördük. Toplumun büyük bir kesimini terörize ettiler. Birtakım sermaye çevrelerininin bu sürece aleni dahil olarak süreci tahrik ettiklerini yaşadık.

HORTUMU KESTİĞİMİZ İÇİN RAHATSIZ OLDULAR

Daha fazla özgürlük diye bağıranların, daha fazla statüko diyenlerle iç içe geçmesi garip bir durumdur. Anti-emperyalist olduğunu iddia eden gençlerimizin bu rakamlara dikkat etmelerini rica ediyorum. 2002 yılında görevi devraldığımızda gösterge faiz %63 seviyesindeydi. Benim vatandaşımın verdiği her verginin 100 lirada 45 lirası faiz lobisine gitti. O zaman toplanan verginin %85'i faize gidiyordu ama bugün %15'i faize gidiyor. Türkiye bütçesi şu anda 404 milyar lira. Faiz harcaması 53 milyar lira.

10 yılda milletimin 642 milyar lirası yine milletim için harcandı. Eğer 2002 yılındaki gibi kalsaydık bu para faiz lobisine gidecekti. Biz bu parayı tasarruf ettik, okullar, hastaneler, konut, emniyet sarayları yaptık; yoksulun elinden tuttuk. Bu durumdan faiz lobisi çok rahatsız. Bu dönemde yine de faiz lobisi acayip kazandı. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını hortumlayan bu çevreler 10 yılda 642 milyar liradan olmuşlar. Biz bu hortumu kestiğimiz için bazıları rahatsız olmuşlar.

TOPÇU KIŞLASI YAPILIRKEN YEŞİL YOK EDİLMEYECEK

Biz istedik ki Taksim'de trafiği yer altına almak suretiyle orayı rahatlatalım. Gezi Parkı diye anılan bölgeyi meydanla eşit seviyeye getirmek istiyoruz. Baktığınız zaman Taksim'i devasa görme şansına sahip olacağız. Bir de burada Topçu Kışlası yapılırken, yeşil katliamı söz konusu değil. İstanbul'un şehir müzesi yoktur. İstanbul'a ilk kez Topkapı Sarayı'nın dışında ilk kez şehir müzesi kuracağız. Biz AVM ifadesini kullandık diye bunu aldılar, tek seçenek bu gibi konuştular. Burası AVM için uygun bir yer de değil. Şehir müzesi olarak Divan Oteli tarafını konuştuk. Daha sonra arkadaşlarımız bütünü için de konuştular.

BU OLAYLAR MENDERES'E KURULAN TUZAĞIN AYNISIDIR

Meselenin demokrasi boyutu da var. Demokrasinin standartlarının yükselmesi de içeride ve dışarıda birilerini rahatsız etmektedir. Birileri on yıllardır var olan imtiyazlarını geri alabilmek için olayları tahrik ediyor. Merhum Menderes'e kurulan tuzağın aynısıdır son olaylar. Yine son olaylar 12 Eylül öncesinin tekrar edilmesidir. Birileri kaybettikleri imtiyazlarını geri almak istemişlerdir. Ancak o birileri bu sefer sert kayaya çarpmıştır.

Son Güncelleme: 11.06.2013 15:57
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner3