Bilindiği üzere bir sorunun uluslararasılaşması o sorunun mevcut haliyle uluslararası politikada yer alan devletleri siyasal, sosyal yönleriyle ilgilendiren bir hal alması demektir. Bir sorun uluslararasılaştığında sizin denetiminizden çıkar ve çok farklı aktörleri ilgilendiren bir hal alır. Yani, diğer bir deyişle sorun; sorunla doğrudan ilgilenen ya da menfaati gereği ilgilenmek isteyen devletlerin söz sahibi olmasına yol açar. Bunun eşiti, pek çok uluslararası aktörün kendi öncelikleri doğrultusunda soruna müdahil olmasıdır. Üç somut örnek sorunuza cevap vermek açısından gayet açıklayıcı olacak. Bunlardan birincisi Kıbrıs sorununun uluslararasılaşması. Kıbrıs sorunu BM tarafından uluslararası gündeme taşındığında sorun, ilk başladığı zaman soruna müdahil olan devletlerin yani Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin denetiminden çıkarak bu süreçte maksimum kar sağlama amacı güden Amerika ve BM oylamalarında ise Amerika ve İngiltere’nin etkisinde kalmaya devam eden eski sömürge yeni bağımsız devletler, Türkiye’nin Batı angajmanı tercihini takiben Türkiye’ye cephe alan Orta Doğu devletleri ve Amerika ile İngiltere’nin şerrinden korkan diğer devletler Kıbrıs konusunda Türkiye’yi yalnız bırakmışlardır. Amerika Kıbrıs hususunda Türkiye’ye istediğini yaptıramadığı anlarda ise ya ambargo uygulamış ya da iç işlerine müdahale etmiştir. İkinci örnek olarak ise Filistin meselesinin uluslararasılaşması verilebilir. Yayınladığı Balfour Deklerasyonu ile İsrail Devleti’nin kurulması için Yahudilere açık çek veren İngiltere ve İsrail Devleti kurulduktan sonra ise Amerika’nın siyaset ve ekonomisinde ciddi bir güç unsuru olan Yahudilerin dayattığı biçimde İsrail-Filistin meselesine müdahil olan Amerika’nın yönlendirmeleri neticesinde bu sorun İsrail’in lehine Filistin’in ise alehine gelişme göstermiştir. Sorun uluslararası arenada gündeme taşındıktan sonra ise geliştirilen tüm planlar ya uygulanamamış ya da İsrail’in lehine, hukuksuz bir biçimde uygulamaya konmuştur. Sonunda elde İsrail’in Filistinlerden gasp ettiği Yahudi yerleşim birimleri, konumu belirsiz bir Kudüs, zenginleşen ve güçlenen bir İsrail, haksızlığa uğrayan, fakirleşen ve söz sahibi olamayan bir Filistin, hırçın bir Filistin halkı, bir türlü doymayan bir İsrail Devleti kaldı. Son örnek olarak da Bosna sorununun uluslararasılaşmasını verelim. Bilindiği üzere, Sırpların müslüman Müslüman Boşnaklar ve Arnavutlar üzerinde yaptığı soykırıma son verebilmek için sorunun uluslararası gündeme taşınması için Özal döneminde bulunulan girişimler netice vermiş ve sorun BM gündemine alınmıştı. Ancak, malesef sorun uluslararası gündeme taşındıktan sonra daha da keskinleşmiştir. Sırplar uzun süre bombalamayı durdurmamış, BM Barış Gücü askerlerinin Boşnak ve Arnavut kadınlara yaptıkları ise halen silinememiştir. Sonuçta elde yıkıma uğramış halklar kalmıştır. Bu üç örnek, bir sorun uluslararasılaştığında neler olabileceğini göstermesi bakımında önemlidir. Öcalan bir süre yurt dışına gönderildiğinde ve Türkiye’deki PKK’lılar Kuzey Irak’a gönderildiklerinde sorun artık Türkiye’nin sorunu olmaktan çıkacak ve Orta Doğu özelinde İran, Irak ve Suriye’yi ilgilendiren bir boyuta, Kerkük ve Musul petrolleri özelinde iştahlarını güç boşluğu doğduğunda gidermeyi hedefleyen İngiltere ve Amerika’yı ilgilendiren bir boyuta, yeni uyuşturucu ve para trafiği özelinde PKK’nın Avrupa lider kadrosunu ilgilendiren bir boyuta, genişleyen Kandil karargahı özelinde Irak Kürdistanı’nı ve bu yeni yapılanmaya şekil verecek olan Amerika’yı ilgilendiren bir boyuta, tüm değişen dengeler genelinde ise bu bölgeden azami fayda sağlamaya niyetli tüm büyük devletlerin kendi özel çıkarlarını yaratmak için bölgeye salacağı Hükümet Dışı Örgütleri ilgilendiren bir boyuta ulaşacaktır. PKK faktörünü az da olsa Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin zorunlu katkısıyla kendi denetiminde tutan Türkiye’den inisiyatif tümüyle çıkacak ve adı geçen bu devletlere ve hangi amaçla bölgede olacağı belli olmayan Hükümet Dışı aktörlere geçecektir. Huzur Operasyonu sonrasında 36. Paralelin üzerinde oluşturulan Çekiç Güç’ün Irak’ta bağımsız Kürt bölgesi temellerinin atılmasında nasıl rol aldığını hatırlamakta fayda var.
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.