Belki AK Partililerin bile zaman zaman karamsarlığa kapıldığı, endişeye düştüğü bir seçimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan direnerek kazandı. Halk AK Parti'ye ve Erdoğan'a desteğini bariz olmanın ötesinde bir açıklıkla bildirmesine bildirdi ama bu herhalde demokratik düzeyde söz ettiğimiz beklentileri ortadan kaldırmaz. Dünya da aynı şeyi ummakta. Son olarak CHP'ye değinelim. Bu parti için artık söyleyecek söz bulmak çok zor. Umarız bu seçimden bir şeyler öğrenir. Başka şeyler yapamasa da ciddi ve gerçekçi bir parti olmaya yönelir. Her seçim bir derstir. Meydanlarda söylenenler meydanlarda kalmalı. "Saç saça baş başa kavga" artık bırakılmalı. Siyasetçi sınıfı barışmayı başarmalı. Bir de şu var... Seçimin sonucunu beğenmeyen, halka kızmamalı. Halk daha ne yapsın? Sandıkta umduğunu bulamayan gitsin aynaya baksın... Kusuru kendisinde arasın. Seçmen tarihe bakıyor. Seçmen geleceğe bakıyor. Hizmete bakıyor, kendi değerleriyle kimin barışık olup olmadığına bakıyor. Bu değerlere kimin samimi ve sahici olarak sahip çıktığına bakıyor. Seçmen, devlete meydan okuyanlara, ‘Bu devlet benim, hatasıyla sevabıyla ona ben sahip çıkarım’ mesajını veriyor. Ama aynı zamanda daha demokratik, daha şeffaf ve ekonomik istikrarı sağlam bir yapıyı kimin gerçekleştirebileceğine işaret ediyor. Bu seçimler bir kez daha göstermiştir ki, bu ülkede siyasetin hala ve uzun süre en sahici aktörü Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sandık, özellikle de hükümetlere karne notu verilen bir demokrasi kutusudur. Halkın, o notu etkileyecek her gerçeği bilmesi de demokratik zorunluluktur. Çıkan tabloya bakıp elbette, “O kazandı, bu kaybetti” diye sevinenler olacaktır ama kazananın da kaybedenin de ürkmesi gereken bir tablo ile karşı karşıyayız. Kimsenin kimseye saygı duymadığı, hatta çoğu zaman varlığına bile tahammül edemediği bir bölünmüş ülke! Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi izlediği seçim stratejisiyle bu açıdan başarılı, buna hiç kuşku yok. Muhalefet ise deyim yerindeyse iktidarın estirdiği rüzgârın önünde savrulmak ve C. Başkanına laf yetiştirmekle uğraştığı için seçimi bir kez daha kaybetmiş bulunuyor. Bu seçime AK Parti çok ciddi bir saldırı altında girdi. Saldırılar sadece yurt içinden değil, yurt dışından da kaynaklandı: Yolsuzluk iddiaları, ses kayıtları, döviz oyunları, ABD ve AB kaynaklı sert eleştiriler... Bu hücumlar karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sarıldığı güç halktı, milletti, seçmendi... Muhalefetin, yeni şeyler söylemeleri, yeni politikalar ortaya koymaları gerekiyor ki kaç seçimdir takılıp kaldıkları oy oranlarının üzerine çıkabilsinler. Ve bu sonuçlara göre AK Parti seçimlerden başarıyla çıkmıştır. Elbette teşkilatlar çalışmıştır. Ve bu başarı doğrudan Tayyip Erdoğan’ın kendisine aittir. Bu bir yerel seçim değil genel seçimdir. Ki Erdoğan’ın doğrudan kendi karizmasını ve liderliğini ortaya koymuştur. Alınan sonucun böylesine kişisel bir yansıması vardır.
Ünlü ABD’li bilim adamı William James demiş ki: "Bir seçim yapmanız gerektiğinde, seçmemek de bir seçimdir. "