Toplum olarak farkında olmadığımız bir gerçek var. Git gide sağlıksız bir millet haline geliyoruz. Dikkat ederseniz yetişen nesiller hem ruhsal hem de bedensel olarak çeşitli hastalıklara sahip olan çocuklar ve gençler olmaya başladı. Özellikle de beslenme açısından fast-food kültürüne alışmış olan gençlerin giderek şişmanlaması ve obezite ile karşı karşıya kalması bizleri korkutmaya başladı.
Yapılan aştırmalarda Türkiye dünya ülkeleri arasında ki obezite sıralamasında dünya üçüncüsü haline gelmiş durumda. Yapılan bu araştırma bizleri korkutmaya başladı. Bu günlerde gündemimizde çok önemli konular var da birçok konudan daha önemli olduğunu düşündüğüm geleceğimiz gençler olduğundan sağlıksız beslenmedeki bilinçsizlik acilen kontrol altına alınması gereken bir sorun.
Kontrol altına alınmayıp, kendi haline bırakılırsa Türk toplumu git gide sağlıksızlaşacak, küçük yaşlardan itibaren hastalıklı nesillere sahip bir ülke haline gelecek. Sadece kötü beslenme ile değil, üretilen ürünlerin genetiği ile oynanmış oluşu da ayrı bir problem teşkil etmekte. Eskiden köylerde, kasabalarda insanlar kendi ürettikleri doğal ürünleri yerlerdi, kendileri ürettikleri peynirleri, sütleri, yoğurtları tüketirlerdi.
Bu yüzden insanlar 80’li, 90’lı hatta 100’lü yaşlara kadar ömürlerini sürdürürlerdi. Eskiden tansiyon, şeker gibi hastalıkların isimleri bilinmezdi. Günümüzde ise çocuklarda bile şeker hastalığının görüldüğü vakalara rastlıyoruz. Küçük yaşta aşırı kilolu olan çocukların kalp ve damar sorunları ortaya çıkabiliyor. Arkasından genç yaşta kalp krizinden ölümler…
Artık yetişen nesil hastalıklı yetişiyor, dolayısıyla ömürleri de kısalıyor. Ömürlerinin kısalmasından ziyade, kalitesiz bir hayat sürdürüyor bu gençler. Hastalıklı bir neslin, çalışması da, üretmesi de zamanla zor hale gelebilir. Üretmeyen, çalışmayan toplumun ilerlemesi ne kadar mümkün olabilir? Günümüzde toplum bilinçlenmesi için televizyon ekranlarında birtakım programlar yapılmakta.
Uzmanlar ellerinden geldiğince bilinç bir toplum oluşturmak için çabalamakta. Fakat bu yeterli değil. Diğer taraftan da yapılan reklamlarla fast food türü yiyecek ve bazı içeceklere ilgi çekiliyor. Bu gençler evlerinde bilinçlenseler de okudukları okullardaki kantin satıcısı bilinçsiz kalacak. Evde hamburger yemeyen bir çocuk okulda mutlaka hamburger tüketecek. Çünkü başka şansı yok. Yoksa aç kalacak…
Çocukların bu konuda bilinçli hale getirilmesi çok önemlidir. Anne – baba olarak eğer çocuklarımızın sağlıklı yetişmesini istiyorsak onlara doğru beslenmeyi öğretmeliyiz. Günümüzde kanser hastalıklarının artmasının en önemli nedenlerinden biri de yediğimiz yiyeceklerin kendisi.
Git gide sağlıklaşan bir toplum olmaktan kurtulmanın tek yolu budur. Sadece televizyon ekranlarından yapılan yayınlar ile bir yerlere varmak mümkün değil. Daha geniş çaplı eğitimlerin yapılması, genetiği ile oynanmış hormonlu ürünlerin üretilmesinin önüne geçilmesi, çocuklara doğru beslenmenin aşılanması gerekmekte. Ancak bu şekilde elimizde tuttuğumuz kötü beslenmede dünya üçüncülüğünden gerileyebiliriz.
