Her devirde hükümetler çıkardığı yasalarla halkın huzuru, rahatı ve emniyeti için önlemler alıyor. Son günlerde de medyada çıkan haberlere, yetkililerin açıklamalarına göre yeni cezalar gündemde. Alınan kararlara baktığımızda ne kadar yerinde olduğu görülse de bunların uygulanabilirliği ise merak uyandırıyor. Mesela son olarak sürücülerin sigara içmemesi, yine sürücülerin telefonla konuşmaması kararları…Vatandaşa tuhaf geliyor… Acaba insanlarla dalga mı geçiliyor hissine kapılıyorsunuz… Ne o, ‘bakın ben yasakladım’ mantığı. Sözde yasakladın arkadaş. Gel gör ki uygulamada bu yasağı takan yok ki. Hem bu yasağı nasıl takip edeceksin, mantıklı açıklaması var mı? Olamaz ki… Sen 20 milyonluk İstanbul’daki özel ve resmi araçların sürücülerini nasıl denetleyeceksin ki… Örneğin toplu taşıma araçlarının hemen tümünde sürücüler cep telefonlarıyla konuşuyor. Hadi gel de denetle. Ayrıca, trafiğin merkezinde hafriyat kamyonları ve beton mikserlerinin araçlara adeta sürünerek seyretmesi… Örneğin (Altunizade köprü girişi). Merak eden oradan geçsin…Var olan yasalar uygulanmıyor. Dolayısıyla insan hayatı hiçe sayılıyor. Tonaj ölçüm cihazları, yollara takılan kameralarla aynı şey… Örneğin takılan kameralar yanından 200 kilometre ile geçen biri olduğunda o kişiyi o an durduracak biri yoktur. Kaza yaptıktan 1 hafta sonra gelen cezanın çok da bir anlamı kalmaz. 200 kilometre hızla geçen araç o an kendini veya başka birilerini de öldürebilir, bu nedenle kameralar önleyici değildir... Olması gereken ve dünyada da uygulanan yöntem kamyonun hareket ettiği noktadan sonra mümkün olan en kısa mesafede durdurularak trafikten men edilmesi ve büyük bir ceza kesilmesidir. Esas denetimi bu sorumlu taşıyanlardadır. Ama ilgili kişiler kötü olmamak için belki de rant sağlamak için hala kaçamak oynamaktadır… Yol yapalım, aydınlatma koyalım, kamera döşeyelim gibi bir sürü maddeden oluşan bakkal listesi gibi unsurlar sıralanıyor, ama trafik güvenliğine yönelik esas alınması gereken kararlar alınmıyor. Diğer taraftan sayısı her gün artan kadına şiddet, cinsel istismar ve çocuk istismarı… Çoğunlukla kadınların katilleri ve azmettiricileri, çok komik cezalarla, kısa sürede özgürlüklerine kavuşuyor. Örnekler arttırılabilir. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün yapmış olduğu araştırmaya göre, ülkemizde her 10 kadından 4'ü şiddet görmekte. Kırsal kesimlerde bu oran 5'e kadar yükselmekte. Örnekler o kadar çok ki… Sonuçta, yasalar kağıt üzerinde kalıyor, uygulanmıyor. Şiddete uğrayan kadın ise kurumlara başvurduğunda kötü muameleye maruz kalıyor. Yasalar herkese eşit şekilde ve de caydırıcı olmak kaydıyla uygulanmalı…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.