Yolda bir bir kaza olur, seyrederiz
Ambulans sireni öttüre öttüre gelir, öyle bakarız,
Dünyanın en pahalı benzinini kullanırız ama yollar hep tıklım tıklımdır,
Kitap Fuarlarına gideriz, imza alırız ancak o kitabı okumayız,
Sadece kahvaltı ve yemek verilen toplantılara katılırız,
Haklının ve hakkın yanında sesimizi yükseltmekten korkarız,
Kredi alarak, tatile çıkarız,
Lüks ev, araba, telefon ve kıyafet merakımız had safhadadır,
Düğünlerde, maçlarda mutlak biri kaza kurşununa kurban gider,
Orman yakma pahasına mangal yaparız,
İçer içer direksiyona oturur, cenaze çıkarırız,
Her türlü aşağılanmanın, yetememenin, sıkıntının acısını kadınları haşat ederek çıkarırız,
Yağmur serpeler, trafik kangren olur,
Kul hakkı yiyip, namaz kılar, oruç tutar, hacca gideriz,
Hiç bilmediğimiz yolların detaylı tarifini veririz,
Tiyatroları kapatırız,
Engellilerin asansörlerini, park yerlerini sapasağlam halimizle kullanırız,
Güçlüye ve güce taparız,
Randevularımıza, sözlerimize hiç sadık kalmayız,
250 gr. kıymaya, çeyrek altına, kimi zamanda sınırsız kontöre ya da 1 fidana oylarımızı aracı kılarız,
İltifatı abartır, yerginin dozunu kaçırırız,
Bağışları hiç ederiz,
Uzun don ya da sütyensiz entariyle denize gireriz,
Defalarca hacca gideriz,
Bin tane derneğe üye oluruz,
Kartvizit dağıtmayı pek severiz,
Şişik egolarımızı tatmin etmekten hiç sıkılmayız,
“Eğitim şart” diye diye bin tane üniversite açarız,
Kendimizden farklı olana “hadi len ordan” deriz,
Ayrıcalıklı zümrelere şevkle biat eder, kafa tutmayız…?
Sahtekarlığın sıradanlaştığı, adamcıkların adam yerine konduğu, cehaletin kutsandığı bu “mış” gibi
yaptığımız yalan dünyada,
Hayvanları çok seviyorum, özellikle sokaktakileri,
Hep beklentisiz, menfaatsiz, kendisini sevene tutkulu ve vefalı…