Fetö’nün fuhuş yapılanmasının başındaki isimlerden olduğu iddiasıyla üzerine gittiğimiz eski bir Osmanlı Ocakları ilçe başkanı sebebiyle bize karşı kumpas/pusu kurma şüphesiyle hakkında soruşturma yürütülen Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat’ın 19 Mayıs tarihinde Kadir Gecesi’nde Ankara’da vefat eden 17 yaşındaki kızı Hiranur Canpolat’ın ölümü bana göre oldukça şüpheli bir olay. Hiranur Canpolat’ın Ankara’da üçüncü kattan dengesini kaybedip düşerek, bir kaza sonucu öldüğü bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı. Ancak bu olayı savcılığın etkin bir şekilde soruşturup tüm yönleriyle aydınlatması gerekiyor. Bu konuda işbu yazım re’sen ihbar kabul edilebileceği gibi usulen suç duyurusunda da bulunacağım. Bu olay kaza mı, intihar mı, cinayet mi ortaya çıkmalı!

Şöyle ki yaptığım araştırmalara göre; Hiranur Canpolat’ın, Ankara’da yaşayan üvey annesi Ebru Canpolat ve babası Kadir Canpolat’tan ayrı, memleketi Erzurum’da Gazi Ahmet Muhtar Paşa ortaokulunda ve Erzurum’daki Palandöken Kız İmam Hatip Lisesi’nde eğitimine devam ettiği ve ölümünden sadece birkaç ay önce Ankara’ya taşınarak Özel Harekat Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne kaydolduğu anlaşılıyordu. Hiranur Canpolat’ın, yıllardır babasından ve üvey annesi Ebru Canpolat’tan uzakta okuması ve ölümünden sadece birkaç ay önce babasının ve üvey annesinin yanına Ankara’ya taşınması genç kızı ölüme götüren sürece ilişkin şüphe uyandırıyor. Ebru Canpolat’ın aslında Hiranur’un üvey annesi olduğu ise kamuoyunca bilinen bir bilgi değil.

Roman Yazıyor, Konservatuvar Okumak İstiyordu

Araştırmalarımı derinleştirdiğimde Hiranur Canpolat’ın wattpad isimli amatör yazarların buluştuğu sosyal medya platformunda “Aşkın Mührü” adını verdiği bir romanı bölüm bölüm yazdığını, hatta bir yayıneviyle anlaştığına dair sevincini takipçileriyle paylaştığını fark ettim. Hiranur Canpolat’ın konservatuvar okumak isteği, romanında yer verdiği babasıyla ilgili derin yaraları olan intihara eğilimli “Meyra” karakteri üzerinden satırlarına ve ayrıca sosyal medya beğenilerine de yansımıştı. Hiranur Canpolat’ın en son 13 Ocak 2020’de; “Artık kitaba düzenli bölüm yayınlayacağım, uzun süredir yoktum.” cümlesi son paylaşımı olarak dikkatimi çekti. Ancak asıl dikkat çekici olan wattpadd profilini “Uçurumun ucunda bütün masum duygularla kitap yazıyor. kimsesizler diyarında..” cümlesiyle tanıtması ve roman tanıtımını; “tehlikenin tetiği! -Hayatım doğduğum günü hatırlatan adamın kollarında doğduğum an başladı.. "Kalbini kalbime mühürledim, bunun adı AŞKIN MÜHRÜ.." cümlesiyle yapmış olmasıydı.

Nefret, Öfke, Ölüm, Suç ve İntihar Cümleleri

Hiranur Canpolat’ın roman içeriğini ve diğer sosyal medya paylaşımlarını derinlemesine araştırdıkça satırlarına yansıttığı çok çarpıcı vurgularla karşılaştım. Hiranur Canpolat’ın “Aşkın Mührü” romanında “Meyra” karakteri üzerinden satırlara döktüğü; “Ben zaten yaşayan bir ölüydüm baba. Ben bu Dünya’da acı çekeceğime ölürüm tekrar. Sen mutlusundur umarım.”,“Ölmeden önce seni görmek istemiyorum ben.”, “Bunları söylemeden ölmek istemiyorum. Sana olan nefretimi yazmaya kalksam kendime haksızlık ederim bir kağıt parçasını süsleyemeyecek kadar çok nefretim. Sen benim ruhumun katilisin, bana babamı sorduklarında öldü derdim. Ölseydin daha az acıtırdın canımı.”, “Şimdi git sensiz bir şekilde ölmek istiyorum.” cümleleri yüreğimi sızlattı.

