Tabii sayısı biraz fazla ancak bunun nedeni orantısız ödül yönetmeliği. Akdeniz Oyunları’nda birinciye 100 altın verilirken bunun gereksiz yere 500’e çıkması ne yazık ki dopingi teşvik etti. Türkiye’de doping ilacı satın almak çok kolay. Doping çıkmaz denilen ilaçları alıyorlar ama maalesef etki ediyor. Doping ahlak dışıdır ve sporda yeri yoktur. Ne yazık ki sporcular bir şekilde bu işe itilmektedir.
Spordan üst düzeyde bir kazanç elde etmek istedikleri, sonucunda da ulaşacakları paranın miktarı kişileri doping yapmaya itiyor. Çoğu sporcunun içinde bulunduğu ekonomik durum içler acısı. Uzmanlar şaşkın, federasyon başkanları çaresiz, kullanıcılar ise ise pişkin!...
’Bilmiyordum ki’ mazereti ise, en şaşırtıcı ve kabul edilemez olanı... ’Pardon hastaydım, grip ilacı sanmıştım!’ yalanını artık kimse yemiyor. Bugünün Türkiyesi’nde ’olimpiyat’ ya da ’dünya şampiyonu olmak’, amatör bir sporcu için ’yaşarken Milli Piyango’dan büyük ikramiye çıkması’ gibi bir şey.
Nedeni ise; birkaç değil, onlarca beşibiryerde senin… Bozdur bozdur bitmez!.. Lüks evler, son model arabalar... Artanını faize yatır, repo yap, hazine bonosu al... Mevcut ödül yönetmeliği resmen teşvik ediyor sporcuyu ’ilaç kullanmaya’. Kontrolden bir şekilde temiz çıkarsa köşeyi döneceğini bildiği için ’bir kere yaparsam bir şey olmaz!’ deyip, gözünü karartıyor.
Rezaletin ata sporumuz yağlı güreşe kadar uzanmasının başka bir izahı olamaz... 652 yıllık mazisinde ata sporumuzda böyle bir rezalet yaşanmamıştı. Sporda başarılı olmak için doğru eğitim ve yetenek lazım. Altyapıda özellikle kişilik eğitimine önem vermek gerekir. Biz sadece yetenek eğitimi yapıyoruz.
‘Özerk’ yapıdaki federasyon seçimlerinde ‘bizden biri olsun’ mantığı işletilerek ilgisi olmayan kişiler federasyonların başına getirilmiş ama Spor Bakanlığı oralı bile değil. Yakında birçok federasyon seçime gidecek… İnşallah sporun ruhunu bilen yeni isim ve de isimler iş başına gelir.
Atletizmde 2010 Avrupa Şampiyonası altın madalyalı sporcusu Alemitu Bekele, halterde altın madalya sahibi Nurcan Taylan, Halil Mutlu, Taner Sağır, 2010 dünya şampiyonasında altın madalya sahibi Nurdan Karagöz, altın madalyalı Türk atletler Aslı Çakır Alptekin ve Nevin Yanıt soruşturma boyunca yarışmalardan men edildi. Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF) Disiplin Kurulu da çekiç atmada olimpiyat madalyası kazanan Eşref Apak'ın da yer aldığı 31 atleti 2 yıl müsabakalardan men etti.
Sonra futbolda şike olayı ile sarsıldık. Güzide bir kulübümüzün başkanı dâhil olmak üzere birçok sporcu ve spor adamının tutuklu olarak yargılandığı şike davası ile Türk futbolu ağır bir yara aldı. Açılan dava sonuçlanmış Yargıtay’ın incelemesi ise devam etmekte. Türkiye'de son 5 ayda 33 halterciye 2 yıl yarışmalardan men cezası verildi.
20-30 Haziran 2013 tarihinde Mersin'de yapılan 17'nci Akdeniz Oyunları'nda halter branşında da 8 milli sporcuda doping tespit edildi. Sporcuların büyük bir bölümünün üzerinde doping şaibesi var!.. Her ne kadar Türkiye'de hala bir doping yasasının bulunmaması spordaki doping skandallarının çoğalmasında sebep olarak da gösterilmeye çalışılıyor ise de, aslında bu bir ahlaki çöküşün göstergesinden başka hiçbir şey değildir.
Ülkemizi tanıtmak istiyoruz, başarılı olmak istiyoruz, artık sporda yüzümüz gülsün istiyoruz, olimpiyatlar, uluslar arası müsabakalar ülkemizde yapılsın istiyoruz. Bunun için büyük gayret sarf edip yatırımlar yapıyoruz. Doğal olarak millet olarak en büyük arzumuz bunlar ama bunun için ahlaklı olmak, dürüstlüğü elden bırakmamak gerekir. Ulu önder Atatürk’ün “ Ben sporsunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim” dediği gibi.