Biz Türkler çok yardımsever bir toplumuz. Muhakkak ki yardım, çok insani bir duygu… Ne var ki kendi toplumunun büyük kısmı yardıma muhtaç bir durumdayken sen kalkıp dış ülke vatandaşlarına yardım yaparsan bu biraz abes kaçıyor. Sağa sola yardım yapılacağına, TIR’larla yardım gönderileceğine! Ülkede yaşayan ve 30-40 TL süper zam yaptığınız asgari ücretle çalışan ve emekliye, adam gibi zam yapın da bu insanlar sürünmekten kurtulsun…
Aylardır banka promosyonu ile emekliler oyalandı… Banka promosyonu, bankaların veya SGK'nın emeklilere sunduğu bir lütuf değil, emeklinin aldığı aylığı kadar hakkı. Çünkü emekli olup da, geçim sıkıntısı içinde olmayan yok gibi… Milletin ağzına bir parmak bal sürüldü oldu bitti. Kendilerinin ise kepçe ile götürüyor olmaları ise ortada…Yapılan bu artışlar emeklinin derdine derman olmaktan çok uzak. Bir işçi emeklisinin aylığına yapılan zamla, kilosu 30 lira olan dana etinden 570 gram alınabilmekte.
Emeklinin alım gücünü biraz olsun yükseltecek tedbirler almanın zamanı çoktan gelmekte. Unutulmamalıdır ki, emeklilerimizin yaklaşık % 85’i açlık sınırının altında, yani en düşük aylık seviyesinden aylık almakta. Türkiye Cumhuriyeti ve Hükümeti gerekli rahatlığı sağlayabilecek zammı verecek güçtedir. (Hırsızlık ve yolsuzluklar önlenebilirse)
Türkiye'de geçim sıkıntısı içinde yaşayan on milyonu aşkın emeklinin ücretleri, ekonomik göstergelere göre yoksulluk sınırının altında bulunmaktadır. Emekliler, bugüne kadar maaşlarının iyileştirileceğine dair hükümetçe verilen sözlerin tutulmadığından yakınmakta. Kış kıyamette doğunun hali içler acısı…
Emekliler en çok sağlık hizmetleri konusunda mağdur durumda. Emeklilerden katılım payı adı altında ilaç, muayene, tetkik ücreti ve muadil ilaç farkı başta olmak üzere çeşitli kesintiler yapılmakta, dolayısıyla sağlık harcamaları maaşlarını kuşa çevirmekte.
Özel hastaneler yaygınlaşmakla birlikte ücretler konusunda serbest bırakıldıkları için emeklilerden de yüksek fark ücreti alınmaktadır. Bu yüzden özel hastanelerdeki sağlık hizmetlerinden yararlanmak isteyen emekli hastalar, birçoğu astronomik düzeydeki tedavi giderlerini karşılayamamakta. Yatak ücretleri ise cep yakmakta. Bir emeklinin özel hastanede yatak ücreti ödemesi imkansız.
Emekliler sağlık alanında piyasanın insafına terk edilmiştir. Özel hastaneler çoğalmakla birlikte, bir rant kapısı haline getirildiği için emekliler devlet hastanelerinin kıt imkanlarını tercih etmek zorunda kalmakta. Böylece, herkesin ödeme gücüne göre hastaneye gidebildiği bir ortamda sağlık hizmeti alımında büyük adaletsizlikler ortaya çıkmakta.
Herhangi bir rahatsızlığı dolayısıyla bıçak altına yatması gereken emekli, ameliyat ücretini ödeyemeyeceği için, hastalığıyla yaşamak zorunda kalmakta. Bunun da anlamı, ölümü beklemek demektir. Sağlıkta son 11 yılda yaşanan dönüşüm neticesinde ‘Paran kadar sağlık hizmeti alabilirsin’ noktasına getirilen fakir fukaranın, emeklinin hasta olma lüksü yoktur. Komik Asgari Ücretle çalışıp aile geçindirmek zorunda olan ülkemiz insanı ve yıllarını bu ülkeye hizmetle geçirmiş fedakar ve cefakar emeklilerinin üzücü durumu apaçık ortadayken sen kalkıp yabancı ülke vatandaşlarına yardım gönderirsen en büyük adaletsizlik yapılıyor demektir… Önce kendi vatandaşın, sonra da eğer imkanın varsa yabancılar…