Gelecek Partisi Ümraniye İlçe Başkanı Enver Sedat Çakıroğlu basın mensupları ile bir araya. Pandemi süreci nedeni ile bu buluşmanın ancak gerçekleştiğini söyleyen Çakıroğlu, hem Ümraniye hem de ülke gündemi ile ilgili ses getirecek açıklamalarda bulundu. İsmet Yıldırım Başkanlığındaki Ümraniye Belediyesi’nin 19 ayını değerlendiren Çakıroğlu’nun sert eleştirileri çok konuşulacak türden. Suskunluğunu bozan ilçe başkanı Enver Sedat Çakıroğlu’nun açıklamalarının satır başlıkları şöyle:
‘’Yönetimi oluştururken hiçbir sıkıntı yaşamadık’’
Geçtiğimiz şubat ayında ilçe başkanlığı ataması yapıldıktan sonra Ümraniyemiz’de kendi işinde başarılı insanlarla, ilçemizin demografik yapısına uygun şekilde teşkilatımızı oluşturduk. Yönetim kurarken de hiçbir sıkıntı yaşamadık. Birçok değerli ve cesur isim bu süreçte elini taşın altına koyarak bizimle yol yürümek istedi. Şu anda Ümraniyemiz’in yüzde 70’inde teşkilatlanmış durumdayız. Önümüzdeki süreçte elbette sahada olacağız ve kendimizi anlatacağız. Tek amacımız var hem yerelde hem de genelde iktidar olmak” dedi.
‘’Vatandaşın belediye ile ilgili şikayetleri tavan yapmış durumda’’
Hepimiz bu ilçede yaşıyoruz. Dolayısı ile Ümraniye’ye yapılan iyi şeylerde kötü şeylerde bizim için önemli. Yapılan güzel hizmetleri alkışlar, yanlış icraatları da eleştiririz. Yeni seçilmiş bir belediye olduğu için Belediye Başkanımız hakkında bu güne kadar tek kelime etmedik. Ama artık konuşma vakti. 19 ay oldu. İnsanların şikayetleri de tavan yapmış durumda. Dişe dokunur bir icraat ve hizmet görmedik.
‘’Belediye başkanı sabah akşam millet bahçesinde’’
Daha önce yapılan mesire yerinin adını değiştirip bir iki makyaj ile yeni vatandaşa sunulması belediyecilik değildir. Millet Bahçesi denilen yer zaten vardı. Belediye Başkanımızın, Millet Bahçesi’nden başını kaldırıp Ümraniye’nin 750 bin kişilik bir şehir olduğunu, Ümraniye’nin sadece Millet Bahçesi’nden ibaret olmadığını görmesi gerekiyor.
‘’Esenler İlçe Başkanı’nın Ümraniye’de ne işi var?’’
Ben belediyemizde uzun süre başkan yardımcılığı yaptım, işleri bilirim. Temizlik işlerinde ödüller alan Ümraniye’de şimdi insanlar bu konuda şikâyet eder durumda. İnsanlar belediye yetkililerine rahat ulaşamadıklarından da şikâyetçi. Neden? Çünkü Ümraniye Belediye Başkanı’nın kadrosu hep dışarıdan gelme insanlar. Esenler İlçe Başkanı’nın Ümraniye’de ne işi var?
‘’Belediye ile bir işinizi çözmek istiyorsanız bir dünür bulacaksınız’’
Yerelde bulunmayan insanlar o bölgenin sorunlarını çözebilir mi? KİPTAŞ’tan gelmişler. Ümraniye Belediyesi bir şirket gibi yönetilemez. Bazı isimler ön plana çıkmaya başladı. Eski bir milletvekilinin oğlunun Ümraniye ile ne işi var? Belediye ile bir işinizi çözmek istiyorsanız bir dünür bulacaksınız diyorlar. Bunlar geçmişin hastalıklarıdır. Ümraniye’de yaşananlar ile Türkiye’de yaşananlar arasında bir paralellik olduğunu görüyoruz. Ufak tefek de olsa güzel şeyler de var. Ama bizim görevimiz muhalefet” dedi.
‘’Açıklanmayan bir devalüasyon var’’
Türkiye’de açıklanmayan bir devalüasyon var. Geçen yılki Pazar ve market fiyatları ile bu yılı karşılaştırdığımızda enflasyonun yüzde 50’nin üzerinde seyrettiğini ganlayabiliyoruz. Döviz kurları zaten kâbus gibi. İlan edilmemiş bir devalüasyonu yaşıyoruz. AK Parti iktidarından önce de krizler oldu bu ülkede. Devalüasyon oldu diye hükümetler değişti. 3-4 sene önce 3,5 TL olan Dolar, bugün yaklaşık 8 TL olmuş ama kimse devalüasyon olduğunu kabul etmiyor.
‘’Cumhur ittifakı artık yönetemiyor’’
Yargımız ne yazık ki siyasallaşmış durumda. Bugün bir mahkeme ‘Ben AYM’nin kararını tanımıyorum’ diyebiliyor. Bu da yargının ne kadar siyasallaşmış olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Bir ülkenin futbol federasyon başkanı, ülkenin en büyük ihalelerini alan bir şirketin sahibi olabilir mi? Dünyanın neresinde var? Bu örnek Türkiye’nin nerelere geldiğini gösteriyor. Artık Cumhur İttifakı ülkeyi yönetemez durumda. Kadroları yetersiz ve akraba ilişkilerine dayalı bir devlet yönetimine doğru Türkiye nepotizme evrilmiş durumda. Başkanlık sisteminde koalisyonların olmayacağı söyleniyordu ama şu anda şartlarının ne olduğu bilinmeyen koalisyonlar var” dedi.
‘‘Cumhurbaşkanımızın sözünü yere düşürdüler’’
Kentsel dönüşüm konusunda sıkıntılar yaşayan Kazım Karabekir mahallemizde sorunlar çözülebilmiş değil. Cumhurbaşkanımız 2018’de ‘Vatandaşımız gitsin ruhsat başvurusunu yapsın’ dedi. Belediyecilik, Cumhurbaşkanı’nın sözünü yere düşürmemektir. İki yıl geçti, hala o bölgede kimse ruhsat alamadı. O bölgenin sorunu bir imar sorunu değildir. Ben buradaki sorunu bir deprem problemi olarak görüyorum. O bölge çoğunlukla gecekondularla dolu. Beklenen depremde orada yaşanacak kayıpları düşünemiyorum bile. Bunun sorumlusu genel ve yerel iktidar ile İBB olacaktır.
‘Kimse bana bunlar yerli ve milli demesin’’
Garantili sözleşmeler bu ülkeye yapılan en büyük haksızlıklardan biridir. Çanakkale Köprüsü’nü federasyon başkanının şirketi yapıyor. Bir milletvekilinin verdiği soru önergesine Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilen cevapta, köprünün maliyetinin 7 buçuk milyar TL olduğu yazıyor. Sözleşmede 45 bin araç geçecek yazıyor. Oradan bin araçtan fazla geçiş olmayacağını herkes bilir. Üşenmedim, hesapladım. Yıllık 2 milyar 580 milyon TL garanti para adam alacak. 16 yılda Limak 32 buçuk milyar TL o köprüden para kazanacak. Bu sözleşmenin acı tarafı da şudur: Kimse bana yerli milli demesin. Taraftar arasında anlaşmazlık çıkarsa gidecekleri yer Londra mahkemesi. Bunun sebebi de iktidar değişirse sözleşmeler bozulmasın amacıdır.
