Ülkemizde ve de İstanbul’da teknolojik gelişmelerin halkımıza sağladığı yararları görerek mutluluk duyarız. Şöyle bir etrafınıza bakın. Her yer ne kadar da değişti. 30-40 yıl evvel sayıları parmakla sayılabilecek binaların yerini gökdelenler, park ve bahçeler, kültür merkezleri ve AVM’ler, iş merkezleri aldı.
Her geçen gün artan modernleşme baş döndürücü bir hızla devam ediyor. Ah bir de şu trafik sorunu düzene girse. Günümüz dünyasında en hızla gelişen sanayi elektronik sanayi oluyor. Buzdolabından çamaşır makinesine, cep telefonuna kadar her yıl yeni modeller piyasaya sürülüyor. Bakıyorsunuz bir yıl önce aldığınız cep telefonu daha gelişen yeni modelleri nedeniyle demode oluveriyor.
Ev eşyalarında, otomobillerde, takılarda, giyim eşyalarında, bir yenilik, bir moda sevdası almış başını gidiyor. Ne var ki bu yeniliklere her kesim vatandaşın erişmesi mümkün olmuyor. Özellikle dar ve sabit gelirlilerin bu teknolojik yenilikleri takipte yaya kalacağı kesin ve de öyle oluyor. Dünyaya hâkim olan yeni ekonomik model, ‘Global ekonominin’ para tuzakları bunlar.
Günümüz gençlerinin çoğu çok genç yaşta mutlu yuva kurup evlenmelerinden bir iki yıl sonra neden boşanmak istiyor? Gençler, evliliğin bir iki yıl değil ölünceye kadar ortak paylaşımlı, özverili bir yaşam olduğunu bilmiyorlar da ondan. Bu tür toplumsal değişim, bizleri asırlardır bir arada tutan gelenek ve göreneklerin yok sayılması, bir anlamda toplumda yozlaşma, binlerce yıllık Türk geleneğinin bir kenara atılması evliliği ‘sıradan bir iş’ gibi görme haline getirdi.
Asırlardır kutsal bildiğimiz, insanları birbirine kaynaştıran gelenekler bugün sıradan bir adet hale geldi. İşte evlilik de bunlardan biri… TV’lerdeki evlilik programlarına bir bakın. 20 yaşında da ayrılmış var, 80 yaşında da… Özellikle, gençler arasında boşanmaların artması gelecek için hiç de iyi işaret değil.
Yerleşim alanları da bu durumda. Eski komşuluk ilişkileri bugünkü apartman komşuluğunda maalesef yok… Geçim sıkıntısı nedeniyle birbirinden ayrı düşen ailelerin bağları da azaldı. Hemen herkesin elinde cep telefonu olduğu halde yakınlarına aylarca telefon etme gereği duymamak, bayramları eşlerinin- dostlarının arasında değil, tatil yörelerinde geçirme alışkanlığı yine bu yozlaşmanın bir diğer örneği.
İşte bu teknolojik gelişmelerin yanında gelenek ve göreneklerimizin dejenere olması halkın büyük kesimini ‘nereye gidiyoruz’ diye endişelendiriyor. Teknolojik gelişmeler bize biraz ‘ağır’ geldi galiba…