İstanbul yaşanmaz bir hale geldi... Yer gök araba... Trafik akmıyor... Yayalara yürüyecek kaldırım yok... Her dakika gerginlik... Hindistan, hatta daha çok Bangladeş gibi ... Herkes bilir ki, adalet sadece mahkeme koridorlarına sığdırılabilecek bir kavram değildir. Hak, eşitlik ve adalet yaşamın her alanına sirayet etmeli ki, orada insanca bir yaşam kurulsun. Ülkemizde artık adalet kavramı kalmadı galiba. Artık diyorum ama sizi yanıltmasın, eskiden de bu kavram sorunluydu. Ama artık zerresi kalmadı. Evet Türkiye ve de İstanbul uzun süredir yaşanmaz halde. Hatta ülkenin en yaşanılır zamanları 1960’larda, 1970’lerde kaldı. Evet ama, nerede ve nasıl yaşamak lazım? Ya da bu ülke yaşanabilir hale nasıl getirilebilir? Şimdi önemli olan bu sorunun cevabını bulmak… Hiçbir şekilde ortak sevincimiz üzüntümüz, hevesimiz kalmadı. Herkeste bir nefret hali var… İnsanlarda para yok… İş sıkıntısı çok fazla… Doğal güzelliklerimiz talan edilmiş… Yolda yürürken arkanızdan gelene dikkat etmeniz gerekli… Gazeteler nereye yakınsa oradan bakıyor dünyaya… Futbolumuz bile rezalet… İstanbul’da hayatımda böyle bir trafik görmedim... Metrobüsle yolculuk bir felaket… Her durak yığınla insan dolu… Pek çok kişi muhtemelen işlerine gidemiyor büyük ihtimalle… Öte tarafta bilmem kaç kişinin küçük bir kız çocuğuna tecavüz edip, ‘kendi isteğiyle yaptık’ gibi savunmaları anlamlı bulup, o çocuğun bilinçaltının nasıl düzeleceğini bilmeden suçluyu salıvermek… Türkiye’de adalet sistemi diğer tüm kurumlarda olduğu gibi 'duygusallıktan' geçiyor. Verilen kararlar, uygulanan kanun maddeleri aynı olmasına rağmen çelişiyorsa karar veren hakimlerin ne kadar kanunlarla iç içe olduğunu düşünebiliriz… En önemli sorun, kontrolsüz ve aceleci bir şekilde bütünsel plana sahip olmadan büyüme… 1960’lardan itibaren hızlanan göçün yarattığı kaçak yapılaşma artık biçim değiştirmiş durumda... Son 20-30 yılda kaçak yapılar ticarete, spekülatif bir araca dönüştü. Kent arazilerinin yağmalandığı rant kaynağına dönüştü. Rant yaratma kaygısı ön plana çıktı… Yakında bırakın trafiği insanlara yolda yürüyecek yer kalmayacak. 10-15 yıl sonrasını bir düşünsenize… Gazi Mustafa Kemal Atatürk demiş ki; “İstiklal, istikbal, hürriyet, her şey adaletle kaimdir…” Evet, bir ülkenin bağımsızlığı ve geleceği, o ülke insanlarının hürriyeti, rahmetli Atatürk’ün dediği gibi adaletle kaimdir amma… Bu güzel düşünceyi de her şeyin yozlaştırıldığı günümüzde, siyasetten arındırılmış bir yargı, gecikmeden sonuçlanabilen dosyalar, caydırıcı nitelikteki ceza yasaları gerekiyor…
Son Güncelleme: 12.03.2017 11:32