İnsan, bireysel değil toplumsal bir varlıktır. İnsanın, önce yaratıcıya sonra kendisinin dünyaya gelmesine neden olan ailesine, mahallesine, köyüne, beldesine, şehrine karşı sorumluluk içinde olması gerekiyor. Sınırsız özgürlük var mıdır? Tabii ki hayır. Sizin özgürlük alanınız başkalarının alanının başladığı yerdir. Benim kişisel özgürlüğüm var.
‘Ben istediğimi yaparım. Kendi sağlığımı bozarım. Ulu orta içki içerim, sigara içerim. Sokak ortasında her şeyi yaparım’ demek özgürlük müdür?
Modern toplumlarda özel hayatın korunmasına önem verilir. Ancak toplumsal yaşamın bozulmaması da istenir. Bu hususlar genellikle eğitimle-inançla ve de yasal düzenlemelerle yapılır.
Alkolün, sigaranın, uyuşturucu maddelerin sağlığa zararlı olmadığı yönünde hiçbir ülkede, hiçbir insanda böyle bir inanç yoktur. Bilimsel olarak bu maddelerin insan sağlığına zararlı olduğu tescillenmiştir.
Özellikle çocuklarımızın, gençlerimizin hem kendileri hem de toplum sağlığı açısından zararlı madde alışkanlığına karşı korunması şarttır.
Maalesef günümüzde alkol, sigara ve uyuşturucu kullanma yaşı 9-12 yaşlara kadar inmiştir. Hemen her gün yazılı ve görsel medyada izliyoruz. Asayiş olaylarının, trafik kazalarının büyük çoğunluğu bu zararlılardan meydana gelmekte. Alkol ve uyuşturucu; aileleri dağıtmakta, ebeveynler perişan olmakta. Sonucunda da büyük maddi ve manevi kayıplar ortaya çıkmakta...
Yasakçı bir yaklaşım, çoğu kez sonuç vermemekte. Ama bu maddelerin kullanım alanları, kullanım yerleri, satış alanları ile ilgili düzenleme yapılması da gerekli ve doğal. Günümüzde kanser hastalığı başta olmak üzere ruh ve beden sağlığı bozulan bireyler için çok ciddi sağlık harcaması yapılmakta.
Alkol konusu dünya kurulduğundan bu yana var. Bütün dinlerde zararından bahsedilir. Toplumumuzun geleceği açısından kişisel hak ve hürriyetleri fazla daraltmadan içki satış ve kullanımı ile ilgili düzenleme yapılması yerindedir. Alkol yanında kumar, aile içi ve toplumsal şiddet konularında, fuhuş konusunda da yeni düzenlemelere ve eğitim çalışmalarına büyük ölçüde ihtiyaç vardır.
Sağlıklı bireyler sağlıklı toplumları meydana getirir. Bu tür düzenlemelerin uygulamaları da düzenleme kadar önemlidir. Ne var ki bu tür yasaklamaları padişahlık dönemi yasaklarına çevirmek de o derece yanlıştır. Osmanlı devri yasaklarına çevirmeden, ideolojik bakış açılarına boyun eğmeden bu toplumsal sorunları çözersek ve olaylara empati ile yaklaşıp birbirimizi fazla incitmeden hem içki içmeyenin hakkını korur, hem de içeni de rencide etmezsek istenilen sonuca daha sağlıklı gidebiliriz. Şiddet ve yasaklar her zaman yeni şiddet ve yasakları doğurmuştur.