Hiranur Canpolat’ın watpadd sitesinin forumlarında bizzat kendi ruh halini yansıtan nefret, şiddet, öfke, ölüm, cinayet ve intihar cümleleri de özellikle dikkat çekiyordu. İşte tarihleriyle ve Hiranur tarafından yazıldığı şekilde o cümleler;

“mood;en yüksek bina bulup atlamakhdhehshss” (15.11.2018)

“mesaj atın yalnız hissediyorum kendimi” (04.11.2018)

“hafızamı kaybetmek istiyorum..” (28.10.2018)

“Cidden katil olan buraya msj yazsın bakalım kaç katil çıkacak.” (26.11.2018)

“canım sıkkın” “uzun hikaye..” “ yılları bir kaç satıra sığdıramam” (11.10.2018)

“Ölünmüyor mutsuzluktan..” (10.11.2018)

“Son bir kez gördüm dibimi sonumu mutsuzluğumu..” (09.10.2018)

“bazı insanların önce kafasını kopartıp kaleye şut atmayı vücudunu da piranalara yedirmeyi ruhunu da katletmek istiyorum..!” (22.09.2018)

“Depresyondayım..” (16.09.2018)

“benim dünyamda kara bulutlar var” “güneşşiz dünyam..” (07.08.2018)

“çok kötüyüm ölmek istiyorum” (07.08.2018)

“Ben vazgeçtim.. Her şeyden...” (05.07.2018)

“Mutsuzluğun kadehinden alınmış hissizlikte kayboluyor..” (21.05.2018)

Kadir Canpolat’ın Kızı Baskı mı Görüyordu? İntihar mı etti? Yüksekten Nasıl Düştü?

Yukarıdaki cümleler hiç sıradan cümleler değildi. Bu cümleleri gördükten sonra, kesinlikle bu şüpheli çocuk ve kadın ölümünün üzerine vicdanen gitmem gerektiğini anladım. Hiranur Canpolat’ın kendi adıyla açılmış bulunan facebook hesabına da son birkaç yıldır, eski wattpad hesabına da 11.05.2017 tarihinden beri girmemiş olduğunu gözlemledim. Hiranur Canpolat ölümünden birkaç ay önce Ankara’ya taşındığında açılan facebook hesabında ise “Abide Canpolat” adını kullanmış, cinsiyetini ise “erkek” olarak ayarlamıştı. Bu hususlar şüpheleri daha da arttırıyordu. Söz konusu hesaptan Hiranur’un ölümünden sonra da paylaşım yapılması, ölümünden 1 ay kadar önce de “baba yüreği” isimli bir paylaşım yapılması, hesabın sadece aile çevresine açık görünmesi ve kapak resmi olarak Kadir Canpolat ile Hiranur Canpolat’ın resminin bulunması; “Elhamdülillah” yazılarak dindarlık vurgusu yapılması, hesabın babasının kontrolünde açıldığı izlenimi uyandırıyor ve baskı mı görüyordu sorusunu akıllara getiriyordu.

Wattpad Sitesine Saldırı Tesadüf mü?

Hiranur Canpolat’ın iç dünyasına ilişkin en fazla bilginin bulunduğu wattpad isimli internet sitesinin 29 Haziran 2020 günü saldırıya uğraması ve 300 bine yakın hesaba ilişkin bilgilerin ele geçirilmesi, ayrıca sitenin kullanıcılarına olaydan yaklaşık 1 ay sonra bu konuda bilgilendirme e-postası göndermesi de ilginç bir tesadüf olarak dikkatimden kaçmadı. Zira söz konusu roman bölümlerine ulaşmak, forumlarda Hiranur’un cümlelerini okumak için ben de o siteye üye olmuştum. Bu hack bilgilerine böylelikle vakıf oldum ve benim de bilgilerim çalındı.

Kadir Canpolat’ın Mezar Başında Şarkılı Canlı Video Çekmesi Normal mi?

Kızının vefatı sonrası siyasi etkinliklerine ve paylaşımlarına son hız devam eden ve dahası İstanbul Sözleşmesi karşıtı kampanya yürüten Kadir Canpolat’ın, kızının vefatıyla ilgili yaptığı sınırlı sayıda birkaç paylaşım da ilginç yönleriyle hayli gözüme battı.

