Ülkede, her ne kadar bazı kesimlerce, etraf toz pembe gösterilmek istense de durum hiç de iç açıcı değil? Ülkemizde kısaca özetlemek gerekirse şu anda çözümü en acil istenen üç sorun var? Bunlar; Yoksulluk-Terör ve İşsizlik...
Çıkan sonuç ise; işsizliğin yoksulluğu, yoksulluğun da terörü ortaya çıkardığı. Ülke vatandaşı en tabii hakları olan şunları istiyor. Ülke çapında can ve mal güvenliğinin sağlanması, adaletin çabuk ve doğru dağıtılması, işsizlik ve yoksulluğun ortadan kaldırılması. Bunlar gerçekleşebildiği zaman geleceğe güvenli bakacağına inanıyor.
Yabancılar ülkeye oluk gibi taze para akıtıyor. Tabii karşılığında çok yüksek faiz alıyorlar. Bu faiz de fakir halkın vergilerinden ödeniyor. Yalnız en ufak olumsuz bir durumda bu sıcak paranın çekileceği unutulmamalı. Bir ülkede gelir dağılımı bozuksa milli gelirin büyümesi bir şey ifade etmez. Çünkü milli gelir, varlıklı kesimin cebine gidiyor. Önemli olan orta sınıf… Yani işçi, memur, emekli kesimi...
Şöyle bir baktığımızda, zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. Ülkemizdeki bugünkü durum budur. Halkımız daha fakirleşmiş, işsizlik artmıştır. Gelir, enflasyon oranında artmıyor. Memur, emekli zor durumda. Yıl başı ve yıl ortasında yapılan % 3'lük komik zamlar dertlere çare olmuyor. Halkın alım gücü iyice azaldı. Evet her mağazada mal çok ama tüketici yok. Neden? Vatandaşın alım gücü yok da ondan. Elit tabaka dediğimiz kesimi her zaman olduğu gibi ayrı tutuyoruz...
Bu ülke hepimizin... Kavgayla, sen-ben davasıyla, açılımla, kapanımla gündem oluşturmayalım. İş işten geçmeden, her kesime dostane, sağduyulu yaklaşarak bir an önce olumlu icraatlara imza atalım… Keza belediyeler toplumun çektiği sıkıntılara bir an önce son vermeli. Eğitim sistemi, sağlık sistemi yaz-boz tahtası halinden çıkarılmalı.
Adalet sisteminin işler ve yasaların uygulanabilir hale getirilmesi şarttır. Eğitimde Atatürk ilke ve inkılaplarından asla taviz verilmemeli. Unutulmasın ki bu ülkede yaşıyorsak yüce Atatürk ve onun kahraman ve yurtsever ordusu sayesinde yaşıyoruz. İş işten geçtikten sonra pişmanlık duymayalım...