Bereket ayı,
Toplumu bütünleştiren, hayatı renklendiren, anlamlandıran. On bir ayın sultanı hoş geldi!
Rahmettir, berekettir, paylaşmaktır, kardeşliktir. İnsanların birbirine anlayış gösterdiği, kaynaşma ayıdır. Ramazanın telaşı dört bir yanı sardı. Güzel bir aydır. Kuralları vardır. Çarşı Pazar hareketlendi. Alışveriş listesi uzun. Gıda alışverişi yapılır. Hiç doymayacakmış gibi.
Çocuklar için ayrı bir heyecandır. Hepimiz çocukluğumuzda “Çocuk Orucu” için niyetlenirdik. Kaç saat tutabilirsek.”
İftariyelikler tezgahları şenlendirdi. Ramazan ayının olmazsa olmazları; Pastırma, peynir, hurma, zeytin…
Hurma, faydaları saymakla bitmeyen lifli, demir oranının yüksek bir meyve. Kahvesi, cezeryesi, hurma dondurması ile tanıştık bu ramazan ayında.
Pastırma iftariyeliklerin baş tacı. Zeytin, pastırma ve hurmanın yanında daha mütevazıdır.
Ramazan fırsatçıları da göz ardı edilemez. Fırsata çevirip zam yapanlar. Zam üstüne zam…
Kırmızı ete her gün yapılan küçük küçük zamlar. Suni zam. Sebep ramazan. Ramazan yaklaştıkça et uzaklaşıyor. Ramazan ayının gerçekleri arasında her şey zamlanır. “Her şeyin yüzüne baka baka evime dönüyorum. ”diyen anneler olmasın.
İftarın hemen öncesinde saat ayarı bozulmuştur adeta… Kokusu olmayan yiyeceklerin kokusu olduğunu fark ederiz. Erik kabuğu da kokar mıymış?
Farklılıkların zenginliğinde saygı ve sevgi olsun. Yeter ki gönül sofrası açık olsun. On bir ay nasıl beslenilir unutulur. Top sesleri ile açılır. Sokaklara kurulan iftar sofraları, iftar çadırlarında zengin fakir herkes aynı sofrada oturmaz mı?
Bazen zengin zengini ağırlar fakir fakiri, sofralar ayrı kurulur. Beş yıldızlı otel restoran iftar programı fiyat listesi belirlenir. Fakir gider iftarını iftar çadırında açmaya.
Oruç tutuyorum bahanesiyle kendini üstün gören insanlar bir an önce iftara yetişmek için zaman gelir trafik kurallarını hiçe sayar.
Sıkça duyarız, “Oruç tutmayana meydan dayağı atıldı.” haberlerine tanık oluyoruz. Hangi zaman dilimi olursa olsun saygı ve hoşgörü birinci sırasını hiç kaybetmemeli.
Sevgi ve saygının az olduğu günümüzde birbirimize tahammül azalmakta. Toplumda çatışma ve çekişmelerden uzak bir yaşam neden olmasın.
Ya ramazan davulu; Hangimiz bakmadık gece davulcuların hızlı geçişlerine. Gecenin zifiri karanlığında, bomboş yollarda mani sesleri yaklaştıkça davulcuların bizim evimize yaklaştığını görmedik ki…
“ Dijital saatler var. Davul da nedir? Çalar saat icat edilmeden önce varmış.” diyenler var. Modern çağda geleneklerimizi yaşatan davul gecenin 3,5 - 4'ü gibi kapıya dayanır. İnsanların kulağına hoş gelsin diye manilerle yaşatılan bu gelenek, günümüz teknolojisinde davuldan çok davulcunun geçtiği sokaktaki arabaların alarmları uyandırıyor. Teknoloji ile geleneği birleştirerek, ramazan davulu sesini telefonlarına alarm sesi olarak yükleyip sahura kalkanlar da var.
Zaman iftar vakti. Fırınlarda çıkan ekmek, ramazan pidesi. Ramazanın simgesi, onur konuğudur. İnsanların almak için uzun kuyruklar oluşturduğu ekmek. Ramazan ayının ilk akşamından başlar, bayram sabahına kalmadan çeker gider.
İçecek reklamları alır başını gider. Güllaç çıkar karşımıza her yerde üzeri nar taneli.
Ramazan ayı; Sindirim sistemini dinlendirirken, nefsine hakim olmayı da öğreten bir aydır.
Yıllardır televizyonlarda aynı içeriğe sahip programların yayınlanması ile erken ya da yanlış açılan bir oruç muhabbeti ile geçer gider kapımızdan. Her yıl bir öncesinden on gün önce başlanılan ibadettir. En içsel en kişiye özel olanıdır. Yardımlaşma hissi. O sofraya birlikte oturma telaşı.
Bazı kimseler için içki sigarayı bırakmaya yeltendikleri aydır. “Bu ramazan kesin bırakıyorum içkiyi de sigarayı da” söylemleri dinlediğimiz ay. Sağlık için atılacak en güzel adımdır.
Ramazan ayında doğanlar, adı ramazan olanlar bir ay dillerden düşmez. Zeytin ya da hurma ile oruç açmayı, sıcak pideyi, insanların birbirine yardım etmelerini kalabalık aile sofralarını sahura kalkmayı, affetmeyi ve affedilmeyi içinde barındıran ay. Davetler birbirini takip edecek. Günümüz marketlerinde ramazan paketleri ve fırsatları sunulmakta. İç dünyamızda yeni ufukların açıldığı huzur bulduğumuz yolculuğumuzun bir kesiti.
Aç olanı açıkta olanı zorda olanı anlamak için ramazan ayını beklemeye gerek yok. Açlıktan bebekler ölmesin. Soğuktan donmasın çocuklar. Yardım eli uzatmak için ramazan ayı bekleyenler hiç beklemesinler yardımın yarını, ramazanı olmaz. Özellikle açıktan dağıtılan insanların üzerine savrularak dağıtılan yiyecekler, daha özenli gizlilik içinde hissettirmeden verilmesi anlayışının yerleşmesi gerekir belleğimize. Yaz mevsimine denk gelmesi nedeniyle açık büfelerin bomboş olduğu tatil köyü ve otel fiyatlarının hızla düştüğü döngüde bu ramazan da bitecek.
Çocukluğumdan, geleneklerimizde yaşayan, kulaklarımda çınlayan bir davulcu manisi
“Tepsiler dizi dizi
Davete bekle bizi
Adresi iyi yaz ki
Kolayca bulam sizi”
Yaz mevsiminin en sıcak günlerinde uzmanların önerilerini dikkate alarak sağlıklı bir ay olması, saygı, sevgi, hoşgörünün, yardım ve dayanışmanın yaygın olduğu mutlu bir toplum dileğiyle, Sağlıcakla kalın…