Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 21. Yıldönümünde bir mesaj yayınladı. Olası depremde, en iyi senaryoya göre, 15 bine yakın can kaybı yaşanacağının tahmin edildiğini belirten Sevim şu ifadeleri kullandı:
“SESİMİ DUYAN VAR MI?
17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden tam 21 yıl geçti.
Yitip giden canların, enkaz altında yaşananların, toplu mezarların üzerinden tam 21 yıl geçti!
Öncelikle depremde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum.
O günden bugüne, zaman zaman, depremi konuşuyor, risklerini tartışıyoruz.
Ancak yöneticiler gerekli adımları atmıyor!
Oysa büyük bir felaket bizleri bekliyor.
Allah hepimizi korusun ancak en iyi senaryoya göre;
15 bine yakın can kaybı olacak.
10 bine yakın kişi ağır yaralanacak!
250 bine yakın binada orta ve üstü hasar olacak!
500 binden fazla kişi barınma ihtiyacı duyacak!
Oysa şehrimizin yapı stoğuna baktığımızda, Allah korusun, çok daha kötü bir senaryo bizleri bekliyor. 1 milyon 166 bin binanın 788 bininin 99 depreminden önce inşa edildiği şehrimizde binalar, kendi kendine dahi yıkılabiliyor!
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı olarak bu konuda elim kolum bağlı oturamıyorum.
Defalarca çağrı yaptık!
Defalarca uyardık!
Bu konu siyaset üstü dedik. Bütün partilere, İstanbul Partisi gibi hareket edelim çağrısı yaptık!
Artık bu konuda bir saniye dahi kaybetmeyelim!
Halkımızın önüne gerçekçi kentsel dönüşüm projeleri sunabilelim. İnsanlarımızı müteahhitlerin yüzde 50 hesaplarına kurban vermeyelim.
Merkezi idare ve belediyeler arasındaki çekişmeye son verelim. Toplantıya kimin çağırılıp çağırılmadığından dahi kavga çıkartan anlayışı terk edelim.
Olası depremde yolların 3'te 1'inin kapanacağı bir senaryodan bahsediyoruz!
O televizyonda sıkça görür olduğumuz arama kurtarma ekiplerinin enkazlara ulaşamayacağı bir sondan söz ediyoruz!
Siyasilerin o çok şatafatlı "geçmiş olsun" twitlerini atamayacakları bir durumu anlatmaya çalışıyoruz!
Bu işin şakası yok!
Depreme kurban edilebilecek tek bir insanımız dahi yok!
Ben herkese, istisnasız herkese sesleniyorum!
Ve 1999 depreminden sonra, durumu en güzel özetleyen o sloganla sözlerimi tamamlıyorum.
SESİMİ DUYAN VAR MI?”