Ülkemiz insanı ne yazık ki har vurup harman savuran bir yapıya sahip. Buna işletmeler de dahil. İsraf, dünyadaki kaynakların verimli, planlı, programlı kullanılmaması demektir. İsraf deyince hep ekonomik kaynakların anlaşılmasının nedeni; bu kaynakların usulüne uygun kullanılmaması halinde hem kişisel hem de toplumsal maddi-manevi kayıplara uğramamızdandır.
Özellikle maddi birikimleri belli ölçülerin altında olan kişiler ve ülkeler yaptıkları her işi planlı programlı yapmalı. Ülkemizde özellikle devlet kurumlarının yaptığı veya yaptırdığı işlerde çok israflar olmakta. Örneğin, birinin yaptığını diğeri bozmakta, yapılan yatırımlar boşa gitmekte, kaynaklar israf edilmekte.
Belediyeler, su-gaz-elektrik-kanalizasyon-haberleşme konularında çalışmalar yapmakta… Ne var ki plan ve programsız yapılan bu çalışmalar sonucu bir zaman sonra aynı çalışmalar yinelenmekte. Daha önceden plan yapılıp bu çalışmalar neticelendirilmez mi? Tabii ki istenirse yapılır. Mesela sökülen kaldırımlar yeniden değerlendirilmez mi? Daha yapılalı 2 yıl olmamış kaldırımlar vs…
Son yıllarda devletten ziyade belediyeler yatırım yapar oldu. Aynı plansızlık ve programsızlık, ayrıca yapılan işlerdeki kalitesizlik-israf ve eksik kusurlu imalatlar bu işlerde de var. Her seçim dönemindeki değişiklikle birinin yaptığını diğeri bozarak. ya da birilerini iş alanı çıkararak iş yapıyor havası verilerek bu milletin paraları; yapılan işlerdeki plansızlık- denetim noksanlığı nedeniyle israf olmakta.
Biz, millet olarak bu tür israflara alışkınız. Kişisel olarak da zamanımızı israf etmeyi çok seviyoruz. Yapılan işlerdeki hataları söylediğimizde de birden hoşgörülü hale gelip ‘aman canım o kadar kusur kadı kızında da var’ deyip işi geçiştiririz. Halbuki, harcanan bu para, emek ve kıt kaynaklar iyi kullanılsa aynı para ile daha mükemmeline sahip olabiliriz.
Kırmayı, bozmayı nedense çok seviyoruz. Hatayı kusurunu söyleyeni de hiç sevmiyoruz.
Çevremize şöyle bir bakalım. Yerel seçimler yaklaşıyor. Yine belediyeler yol, kaldırım, kanal, geçit çalışmalarına başladı. ‘Bakın biz çalışan belediyeyiz’ diye vatandaşın gözünü boyamaktalar… Oysa o yapılan çalışmalar, seçim sonrasında olumsuz meyvelerini verecek… Yani yine sokaklar, geçitler, kanallar suyla dolacak, ev ve işyerlerini su basacak.
Sonuçta yine bu vatandaş mağdur olacak… İster devlet isterse belediye yapsın; kaybolan, heder edilen malzeme sizi hiç mi rahatsız etmiyor. Vicdanımızı sızlatmıyor. O zaman sizin insanlığınızla ilgili bir sıkıntınız var demektir. Bizim siyasetimiz yapınca kusur olmaz anlayışı ya da görüp görmezlikten gelmek insan olmanın erdemine yakışmaz. İsraf, dinimizce haram kabul edilmiştir. Yapalım ama israf etmeden… Yani yap-boz olmasın…