Bunlardan en dikkatimi çeken paylaşım, Hiranur Canpolat’ın Erzurum’daki köylerinde 21 Mayıs 2020’de defnedilmesinden sonra 25 Mayıs 2020 saat gece 3:00 sıralarında Kadir Canpolat’ın kızının mezarı başına giderek ve şarkı açarak mezarı canlı yayınlaması oldu. Yas tutması gereken bir babanın kızının birkaç gün önce defnedildiği, çiçek dikilmemiş ve çelenkten serpiştirilmiş çiçeklerin kuruduğu mezar başından şarkılı canlı yayın yapmasını açıkçası ben yadırgadım. Pek çok normalliğin anormal, pek çok anormalliğin normal görüldüğü ve riyanın yükselen değer olduğu toplumumuzda, böyle bir davranışın normal olup olmadığının takdirini de kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Videoya yansıyan ağlama sesinin ise Hiranur Canpolat’ın annesi Çiğdem Karakaya’ya ait olabileceğini düşündüm. 8 Mart Dünya Kadınlar gününde doğmuş bir kadın olarak üvey anne Ebru Canpolat’ın tavrı ne olur bilinmez ama; Çiğdem Hanım’ın anne vicdanıyla kızının şüpheli ölümünün peşine düşmesi gerektiğini düşünüyorum.

“Babalar Günü”ne İtibar Etmeyen Canpolat’a “Babalar Günü”nde Özel Video, Hiranur’un Cenazesi ve Kırkı İçin Ayrı Videolar

Babalar Günü gibi günlere itibar etmediği yönündeki paylaşımlarıyla öne çıkan Kadir Canpolat’a destekçilerinin, “Süper baba” şarkısı müziği eşliğinde hazırladığı babalar günü videosunda vefat eden Hiranur Canpolat’ın tek bir kare fotoğrafı yer almazken; Kadir Canpolat’ın görüntülerinin yer alması da fazlasıyla yadırganacak bir olaydı. İnsan, “Ülkede kadının adı yok da, benim gibi bazı kız evlatların da babalarının gözünde adı yok da, Kadir Canpolat’ı baba yapan Hiranur’un babalar gününde hiç mi adı yok?” demeden edemiyor.

Hiranur’un cenazesi ve kırkı için de ayrı video çekimleri yayınlayan ve kırkında yemekli mevlid düzenleyen Kadir Canpolat’ın mevlid etkinliği “Osmanlı Ocakları üyesi Hiranur Canpolat” şeklinde haber yapıldı. 17 yaşında vefat ettiği söylenen ve henüz lise öğrencisi olan Hiranur’un, 18 yaşını doldurmuşsa bile hemen Osmanlı Ocakları Derneği’ne nasıl üye olabildiğini de anlamış değilim. İnsan Kadir Canpolat ruhu yaralı, ölümü şüpheli evladının adını bile Osmanlı Ocakları’nın reklamı için mi kullanıyor? diye sormadan edemiyor. Zira Hiranur’un cenazesiyle ilgili hazırlanan ilk videoda bile Osmanlı Ocakları logosu vardı.

Hiranur Canpolat Evladımızın Ölümü Araştırılmalı

Hiranur Canpolat’ın ölümüyle ilgili temas ettiğim tüm hususlar Hiranur Canpolat, İstanbul Sözleşmesi karşıtı kampanya yürüten babasından veya bir başkasından baskı mı görüyordu, yüksekten nasıl düştü, ölümü intihar mı yoksa cinayet gibi daha başka bir sebebi mi var sorularını akla getiriyor. Bu sebeple kadın ve çocuklara karşı işlenen suçlarla ilgili özellikle hassas olan bir feminist olarak ölümü kaza olarak basına servis edilen, soruşturma yapılmadan ve muhtemelen otopsi bile yapılmadan apar topar Erzurum’a götürülüp defnedilen Hiranur Canpolat’ın ölümünün etkin bir şekilde soruşturulması için suç duyurusunda bulunacağımı kamuoyuna ilan ediyorum. Başta TKDF Başkanı Canan Güllü olmak üzere tüm kadın derneklerine de, konunun takipçisi olmaları yönünde çağrıda bulunuyorum. Ben bizzat bu olayın da takip ettiğim diğer tüm olaylar gibi takipçisiyim.

