Ülkemizde, özellikle de futbol en ilgi çeken spor dalı… Hemen her ilimizde oynanan müsabakalar ilgiyle izleniyor. Ne var ki, taraftarların her geçen gün takımlarına karşı biraz daha tutumlu, gerçekleri görmeye karşı isteksiz, rakip takımın sporcularına ve seyircilerine karşı saygısız, acımasız, hakemlere karşı saldırgan hale geldikleri kanısı gerek sporcu, gerek seyirci ve gerekse spor kamuoyu tarafından açıkça gözlenmekte .
Genel olarak halkımızın sporla ne ilgisi var? Eğitimsiz ve kültürsüz bir halk sporun ne olduğunu bilmez, sporla ilgilenmez, kendisinden vazgeçtik, bari çocuklarını spora alıştırsa, sporu sevdirse. Spor yapmadığımız gibi, spor yapılan yerlerde de; salonlarda olsun, stadyumlarda olsun edeple oturup seyretmesini hiç bilmiyoruz.
Ne kadar uyarılsa da, emniyet tedbiri alınsa da özellikle de futbol maçlarındaki rezillikler had safhada. Tribünde edilen küfürler… Sahaya atlamalar… O maçları seyreden topluluğa hiç bir zaman insan toplumu diyemeyiz. O statlara sığırları doldursanız bile öylesine pislikleri, rezillikleri, yakıp yıkmaları göremezsiniz.
Yabancı ülkelerdeki maçları da izliyorsunuz… İnsanlar sinema, tiyatro izler gibi müsabakaları zevkle izliyor (bazı ülkelerdeki az sayıdaki fanatikler hariç). İnsan gibi ve insanların seyrettiği, insanların top koşturduğu maçlarda çıt çıkmıyor. Sadece şarkılar, alkışlar… Hakeme itiraz ise ne mümkün. Asla kavga -hırlaşma-itiraz yok.
Bizde ise hakemi dövmeye kadar giden rezalet davranışlar. Sporu sevmeyen, spordan anlamayan bir milletin evlatları, hiç uluslararası maçlarda başarılı olabilir mi? Örnek işte olimpiyatlar... İşte Avrupa kupası maçları… Devamlı hüzün… Sonunda ise hep mazeret üretme…
Okullardan spor derslerini kaldıran bir zihniyet,19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı etkisiz hale getirenler hiç suçlu aramasın. Yeni programa göre ilkokullarda Beden Eğitimi öğretmeninin olmaması artık minikler branşlarında hiç bir organizasyonun yapılmaması demektir. Gelecekte sporda başarı isteyen bir ülke olarak bu alınan karar tamamıyla yanlıştır.
Alt yapıya önem verilmesi gerekirken Beden Eğitimi öğretmenlerinin orta okullara kaydırılması spora verilen önemi ortaya koymuştur. Olimpiyatlara, 114 sporcu ile değil, 500 sporcu ile gitsen, diğer milletlerin arkasından nal toplarsın… Zaten topluyorsun da… İnsanın vücut yapısını bilmeyen kişi zaten sporun faydasını anlamaz. Onun için bütün okullarda sağlık dersi olmalı. İnsanın yapısı, organlar, dokular anlatılmalı. Bu insan vücut fabrikası nasıl çalışıyor, bilinmelidir ki, spor kavranabilsin.
Bir diğer sorun da, tarım toplumu oluşumuzdan dolayı sanayi toplumuna geçişi beceremeyişimiz. Kentlerde hanımlarımız günlerde pasta-börek yemeye devam ederken, emekli beyler de akşama kadar kahvede pişpirik oynar. Memurlar da salla başını al maaşını zihniyetiyle yan gelip yatar. Hele de bilgisayar gibi bir teknoloji harikası masamızda dururken… Kıymetli yöneticiler de günü gün etmeye devam eder, takip, kontrol, denetim hak getire…
Şöyle bir etrafınıza bakın. Genci, yaşlısı obez bir toplum görüyorsunuz… Hantal vücutlar çoğalmış. Sorarsanız, ‘yürüyüş yapıyorum’ der. Yürüyüşü yap da sonrasında hamur işi başta tıka basa mideni doldurma… Kendi kendini ‘yürüyüş yapıyorum’ diye aldatma… Ne işimiz var bizim sporla. Olimpiyatlar ve uluslar arası müsabakalardan bir şey beklemeyin… Kendi aramızda kavga-dövüş müsabakalar neyimize yetmiyor ki…