Kanser tedavilerinin önemli parçalarından olan Radyasyon Onkolojisi, güncel sağlık teknolojileri ve alanında uzman isimlerin multidisipliner yaklaşımlarının ön plana çıktığı alanlardan biri. Özellikle son yıllarda önemi daha da artan radyocerrahi uygulamaları sayesinde hastalar daha mutlular ve eskisi kadar da yorgun değiller. Anadolu Sağlık Merkezi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı ve Radyasyon Onkolojisi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Hale Başak Çağlar “Sevdiklerimize önermediğimiz, yapılmasını istemediğimiz hiçbir tedaviyi hastalarımıza önermiyor ve uygulamıyoruz. Hastalarla iletişimimizde tam bir empati duygusuyla hareket etmemiz, onları daha iyi anlamamızı sağlıyor. Dolayısıyla yüzlerindeki gülümsemeyi artırmak ve onlarla sıcak bir iletişim kurmak bizim için her şeyden değerli” dedi.
Radyasyon Onkolojisi kuşkusuz, kanser tedavisinin bir parçası olarak kötü huylu hücrelerin kontrol altına alınmasında iyonize radyasyonu kullanarak tedavi hizmeti sunan çok önemli tıp alanlarından biri. Radyasyon Onkolojisi alanında çok fazla gelişmenin söz konusu olduğunu belirten Radyasyon Onkolojisi Uzmanı ve Radyasyon Onkolojisi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Hale Başak Çağlar “Yazılımlardaki ilerlemeler devam ettikçe Radyasyon Onkolojisi de aynı paralellikte ilerleme kaydediyor. Bunun yanı sıra görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler de çok önemli. Bir bölgeye ışın tedavisi uygulanıyorsa, gerçekten o bölgeye uygulandığından emin olmak gerekiyor. Özellikle radyocerrahide bu son derece önemli, çünkü çok yüksek doz ışın veriliyor. Yanlış bir bölgeye verildiğinde tedavinin etkisi görülmezken yan etki de artıyor. Dolayısıyla görüntülemedeki gelişmelerin radyoterapiye implante edilmesinin Radyasyon Onkolojisi’ne katkısı büyük” açıklamasında bulundu.
Yaşam süresi uzuyor
Yer değiştiren tümörlerin hareketlerini göz önüne alarak tedavi imkânı veren tekniklerin de önem kazandığını anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Hale Başak Çağlar “Tüm bu gelişmelere paralel olarak radyocerrahi de bugün artık birçok hastalıkta bilimsel rehberlerde önerilen bir yöntem haline geldi. Eskiye oranla artık hastalar daha iyi tedavi edilebiliyor. Örneğin, 20 yıl önce metastatik akciğer kanseri hastalarının ortalama yaşam süreleri maksimum 6-9 ayken bugün en az beş yıla kadar uzanabilen sağ kalım sürelerinden söz ediyoruz. Bunun yanı sıra meme, jinekolojik kanserler, çocukluk çağı lenfomalar ve lösemiler ile baş boyun tümörlerinde de çok iyi sağ kalım sürelerine ulaşıldı. Kanser tedavilerinde çok güzel gelişmeler var; kemoterapiler, akıllı ilaçlar, immünoterapiler… Fakat Radyasyon Onkolojisi de bu sürece müthiş bir katkı veriyor. Uzman ekiplerin güçlü iletişimi ve hasta odaklı yaklaşımlarıyla yönetilen bu multidisipliner süreçte, hastanın ömrüne ömür katmak için uygulanan tedavilerin önemi kadar, uzatılan o ömrün düşük bir yaşam kalitesiyle hastane yatağında değil; sosyal hayatın içinde yüksek bir yaşam kalitesiyle geçmesi de son derece önemli” şeklinde konuştu.
Kişiye özel tedaviler artacak
Yakın gelecekte artık hastaya özel tedavilerin daha çok önem kazanacağını vurgulayan Prof. Dr. Hale Başak Çağlar “Örneğin, her hastanın tümörü genetik analizle ele alınacak ve o tümöre özel tedaviler yapılacak. Dolayısıyla kişiye özel tedavilerin ağırlık kazanacağı bir dönem bizi bekliyor. Tabii bir yandan koruyucu hekimliğin de altı daha çok çizilecek. Hastalık kapıyı çalmadan önce önlem almak, hastalığı erken teşhislerle kontrol altına almak çok önemli. Bu noktada tarama programlarında da hızlı gelişmelere tanık olacağız” dedi.