Son Not ve Enteresan Gelişmeler

Adları pek çok ağır suç olayına karışan eski ilçe başkanlarıyla anılan Osmanlı Ocakları’nın bu defa eski Beypazarı İlçe Başkanları’ndan olan ve Fetö’nün fuhuş yapılanmasının başındaki isimlerden olduğu iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz Ali H. hakkında duyduğumuza göre tefecilik gibi suçlardan da şikayetler olmuş ve soruşturmalar açılmış. Ayrıca Temmuz ayı başında Türkiye gündemini sarsan Beypazarı’ndaki “Dam” operasyonunun Ali H.’ye çeşitli yerlerden uzanabileceği konuşuluyormuş. Tabii ki tüm bunlar duyumdan ibaret, soruşturmalarda taraf veya avukat olmadığım için belgeleri görmüş değilim. Gazeteci sıfatım da olduğu için belgesi değil bilgisi bana gelmiş bulunuyor. Diğer taraftan eğer bu iddialar doğruysa tam da bu olaylarla eş zamanlı olarak Kadir Canpolat’ın genel başkanı olduğu Osmanlı Ocakları’nın tefecilere ve suç örgütlerine savaş açtığını ilan etmesi son derece manidar bir tavır olarak dikkat çekiyor!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Zehra 2020-09-22 23:49:44

Çok güzel anlatmışsınız. Başarılar dilerim. İyiki varsınız. Dualarım sizinle uğraşacak serseriler sizinle dikkatli olun lütfen. ????????????

Avatar
murted 2020-09-23 00:30:05

yok artık ya daha neler.
kanım dondu

Avatar
Ayser 2020-09-23 01:44:55

Batakliktayiz...hiranur daha cocuk neden intihar etsin babası dediginiz ocakci ifaddye dahi cagrilmaz çünkü adalet kanun yok insan yok...lütfen siz dikkat edin sizden az bulunur saygılarımla

Avatar
Furkan 2020-09-24 04:45:01

Dilek hanım size yürekten destek veriyorum. Ülkenin berbat olduğunu biliyordum ama bu kadar kirli bir düzen olduğunu hiç düşünmemiştim..Ne kadar tiksinç olaylar bunlar? Aynı anda hem araştırmacı gazetecilik hem de avukatlık yapıyorsunuz. Bilgisi ve belgesi olup korkan, sindirilmiş insanlar umarım sizinle iletişime geçer. Okuduğum tweetler ve yazılarınızdan olayın çok büyük olduğunu, tüm bürokrat, adli ve siyasi kişilik(siz)lerin olayın içinde olduğunu anlıyorum. Tanrı yardımcınız olsun!

Avatar
temasa 2020-09-24 22:00:48

Sizden bu güne kadar haberdar olmamak ve bilmemek benim hatam. Zararın neresinden dönersen kardır diye düşünerek.
Butun yazılarınızı okuyarak. Bundan sonra en büyük takipçiniz olacağim.

Avatar
Demir 2020-10-04 11:58:51

Ülkü ocaklarının hikayesini iyi bilirim. Osmanlı ocakları ve diğer ocaklarda Ülkü ocaklarının civcivleri. Her türlü hukuksuz kanunsuz işlere giriştikleri kamu oyuna yansımıştı. (Haraç, mafyacilik, kaçakçılık)
Yalnız fuhuş'u duymamıştım.
Bu yapılar şimdide egemen güçlere çalışıyor.
Anlattıklarınızın doğru olduğunu düşünüyorum.
İşiniz zor.
Başarılar diliyorum.
Saygılar.

Avatar
mehkar 2020-11-11 10:35:34

Ben de şüphe oluşturdunuz ? Bir konuyu bu kadar derin girmenizin kadın hakları bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Osmanlı ocakları milli bir sivil toplum kurumudur. Kadir bey bugün pkk ve fetonun hedefinde olan biridir. Bir insan kızının kötü olmasını hiç bir zaman istemez .Sizin hayat hikayenizi araştırdım sizin çocukluğunuzda yaşadığınız ağır travmalar olduğunu gördüm ve tutumsuzluk gösteren şüpheleriniz babanızın mezarını açtıracak kadar ileri gittini gördüm. Psikolojik olarak olayları farklı algılayarak tutarsız yorumlama yaptığınızı düşünüyorum.

banner72