Son günlerde vatandaşın en fazla şikayetçi olduğu konulardan biri de fiyat artışları. Geçtiğimiz yıl ağustos ayında yaşanan dolardaki artış, üretici ve satıcıları fiyat artışlarına yönlendirmişti. Ancak kurdaki düşüş fiyatlara yansımadı. 2018 yılında aniden artan döviz kuru nedeniyle pek çok sektörde fiyatlar fahiş derecede artmıştı. Alınan tedbirler neticesinde kur %30 oranında gerilemişti. Ancak kur gerilemesine rağmen fiyatlar zamlı halleriyle kaldı. Dolayısıyla enflasyon yeteri kadar düşmedi. Enerji ve ulaşım sektörlerinde indirimler peş peşe gelirken marketlerde fiyatlar zamlı bir şekilde sunuldu.
Piyasada ucuzluktan bahsediliyor ama zamlı fiyatlarla satışa devam edilmesi sonucunda marketler rekor oranda kar elde etti. Borsa İstanbul’da hisseleri bulunan büyük market zincirlerinin yaptıkları cirolar ve elde ettikleri karlar dudakları uçuklattı. Öyle ki %1000 oranında kâr eden market zincirleri dahi bulunuyor. İşte böylesi bir durumda fiyatların geri çekilmesini bekleyen vatandaş haklı bir şekilde beklemeye devam ediyor. Önceden de market alışverişlerinde zaman zaman raf fiyatıyla kasadaki fiyat arasında farklılıklar olabiliyordu. Ancak marketler kur artışını bahaneyi fırsat bilerek vatandaşı soymaya başladı. Birçok tüketici aldığı birden fazla ürün nedeniyle bu durumun farkına varamazken bazı müşteriler tarafından fark edildiklerinde ise ‘fiyat etiketini değiştirmeyi unutmuşuz’ cevabını vererek müşteriyi geçiştirme yoluna başvuruyorlar. Sadece marketçiler mi fiyat düşürmüyor? Peki yapılan elektrik, doğalgaz zamları geri alındı mı? Önce %40 zam yap sonradan %10 indirimle şov yapmaksa olay marketçiler de aynısını yapıp kurtulsun. Siz önce gidin elektrik şirketlerine hesabını sorun. Öyle mitinglerde ''yukarıda Allah var. Öteki tarafta hesabını nasıl vereceksiniz'' demekle olmuyor. Zira yaptırım yapamıyorsunuz. Millet birbirine kazık atıyor. Benzinin litre fiyatı da düşmüyor. O kadar basitleştirildi ki her şey. O kadar normalleşti ki bu şeyler. Vatandaşın gıkı bile çıkmıyor. Çıksa da ne olacak ki… Her şeye para verdik ama 25 kuruşluk poşete para veremedik! Olmayan soğan depoları basıldı, şimdi marketlerden hesap soruluyor... Evde yemek yapmak bile artık insanlar için lüks olmaya başladı. Diğer taraftan avokado 9 TL papina meyvesi 7 TL… Türkiye ile alakası olmayan tropik meyveler Anadolu’nun herhangi bir yerinde sürekli yetişmekte olan sebzelerden daha ucuz. Bunların tek suçlusu marketçiler mi acaba? Özetle ifade etmek gerekirse satıcı, 'tüketici alışır' mantığıyla bakıyor… Gerçekten de öyle olmuyor mu?