Türkiye çok büyük bir ülke… İsterse dünyanın en çok et ve süt üreten ülkesi olabilir. Ancak 1980'lerde Türkiye'de büyük baş hayvan sayısı 70 milyon iken bu sayı 1990'larda 35 milyona inmiştir. O gün iktidarda olan Özal hükümeti dışarıdan et ithal ederek Türkiye'deki hayvancılığı öldürdü.
Serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı bu yıllarda asıl maksadın kaçakçılığın önlenmesi, her çeşit malın yurt içine girmesinin sağlanması olsa da, alınan bu kararlar neticesinde ithal et tüccarlarına kapı açılmış, belki de yabancıların baskısı ile 1940'lardan, yani 2.Dünya Harbi yıllarından beri buzluklarda duran ve de son kullanma tarihi geçen Avrupa'nın etleri kurtarılmış oldu. İnsanın aklına bin bir türlü şüpheler geliyor tabiatıyla… Ama sonuç olarak bir gerçek; Türkiye'de et üretimi sekteye uğrayıp zarar gördü. Rakamlar açıkça ortada. Bu et politikası yüzünden Türkiye'de binlerce besici zarar edince ahırlar boşaldı. Aynı politika süt ve koyun üretimi için de uyguladığından davarların sayısı da % 50 azaldı. Memleketimizde her geçen gün hayvancılık yok oluyor. Aynı durum tarım için de geçerli. Bu arada tavukçuluk, beyaz et ve yumurta üretimi ise beş misli artmıştır. Çünkü Sovyetler Birliği dağılırken onların açıklarını Türkiye kapattı. İşte büyükbaş hayvan üretimindeki bu gerileme, son yıllarda et fiyatlarının aşırı yükselmesi ile yeniden canlandı. Gerek davar ve gerekse de sığır üretimi çok arttı.
Tüm köylü- kentli ne kadar üretici varsa hayvancılığa yöneldi ve Türkiye'nin üretimi çok artacak hale geldi. Et fiyatlarının bu derece yükselmesi spekülatörleri veya fırsatçıları kazanç sahibi yapabilirdi. Ama hayvan üretimi çoğalırsa, bunu zamanla dengeleyecek ve bol üretimle fiyatlar düşecekti. Bunun biraz zaman alması gerekiyordu. Veya devlet fırsatçılara imkan vermemeli idi. Et ithalatı Türkiye için çok sakıncalı. Çünkü et üreten çiftçiye zarar verir ve bu üretim azalır. Diğer taraftan İslam açısından da sakıncalı. Allah adına kesilmeyen et yenmez. Batılılar itikat olarak Allah'a bizim gibi yani Müslümanlar gibi inanmadıkları için kestikleri et yenmez. Sonuç olarak, et ithali hem ekonomik ve hem de toplum ahlak ve inancı için sakıncalıdır. Canlı hayvan ithali Türkiye'deki büyük baş üretimini baltalar. Türk ekonomisinin geleceğine zarar verir. Bakın tarım alanlarımız atıl vaziyette. Buğdayı bile dışarıdan alma durumuna geldik? Türkiye, özellikle de Anadolu halkı yıllardır hayvancılık ve tarımla geçimini sağlamış, ürününü satmış, hayvanının eti, sütü, yumurtasını satarak hayatını idame ettirmiştir. Tarım ve hayvancılık bittiğinde maalesef ekonomi de iflas bayrağını açar…